"Arıcılık benim için memlekettir, bir aidiyettir." diyen Adıgüzel şunları ifade etti:

Türkiye dünyada en çok bal üreten ikinci ülke, Ordu da Türkiye'nin birinci sırasında. Ordulu arıcılarımız büyük emekle Şubat ayından Ekim ayına kadar yılın 8 ayını ailelerinden uzakta dağ başlarında geçiriyorlar. Fakat emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Çocukların, kadınların, hamilelerin, askerlerin, öğrencilerin sağlıklı bal tüketmesi için başka bir ülke olsa bu zahmetin üzerine para öder. Diğer tüm tarım ürünlerinde olduğu gibi balda da yeterli destekleme yok.  Tahşiş ve taklit nedeniyle ürettiği balı da layıkıyla satamayan üretici zor durumda. Hiç arı görmemiş ama bal gibi satılan piyasada çokça ürün var. Bu durum hem doğal bal üreten arıcılarımızın önünü kesiyor hem de çok ciddi bir toplum sağlığı sorunu. Bu bahsettiğimiz ürünler bal zaten değil ama şurup da değil, gıda da değil bunlar zehir. Bu durumu düzeltmek devletin ekonomi açısından da sağlık açısından da göreviyken sonuç böyle olmuyor. 

Tarım Kredi bala 118 TL fiyat verdi. Geçen yıl zaten 108 TL idi. Yaklaşık %10'a tekabül eden bir zam. Geçenlerde buğdaya da %10 zam verdi. Aslına bakarsanız fındığa da %10 zam verdi. Çünkü geçen yılki beklentimiz 120 TL iken çok düşük bir fiyat verildi ve beklentimiz üzerine düşünürsek 132 TL de %10'luk zama denk geliyor. 

Bu nedenlerle Erdoğan'a "%10 Erdoğan" diyorum. 

Balın geçen yılki maliyeti bile 128 TL idi. Bölgelere göre ve gezginci arıcılık ya da sabit arıcılık yapanlara göre değişmekle birlikte ortalamaya vurursak bu yıl maliyet 200 TL'nin altında değil. Böyle bir ortamda 118 TL fiyat inanılır gibi değil. Birçok arıcı bu şartlarda bu işi bırakacaktır. Ordu'da ve Türkiye'nin diğer illerinde zaten bırakanlar oldu. 

Arıcıya üretimi bıraktırmak değil tam tersi teşvik etmek lazım. Bu fiyatın revize edilmesi gerekir. Bizim açıklamalarımızdan sonra bakanlıkta bazı çalışmalar olduğunu duyuyoruz. 

İktidar veya muhalefet demeden arıcılık coğrafyasının vekillerinin bir araya gelerek bu işe üretici gözüyle ve bir memleket meselesi olarak bakmak lazım. 

Ordu olarak bakarsak da fındıktan sonra ikinci gelir kapısı. Bal Ordu ekonomisi için de Türkiye ekonomisi için de çok önemli bir ürün.

O nedenle tüm Ordu milletvekillerimize bir çağrı yapmak isterim; hiçbir ön koşulumuz ya da şartımız olmadan bu işi birlikte götürelim. Birlik başkanlarımızla, bakanlıkla görüşelim. Bu işten kazançlı olacak üreticimiz, ilimiz ve Türkiye'mizdir. 

Arıcılık benim için bir siyasi konu değil, bir hayat hikayesi, bir soy kütüğüdür. Bu benim öz hikayem.

Liva Nur Akbulut