Cumhuriyet Halk Partisi Altınordu İlçe Altınordu Belediyesi 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yapma yetkisini  Ordu Büyükşehir Belediyesine devretmesinden sonra  “Altınordu İmar planı revizyonu” çalışmasının sürdüğünü bildirdi.

CHP Altınordu İlçe Başkanı Yelda Dalak,’’ Tam 2 yıl oldu… Bu geçen sürede yaşananlar üzerinde artık konuşmaya gerek yok. Herkes her şeyi biliyor. ‘dedi.

Dalak açıklamasını şöyle sürdürdü.

‘’Altınordu 1/5000 Nazım İmar planı OBB tarafından askıya çıkarılmıştır. 07.10.2021 Perşembe günü yani bugün en nihayet askıdan inerek kesinleşecektir. Yani bugün itibariyle Nazım plan kesinleşecek ve Uygulama imar planı çalışmalarına başlanacak.

Bu 2 yılı aşkın süre içerisinde yapılmakta olan çalışmalar hakkında gerek kamuoyu genelinde, gerekse konunun uzmanları ve STK’larda çok sayıda soru işareti oluşmuş, sonuç olarak kentin neredeyse tamamının zihninde çok büyük miktarda şaibe şüphesi oluşmuş, hiçbir şekilde “kamu yararı” dikkate alınmayan bir plan ortaya çıktığı inancı geniş kitlelerce dillendirilmeye başlanmıştır.

OBB tarafınca yürütülen 1/5000 ölçekli Nazım İmar planı çalışmalarının askıya çıkarılmasıyla, konunun uzmanlarınca yapılan çok ciddi ve hassas incelemeler neticesinde görüldü ki;

- Yeşil alanlar imara açılmış

- Düşük yoğunluklu alanlar, yüksek yoğunluklu alanlara çevrilmiş

- 2 katlı konut alanları turizm alanı yapılmış

- Bazı Turizm alanlarının yapılaşma haklarını artırılmış

- Uzun yıllardır konut alanı olarak kullanılan yerleri ticaret alanına çevrilmiş

- Ticaret yapılaşma haklarını artırılmış

- Ve özellikle kamuoyunun vicdanını derin bir şekilde yaralayan, 110 bin imza toplanarak halkın isyan ettiği DURUGÖL arazisi, öncekinden beter hale getirildiği görülmüştür.

Kısacası yapılan İmar revizyon çalışmaları nedeniyle kamu yararının hiçbir şekilde gözetilmediği ve çok önemli noktalarda, çok büyük miktarlı haksız kazanca neden olabilecek rant uygulamalarının sessiz sedası işleme sokulduğu tespit edilmiştir.

Bu tespitler sonucunda bazı soruların sorulması artık zorunlu hale gelmiştir. Şimdi bu soruları sırasıyla soralım:

1-Sağlanan bu rantlar nedeniyle OBB’nin kasasına tek kuruş girmiş midir?

2-Altınordu Belediyesinin kasasına tek kuruş girmiş midir?

3-Bütün bu rant artışını sağlayan emsal artışlarının şehrimizin altyapısına getireceği ilave yükün belediyelerimize maliyeti hesaplanmış mıdır?

4-Hesaplanmış ise bu miktar ne kadardır?

5-Bu ilave yük için bir bedel tahsil edilmiş midir?

6-Belde evler dolayısı ile kente yüklenen 80 milyonluk zararı da eklersek, bu revizyon nedeniyle her iki belediyeye ne kadar bir ek maliyet yükleneceği hesap edilmektedir?

7-Bu saydığımız gelirler ve maliyetler karşılanmadıysa, bu kadar rant ne maksatla sağlanmıştır? Kamu yararı bunun neresindedir?

8-Bu kadar rant karşılığında kimsenin tek kuruş çıkar, menfaat, haksız kazanç, sağlamadığına inanmamızı mı bekliyorsunuz?

9-Siz âlemi kör, milleti salak mı zannediyorsunuz?

Anlaşılacağı üzere toplumda;  yürütülmekte olan imar planı revizyonu nedeniyle OBB İmar dairesi ve Ordumuzda açtığı ofiste talep sahipleriyle özel görüşmeler yapmaya kadar fütursuzca işi götüren imar planını ihalesini alan şehir plancısına güven duygusu yitirilmiştir.

İşte bu nedenle 6.10.2021 günü yani dün yapılan Altınordu Belediye meclisi olağan toplantısında, meclis oturumunda hazır bulunan CHP, İYİ PARTİ ve MHP’li üyelerin tamamının imzasıyla EKİM 2019’da OBB’ye devredilen plan yapma ve yaptırma yetkisinin iptal edilerek, bu çalışmaların bizzat Altınordu Belediyesince yönetilmesi amacıyla bir önerge sunmuşlardır.

Ancak Belediye başkanı Sn. Aşkın Tören ve AKP gurubunun oylarıyla önergenin meclis gündemine dahi alınması reddedilmiştir.

Gerçeklerin halkın temsilcilerince, halkın huzurunda konuşulmasından mı korkulmuştur?

Yürütülen bu haksız ve hukuksuz revizyon sürecinden kendilerini bugüne kadar uzakta tutmaya çalışan Altınordu belediyesi yönetimi ve gurubu, artık bu durumun bizzat ortağı haline gelmiştir. Yaşanan bu süreçte AKP meclis gurubunun da sorumluluğu paylaşma iradesi şaşkınlıkla izlenmiştir. Bu yaşananlar tarihe bir not olarak düşülecektir. Bu önergeye ret oyu verenler öncelikle kendi vicdanlarındaki adalet terazilerini kırmakla kalmamış, büyük bir haksızlığın da koruyucusu olmuşlardır.’’