Kaymaz, yaptığı açıklamada, dünyada ve Türkiye’de süregelen savaşlar, çatışmalar, kutuplaşmalar ve baskı politikalarına dikkat çekti.

Kaymaz, İkinci Dünya Savaşı'nın 85. yıl dönümü dolayısıyla savaşların ardındaki emperyalist çıkarları ve insanlık üzerindeki yıkıcı etkilerini hatırlattı. Nazilerin Polonya’yı işgaliyle başlayan ve milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine yol açan bu savaştan alınan derslerin unutulduğunu belirten Kaymaz, "Ne yazık ki, emperyalistler hala aynı barbarlık, gaddarlık ve acımasızlıkla yeni savaşların, çatışmaların, kutuplaşmaların önünü açıyorlar" dedi.

Açıklamasında, savaş suçlarının artık dava konusu dahi yapılamadığını, devletlerin kendi çıkarları doğrultusunda savaş suçlarını görmezden geldiğini vurgulayan Kaymaz, özellikle Filistin'de yaşanan insanlık dışı uygulamalara dikkat çekti. İsrailli bir bakanın, Gazze'de insanların açlıktan ölmelerini normal karşılaması gerektiği yönündeki açıklamasını sert bir şekilde eleştiren Kaymaz, "Toplama kampları ve gaz odaları yeni biçimler alarak devam ediyor" ifadelerini kullandı.

Kaymaz ayrıca, savaş bölgelerinde yaşanan insan hakları ihlallerine ve kültürel mirasın yok edilmesine de değindi. Ortadoğu’da son yirmi yılda yaşanan çatışmaların, insanlık tarihinin önemli kültürel ve arkeolojik eserlerini geri dönülemez bir şekilde yok ettiğini belirtti.

Türkiye’deki siyasi duruma da değinen Kaymaz, AKP-MHP iktidar bloğunun, 31 Mart seçimlerinde kaybettiği meşruiyeti siyasal ve ekonomik baskıyla kapatmaya çalıştığını ve faşizmi kurumsallaştırma adımlarını devam ettirdiğini ifade etti. Kaymaz, sendikal hak ve özgürlüklerin en kötü durumda olduğu ülkeler arasında Türkiye’nin de yer aldığını ve bunun sistematik baskıların bir sonucu olduğunu söyledi.

Nursen Kaymaz, KESK olarak savaşlara, kutuplaşmaya ve baskılara karşı mücadeleye kararlılıkla devam edeceklerini vurgulayarak, "Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, laikliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruluncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Açıklamasının sonunda, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle, barış ve demokrasi talebinin emek ve demokrasi güçleri için temel bir ihtiyaç haline geldiğini belirten Kaymaz, "Yaşasın barış!" sloganıyla konuşmasını sonlandırdı.