- 11:09 KADES ve Dolandırıcılık Seminerleri
- 11:01 Kuran-ı Kerim Hatim Programı Düzenlendi
- 10:43 ''Büyüklerimize Vefa Zamanı''
- 10:41 19 İlçeden Gelen Talepler Dinleniyor
- 10:36 Kahverengi Kokarca Mücadelesi Devam Ediyor
- 10:23 Kültür Mantarı Yetiştiriciliği Kursu Düzenlendi
- 10:13 Destek Verenlere Teşekkür Ziyareti
- 10:03 Makam Ziyaretleri Yapıldı
- 10:00 Dereceye Girenleri Ödüllendirdi
- 09:55 Erol Bayrak'ın Kabri Ziyaret Edildi
- 09:47 Avrupa'da Tarih Yazdı
- 09:39 Yarım Kalan Halı Saha Projesi tamamlanıyor
- 09:25 Çiftçilere 112,2 Milyon Destek
- 09:24 Rakip Macaristan
- 09:23 Türkiye'den 3. Müze Avrupa'da Yarışacak
Fındık Fiyatı
Açlık ve yoksulluk artıyor
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, Karadeniz gezisi kapsamında Ordu’da yaptığı toplantıda Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınmasına tepki göstererek, “Siyasi, ekonomik baskılara karşı emek ve demokrasi güçleri ortak mücadeleyi örgütlemeli” çağrısı yaptı.
Belediye İş Sendika Ordu Şubesi Toplantı Salonu’nda yapılan söyleşiye çeşitli parti, dernek, sendika temsilcileri de katıldı. Toplantı Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan’ın “Türkiye’de Güncel Gelişmeler” konusunda yaptığı sunumdan sonra katılımcılar da görüşlerini dile getirdi, soruları yanıtlandı.
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınmasını eleştirerek, “Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer şu an gözaltında. Bir kere bu tutumu şiddetle kınıyoruz. Bir an önce Esenyurt Belediye Başkanının serbest bırakılması ve görevine devam etmek için gerekli koşulların sağlanması gerekir. Bu ilk değil, Esenyurt Belediye Başkanını görevden alan anlayış yarın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanını da görevden alır. Eğer buna halk olarak, işçiler olarak, kadınlar, gençler olarak bir karşılık veremezsek, vermezsek yani burada ciddi bir tepki göstermez isek hiç kuşkusuz görevden almaların yolu batıda da açılmış olur. Tıpkı Van'da kayyum girişimi, Hakkari'de kayyum ataması; geçmişte Diyarbakır'da, bütün bölgedeki illere nasıl kayyum atandıysa bugün batıdaki illerde kayyum atamalarının da yolu açılmış olur. O yüzden işçi ve emekçileri, halkımızı yaşanan bu anti demokratik tutuma karşı tepki göstermeye davet ediyoruz.” dedi.
Kürt sorunu nasıl çözülecek?
Kürt sorunu konusunda Bahçeli’nin açıklamasına da değinen Aslan, “Türkiye'de ne oluyor ne bitiyor ne yaşanıyor? Bunlar nasıl anlamamız gerekir, nasıl çözümlememiz gerekir tartışmasını sürdürmek önemli. Bahçeli ne söyleyeceğini, ne yapacağını ölçen biçen birisi olarak bunu söylediyse arkasında birtakım şeyleri de aramak gerekir. Tabii net bir şey ifade etmek isterim ki Türkiye'de bir Kürt sorunu var mı? Var. Bunun çözülmesi gerekir mi? Çözülmesi gerekir. Ama bu sorunun çözümünü de ne Bahçeli'nin ne Erdoğan'ın yapmayacağı açıktır. Geçmiş dönemde de bu süreçler yaşandı. Bugünkü iktidarın, bugünkü iktidar ortaklarının kendisine yazmayacağı, kendisinin güç kazanmayacağı, kendisinin varlığını yeniden tahkim etmeyeceği, kendi iktidar süresi uzatmayacağı hiçbir işin altına girmeyeceğini, girmediğini bugüne kadar gördük.” dedi.
Açlık ve yoksulluğun nedeninin sistem ve iktidar olduğunu belirten Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, “Açlık sınırı 21 bin lira. Yani çalışan işçilerin %60'ı açtık sınırın altında bir ücretle hayatını sürdürmek zorunda kalıyor. Açlık sınırının üzerinde ücret alanlar ise bir tık üzerinde alıyor yani bu toplamda işçi sınıfımızın %80-85'ine tekabül ediyor ya açlık sınırında ya da açlık sınırının üzerinde yani 23.000 lira 24 bin lira bir ücretle hayatını sürdürmek zorunda kalıyor. Bu durum sürdürülebilir mi? Yani sürekli zamlar, yeni vergiler ve benzeri şeylerle bu politikanın sürmesi mümkün değil. Çünkü bunlardan rahatsızlık duyan milyonlarca insan var.” dedi.
Sorunlara karşı birlik ve mücadele
Her partinin, derneğin, sendikanın kendilerine göre programları olduğunu vurgulayan Aslan, “Bugün bizim açımızdan en acil çözülmesi gereken sorunlar neyse bu sorunlar etrafında bir mücadele örgütlememiz gerekiyor. Burada da hiçbir örgütün, hiçbir siyasi yapının, hiçbir derneğin, hiçbir sendikanın ya da emek meslek örgütünün kendi programından öte, en acil
taleplerin öne alınması ve bunlar için bir mücadelenin örgütlenmesini sağlayacak işler yapmamız lazım. Biz ortak bir mücadeleyi sürdürebilirsek; sürdürmek zorundayız. Türkiye'nin emek ve demokrasi güçlerinin, sol, sosyalist güçlerde bu birikim var. Bunun için çok zaman geçirmeden bir araya gelmenin ortak bir mücadele örgütlenmesinin yol ve yöntemlerini arayıp onları pratik olarak hayata geçirmek gerekir.” dedi.
HABER MERKEZİ