Adıgüzel, özellikle sağlıksız gıda ve gıda enflasyonu ile ilgili olarak hükümeti sert bir şekilde eleştirerek, bu durumların artık bir milli güvenlik sorunu haline geldiğini belirtti.

Adıgüzel, açıklamalarına “Bir doktor Milletvekili olarak, hem insanların sağlığı hem de ülke adına büyük bir endişe duymaktayım. Gıda güvenliği artık Türkiye için milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. Terör eğer masum insanların canına kastetmek ve organize kötülük yapmaksa, bunun adı ‘gıda terörü’dür” sözleriyle başladı. Türkiye'de tüketilen tüm gıdalarda sağlık sorunları olduğunu belirten Adıgüzel, son bir ayda Avrupa Birliği'ne ihraç edilen 48 ürünün ciddi sağlık sorunları nedeniyle geri gönderildiğini söyledi. Bu durumu örnek göstererek, Türkiye'deki gıda denetimlerinin yetersizliğine dikkat çekti.

Adıgüzel, “Avrupa Birliği'nin denetim mekanizmaları var. Türkiye'den ürünler seçilerek ihraç ediliyor. Ancak biz kendi ülkemizde ne yediğimizi, ne içtiğimizi bilmiyoruz. Denetim yok” diyerek, gıda güvenliği konusunda yetkili kurumların halkın sağlığını korumak yerine hükümeti korumayı önceliklendirdiğini ifade etti. TÜİK ve Sağlık Bakanlığı gibi kurumların, hükümeti zor durumda bırakacak verileri açıklamaktan kaçındığını savundu.

Ayrıca, son günlerde sahte içki nedeniyle İstanbul'da 37 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Adıgüzel, geçtiğimiz günlerde mecliste yaptığı uyarıya da atıfta bulunarak, bir günde 19 kişinin sahte içkiden hayatını kaybettiğini belirtti. Kumpir yiyerek salmonelladan hayatını kaybeden bir vatandaşın da örneğini veren Adıgüzel, gıda güvenliğinin ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.

Geçtiğimiz aylarda sahte bala dikkat çeken Adıgüzel, market raflarında satılan balların %90'ının hileli olduğunu ve %70'inin arı dahi görmeyen sahte bal olduğunu ifade etti. Ancak, bu konuda sadece birkaç depoya baskın yapıldığını ve birkaç ürünün gazetelere ifşa edildiğini belirterek, hükümetin bu tür sahtekarlıkları engelleme noktasında yeterli adım atmadığını söyledi. “Hükümet, mevzuatları ve kolluk güçlerini kullanarak bu tür sahtekarlıkları engellemiyorsa, bu işe ortaktır” dedi.

Gıda enflasyonu konusunda da Türkiye'nin dünya genelinde birinci sırada olduğunu belirten Adıgüzel, OECD ülkeleri arasında gıda enflasyonunun en yüksek olduğu ülkenin Türkiye olduğunu, Meksika'nın ikinci sırada olduğunu ancak Türkiye'nin yaklaşık 4 kat daha yüksek bir gıda enflasyonuna sahip olduğunu vurguladı. Bu durumu, sağlıksız gıdalarla birlikte halkın üzerine büyük bir yük bindiren bir ekonomik sorun olarak tanımlayan Adıgüzel, “Biz sağlıksız gıdaya, yani zehiri kendi paramızla fahiş fiyattan satın alıyoruz. Kendi paramızla ölüyoruz. Kendimizi öldüren kurşunu ve silahı, bizzat kendi paramızla satın alıyoruz” şeklinde sert bir ifade kullandı.

Son olarak, sahte bal, sahte içki ve zehirli gıda gibi sorunların sorumlusunun hükümet olduğunu belirten Adıgüzel, bu durumların artık bir milli güvenlik sorunu haline geldiğini yineledi. Adıgüzel, hükümetin gıda güvenliği konusunda daha etkin adımlar atması gerektiğini, aksi takdirde bu sorunların daha da büyüyeceğini ifade etti. HABER MERKEZİ