Almanya’da yaşayan Ordulu araştırmacı yazar ve gazeteci Savaş Çelebi, Avrupa’da yaşayan Türklerin, uçak biletlerine yapılan fahiş zamlar üzerine ortaya koydukları tepkileri gündeme taşıdı.
Çelebi, konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “Genel olarak tüm Avrupa’yı zorlayan konu 6-7-8. Aylarda ki uçak biletlerinin 100 de 150-200 oranında artışı bu nedenle gelemeyenler oldukça fazla sayıda. Ve çok zorlu da olsa gelenleri de araçla gelmeye iten bir durum 
Türkiye’ye yakın sayılan  Avusturya ve Almanya’dan gelenler arabayla 24 saatte ülkeye giriş yapıyorlar. Tabiki hiç bir ülkede beklemezlerse, çoğu zaman gümrük kapılarında yoğunluğa bağlı olarak 10 ila 40 saatlere varan bekleme süreleri yaşanıyor. 
ülkemize giriş yapan araç yoğunluğu şuan itibariyle 1 milyona ulaştı. Bunun sebebi ise uçak fiyatlarındaki düzensiz artış ve kaldı ki ülkeye gelen vatandaşlarımız için kiralık araçlar için günlük 40-50 Euro ücret talep ediliyor. Bunuda ilave edersek 4 kişilik bir ailenin 3 hafta için sadece ulaşım bedeli 5000 Euro, bunun yanında sadece gezip yese içse yine 5-6 bin Euro ya ihtiyaç duyuluyor” dedi. 
Bu durumda insanları oldukça zorluyor diyen Savaş Çelebi, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Ülkemizde ne yazık ki Avrupalı Türklere karşı negatif yönde bir bakış açısı var. Adeta bu insanları para olarak görüyorlar oysa ki, yaşadıkları ülkelerde rahat yaşayabilmek hatta yılda 1 kez olsun memleketlerine gelerek özlem gidere bilmek için gece gündüz çalışıyorlar. 
Hafta içi fabrikada, hafta sonu ise ek gelir elde edebilmek adına farklı iş alanlarında çalışıyorlar. Neredeyse Yabancı turistlerle aynı kefeye konulduklarını düşünen gurbetçi vatandaşlarımız bu durum karşısında yıllardır büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. 
Oysa ki tek istekleri yılın sadede 3-4 haftasında memlet ve aile özlemlerini bir nebzede olsa gidere bilmek. Geçtiğimiz günlerde Edirne gümrük kapısından giriş yapan Ordulu bir ailenin başına gelen üzücü olayı hepimiz üzüntüyle öğrendik. 
Bir çok ülkeden bin bir zorlukla ülkeme geldim rahatlığı yaşayan vatandaşlarımızın aracına zarar vererek değerli eşyalarını almaya çalışmak en acı olanı. Avrupa da yabancılar diye adlandırılan vatandaşlarımız, kendi ülkelerinde ise Almancı (para) diye adlandırılıyor. 
Peki bu insanlar için kim elini taşın altına sokarak bir adım atacak? Bu insanlar izin sezonlarında her yıl aynı sorunları neden yaşamak zorundalar? Gerek siyasi, gerekse bir çok dernek çatısı altında bir çok kurum ve kuruluşlar var. Hiç mi bu sıkıntıları gören yok?
Bir çok aile bilirim ki ülkeye gelebilmek için kredi çekiyor. Ve o parayı ödeye bilmek için pazar günleri haricinde 10-12 saat çalışmak zorunda kalıyor. Ve bu insanlar doğup büyüdüğü memleketine geliyor. Yazıktır ayıptır yapmayın” diye konuştu.