- 17:19 Üç gün trafiğe kapatılacak
- 17:13 Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, Gazilere Teşekkür Etti
- 17:09 İki partiye kapıları kapattı
- 16:58 Bir araçta uyuşturucu ve tüfek ele geçirildi
- 16:48 İstinat duvarına çarpan tırın sürücüsü yaralandı
- 16:45 Yapı Ruhsatlarında Büyük Düşüş
- 16:44 Silah kaçakçılığı operasyonunda 1 zanlı yakalandı
- 16:44 Türk çayı ihracatı 19,8 milyon doları aştı
- 16:41 MEB, aileler için "veli rehberlik" kitaplarını yayımladı
- 16:40 A Milli Erkek Basketbol Takımı, yarın Macaristan'ı konuk edecek
- 16:39 Refakatçi hemşirenin ölümüne ilişkin soruşturma tamamlandı
- 16:35 Teğmenlerin Disipline Sevkine İlişkin Açıklama
- 16:36 Fındık Kabuğundan Aktif Karbon Üretilecek
- 16:19 Bakan Yumaklı Ordu’ya Geliyor
- 16:04 Diyarbakır anneleri evlatlarının yolunu gözlüyor
Fındık Fiyatı
‘TOPLUMUN SİNİR UÇLARINA DOKUNUYOR’
Cumhuriyet Halk Partisi Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, Meclis’te görüşülen Diyanet Akademisi Kanunu üzerine konuştu. Kanunların muğlak bırakılıp esas hususların kararnamelere bırakıldığını ifade eden Adıgüzel, “Ağam bilir hükümet tarafından yönetiliyoruz’’ dedi
‘’Denetim Bakanlıkta olmalıdır’’
Mustafa Adıgüzel bu konuda şunları kaydetti
‘’Nitelikli din adamı yetiştirmek bizim de arzumuzdur. Çünkü aydın din adamından bu ülkeye zarar gelmez. Ancak anayasada eğitim bir bütündür. Biz her alanda eğitimin, din eğitimi de dahil, milli eğitimden, yüksek öğretim kurumlarından bağımsız olmasına karşı çıkıyoruz. Kuran kursu ve merkezlerinde okuyan öğrenciler için açılacak yurt ve pansiyonlar Milli Eğitim Bakanlığının denetimine alınmalıdır. Çünkü denetimsiz yurt ve pansiyonların ne hale geldiğini, nelere yol açtığını hep beraber görüyoruz. Yok efendim "zaten biz Milli Eğitim ile yükseköğretim ile istişare yapacağız" deniyor. Cehennemin yolları da iyi niyet taşları ile döşelidir
‘’Biz bu kanunda muğlak ifadelere karşıyız’’
Kanunda boşluklar hep "kararname ile düzenlenir" şeklinde doldurulmuş. Bu kararnamelerin nasıl çıktığını biliyoruz. Zaten kararname devleti olduk. "Ağam bilir hükümeti" tarafından yönetiliyoruz.
Din konusu siyasetten tamamen ayrı olmalıdır. Diyanet kurumu ülkedeki tüm dini inanç kesimlerini kapsamalıdır. Cem evlerinin ibadethane sayılması ile ilgili hiç bir çalışma yoktur. Yıllardır konuşulur ama yapılmaz.
‘’Atatürk’ün kurduğu kurum’’
Biz Diyanet Kurumunu başkanın tavır ve davranışları ile tartışmaya sokmak istemeyiz. Çünkü Atatürk’ün kurduğu bir kurumdur. Biz de bu kuruma sahip çıkıyoruz. Ama böyle hassas kurumların başına atama yaparken de atamayı yapan hükümetin başının da aynı hassasiyeti göstermesi gerekir. Biz seçilmişler olarak bu özeni gösteriyoruz. Ama diyanet İşleri kurumunu ayırarak söylüyorum, burayı yöneten kişi aynı hassasiyeti göstermiyor. Birçok kültüre ev sahipliği yapmış olan bu kadim coğrafyada sadece belli bir kesime yönelik tavırları ve iktidarın sözcüsü gibi konuşmaları toplumun sinir uçlarına dokunmaktadır bu diyanet işleri başkanının. Sadece farklı inanç gruplarını değil Müslümanları bile ayrıştırmaktadır. Ötekileştirişi üslubu ile Müslümanlar tarafından da tepki almaktadır, bilinmesini isterim.’’
Haber Merkezi