Ünye Ziraat Odası Başkanı Osman Sarıkahraman, uygulanan programlar neticesinde Kahverengi Kokarca’yla mücaelede başarısız olunduğunu belirterek; “Fındık ölüyor, fındıkçı gidiyor” diyerek durumu özetledi.

Perşembe Yaylasında maden aranmasıyla ilgili gündemle konuşmasına başlayan Osman Sarıkahraman; “Nedir bu gözü parayla doymayanların bu gölgeden istedikleri nedir anlamamış değilim. Buradan bir üretici temsilcisi olarak haykırıyoruz, lütfen elinizi bu verimli topraklardan çekin, artık yeter. Altın madeninden benim ülkem altın kazanamazken ben baron bir firmayı neden altınla zenginleştireyim. Benim ülkem bunda zarar ederken yüzyıllar boyu maden sahasında bir ot bitmeyecekken neden biz büyük firmalara peşkeş çekelim. Eğer siz maden sahalarını bu şekilde yok ederseniz bu insanlar karnını neyle doyuracak?” dedi.

Bölgede özellikle fındık üreticileri için büyük sorun haline gelen Kahverengi Kokarca’yla mücadele konusuna da değinen Sarıkahraman; “Kokarca’ya çare arıyoruz. Çare aramaya gerek yok ki, siz Cenab-ı Allah’ın yaratmış olduğu yeryüzüne elinizi sürmeyin yeter. Bunun örneğini pandemide gördük, doğa kendini dengeler, insanoğlu elini sürmesin, ne olur yani?”

Türkiye’de esas sorunun mülteciler olduğunu da vurgulayan Sarıkahraman; “Türkiye Cumhuriyeti, yuvarlak olarak söyleyeyim 85 milyon, resmi ya da gayri resmi, benim bildiğim, Türkiye’de 20 milyona yakın kendi vatanlarının hainini biz burada besliyoruz. Resmi ya da gayri resmi rakamlarla biz 20 milyona yakın mülteci besliyoruz… Siz bu tarım alanlarını, ürettiğimiz ürün alanlarını, güzel alanları madencilere peşkeş çekerseniz biz bu memlekette nasıl üreteceğiz?” diye sordu.

Piyasada fındık üreticileri üzerinden bir oyunun sahnelendiğini de belirten Sarıkahraman, sözlerini şöyle tamamladı; “Piyasada çiftçi üzerine oynanılan bir oyun var. X firmada yapılan randıman, bunu misal olarak söylüyorum, 20, öbür taraftaki manavda 25, o taraftaki manavda 30 gibi.. Ben her zaman söylüyorum biz bu memleketin birer fertleriyiz, üreteniyle, manavıyla, fabrikasıyla. Kıble, aynı yere yöneliyoruz, üstümüz al bayrak, altımız toprak. Bu nedir? Bu teferruatlı alış-verişi anlamış değilim. Her türlü bir salgından, her türlü bir olaydan biz çıkar elde etmeyi düşünüyoruz. Bu da bizi bir üretici temsilcisi olarak üzüyor. Bu çürük fındıklar ne olur, elde mi kalacak, samanlıkta mı kalacak? Arkadaşlar, biz bu fındıkları üç ay sonra, beş ay sonra yiyeceğiz. Çürüğünü de yedirecekler, çarığını da yedirecekler. Çünkü biliyorum, bu böyleyse bu oyunu oynamak nedir bilemiyorum. Ben TMO tarafından FİSKOBİRLİK üzerinden bir birim açılarak bu randımanı düşük fındığın alınmadığını anlamış değilim. Buradan çağrımızı yeniliyoruz; TMO’nun vatandaşın satamayacağı randımanı düşük fındığı mutlak surette alması lazım.”

Sarıkahraman, konuşmasının ardından Kahverengi Kokarca’yla mücadelede kullanılan bazı araç, gereç ve ilaçlar hakkında bilgi verdi.

HABER: Mehmet Emin Danış