- 18:25 Tunceli'de 4,1 büyüklüğünde deprem
- 18:22 Mercan Sigorta Aracılık Hizmetleri Açıldı
- 18:19 Tüccarın "küçük" diye almadığı patatesleri ücretsiz dağıttı
- 18:12 SAHTE İŞLEMLERE DİKKAT !
- 18:01 Yusuf Dikeç'e Bollywood'dan teklif geldi
- 18:04 1,2 kilogram esrarla yakalanan zanlı tutuklandı
- 17:54 Narin Güran'ın mezarına ziyaretler sürüyor
- 17:34 Dünyanın en vatansever ülkeleri açıklandı!
- 17:42 Tapu işlemlerinde yeni dönem
- 17:24 Trabzon'da kahverengi kokarca ile ilgili acil durum!
- 17:09 Sosyal medya mecraları operasyon aygıtına dönüştü
- 17:08 Tavlı’ya Kitap Hediye Edildi
- 16:47 iPhone'daki hırsızlığa karşı özellik Android'e geliyor
- 16:40 Dünyanın En Yaşlı İnsanı Tomiko Itooka
- 16:34 134. Yılı Ünye'de Kutlanacak
Fındık Fiyatı
“Çalışanı Rahatlatacak Tek Unsur Refah Payıdır”
Türkiye Kamu-Sen Ordu İl Başkanı Hasan Ali Yılmaz, Temmuz ayı enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Başkan Yılmaz, yaptığı açıklamada; ‘Yüksek enflasyon; ülke içinde paranın değerinin düşmesi ve alım gücünün azalması nedeniyle özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızı zorlamaktadır. Dolayısıyla her zaman ifade ettiğimiz gibi maaşlara ek zam verilmesi, refah payı eklenmesi, enflasyon farkının ortaya çıktığı ay itibarı ile maaşlara yansıtılması ve vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi yönündeki taleplerimizin karşılık bulması bu süreçte hayatı bir önem taşımaktadır‘ dedi.
Başkan Yılmaz, açıklamasına şu şekilde devam etti; ‘TÜİK‘in temmuz ayına ilişkin enflasyon verileri açıklandı. Buna göre temmuz ayında mal ve hizmet fiyatları ortalama %3,23 oranında artarken yıllık enflasyon da %61,78 olarak belirlendi.
Geçtiğimiz ay memur ve emekli maaşlarına yılın ikinci yarısı için %10 oranında artış yapılmıştı. Temmuz enflasyonu ile birlikte altı ay için verilen zammın üçte biri daha il ayda erimiş oldu. Mutfak masrafları, doğalgaza, elektriğe gelen zamlar ve kiralar dikkate alındığında memurların cebine yansıyan gerçek erimenin çok daha yüksek olduğu görülüyor.
Yüksek enflasyon; ülke içinde paranın değerinin düşmesi ve alım gücünün azalması nedeniyle özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızı zorlamaktadır. Enflasyonist dönemlerde yaşanan ekonomik gelişmelere bağlı olarak daha yüksek oranlı maaş zammı yapılsa da maaşlardaki artışlar enflasyon dolayında kaldığı sürece emeği ile geçinen kesimin hayat standardının düşmesine neden olmaktadır.
Bu tür durumlarda çalışanların alım gücünün korunması ve artırılması her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır. Aksi halde ekonomideki bütün olumsuz gelişmeler dar ve sabit gelirlilerin yapacağı fedakarlığa bağlı olarak aşılmakta, her dönemde zengin daha zengin fakir daha fakir hale gelmektedir.
Bu nedenle artık memur ve emeklilerimizin üzerindeki ekonomik yükü hafifletmenin vakti gelmiştir. Memur ve emeklilerin üzerindeki bu yükü hafifletmenin yolu önce maaşları açlık ve yoksulluk sınırından kurtarmak sonra maaşlara enflasyonun üzerinde bir artış yapmaktan geçmektedir. Alım gücünü korumanın ve yükseltmenin yolu ise refah payı ödemesidir. Bu nedenle artık maaşlara ek zam yapılması da bu ekonomik şartlar altında zorunlu hale gelmiştir.
Dolayısıyla her zaman ifade ettiğimiz gibi maaşlara ek zam verilmesi, refah payı eklenmesi, enflasyon farkının ortaya çıktığı ay itibarı ile maaşlara yansıtılması ve vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi yönündeki taleplerimizin karşılık bulması bu süreçte hayatı bir önem taşımaktadır.
Temmuz ayı enflasyonuyla birlikte memur ve emeklilerimizin %10 zamla bu dönemi atlatamayacağı görülmelidir. Bu nedenle çarşı, pazarda fiyatlar sürekli yükselirken alım gücünü koruyacak, memur ve emekliye nefes aldıracak uygulamalara ihtiyaç vardır‘ diye konuştu.