- 17:43 "Yenidoğan çetesi" davasının duruşması 2 Aralık'a ertelendi
- 17:39 Apartmanın terasında mahsur kalan köpek kurtarıldı
- 17:35 Osmanlı dönemine ait iki hamam restore ediliyor
- 17:32 Millet Bahçesi Projesi'nde çalışmalar sürüyor
- 17:28 2080’de yaşlı nüfus genç nüfusu geçecek
- 17:26 "Enerji ve İklim Diyaloğu" konulu mutabakat zaptı imzalandı
- 17:23 2 işçi göçük altında kaldı
- 17:19 Devlet Memurları Kanunu Teklifi TBMM'ye Sunuldu
- 17:07 Kadınlara şiddete karşı bilgilendirici broşür dağıtıldı
- 16:59 Evde çıkan yangın hasara yol açtı
- 16:50 İşte Türkiye'nin en kalabalık 10 ilçesi
- 16:46 Doğal gazda aralık tarifesinde değişikliğe gidilmedi
- 16:42 Çocuklar İçin Sosyal Medya Düzenlemesi Geliyor
- 16:41 13 özel hastaneye kayyum atandı
- 16:37 Vefat eden öğretmenin adı kütüphaneye verildi
Fındık Fiyatı
Çocuklar İçin Sosyal Medya Düzenlemesi Geliyor
Göktaş, Esenler Belediyesi ile Yıldız Teknik Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen ve İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere bazı kentlerde yaşanan yerel yönetim sorunlarının ele alınacağı "Esenlik Sempozyumu"na katıldı.
Üniversitenin Davutpaşa Kampüsü'ndeki programda konuşan Göktaş, sağlıklı ailelerin aile dostu bir şehrin temelini oluşturduğunu, aile dostu bir şehrin ise kadını, çocuğu, genci ve yaşlısıyla tüm bireyler ile ailenin ihtiyaçlarını gözeterek yüksek bir yaşam kalitesi sunan şehirler olduğunu söyledi.
Katılımcılara, "Peki, bir şehri aile dostu yapan nedir?" sorusunu yönelten Göktaş, "Çocukların güvenle büyüyebildiği, eğitim ve sağlık hizmetlerine kolay erişilen, spor ve etkinlik alanlarıyla sosyal gelişimi destekleyen şehirlerdir. Doğa ile iç içe sağlıklı yaşam alanları, mahalle kültürü ve komşuluk ilişkilerinin korunduğu şehirlerdir. Sosyal hizmet anlayışı da bu niteliklerin sürdürülmesinin merkezinde yer alan bir yaklaşımdır. Bu anlayış, bireylerin ihtiyaçlarını gözeten, sorunların kök nedenlerini ortadan kaldıran ve dezavantajlı grupları güçlendiren bir imkan sağlar." diye konuştu.
Göktaş, bu anlamda sosyal hizmet politikalarının şehirleri sadece yaşanacak değil, yaşatılacak yerler haline getirmeyi amaçladığına vurgu yaparak bir toplumun gücünün yalnızca ekonomik büyüklüğüyle değil, bireylerinin mutluluğu, huzuru ve birbirine olan bağlılığıyla ölçüldüğünü kaydetti.
Bakanlık olarak tüm sosyal politikaları insan odaklı bir yaklaşımla hayata geçirdiklerini kaydeden Göktaş, "'Güçlü aile, güçlü toplum, güçlü Türkiye' diyerek, 85 milyonluk büyük Türkiye ailesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 'Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planımız' ile toplumun temel yapı taşı olan aileyi her yönüyle desteklemek ve güçlendirmek adına stratejik adımlar atıyoruz. Eylem planımız, ailelerin afet ve acil durumlara dayanıklılığını artırmayı hedefleyen aile dostu çevre politikalarına odaklanıyor." ifadelerini kullandı.
Göktaş, ailelerin temel ihtiyaçlarını gözeten, birlikte vakit geçirmelerini destekleyen aile dostu şehir anlayışının yaygınlaşmasını amaçladıklarını dile getirerek bu amaçla önceki günlerde başlattıkları iki yeni çalışma olan "Sosyal Risk Haritası" ve "Aile Rehberi Sistemi"ni hatırlattı.
Bugün sosyal hizmet anlayışını yeniden şekillendiren en önemli unsurlardan birinin de teknoloji ve dijitalleşmenin hızla ilerlemesi olduğuna dikkati çeken Göktaş, şöyle konuştu:
"Dijital dönüşüm, sosyal hizmetlerin daha geniş kitlelere ulaşmasına, daha hızlı ve etkili çözümler üretilmesine imkan sağlar. Çevrim içi danışmanlık hizmetleri ve veri temelli sosyal politikalar, bu alandaki yeniliklerin başında gelir. Ancak bu durum, teknolojiyi bir araç olarak görerek sosyal hizmetin insani boyutunu her zaman ön planda tutmayı gerektirir. Çünkü dijitalleşme, hayatımızı kolaylaştırdığı gibi birtakım zorlukları, tehditleri ve tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Kişisel verilerin gizliliği, siber güvenlik riskleri, dijital zorbalık, akran zorbalığı, dijital bağımlılık bu tehlikelerden sadece birkaçıdır. Bu tehlikeler, bizlere tedbirli olmayı ve yaşanılan sorunlara çözüm üretmeyi gerektirir."
"Oyunlardaki güçlü karakterler, çocukların gelişiminde olumsuz etkilere neden oluyor"
Ekim ayında konunun uzmanları, ebeveynler ve çocukların katılımıyla, "Dijital Bağımlılık ve Aile Çalıştayı"nı düzenlediklerini anımsatan Göktaş, çalıştayla ilgili ön rapor hazırladıklarını, raporda sosyal medya kullanımı ve dijital bağımlılıkla ilgili çarpıcı tespitlerin yer aldığını gördüklerini kaydetti.
Bu rapora göre, her şeyden önce sosyal medya ve dijital oyunların çocuklar üzerinde derin bir etki bıraktığını dile getiren Göktaş, şöyle devam etti:
"Oyunlardaki güçlü karakterler, çocukların gelişiminde olumsuz etkilere neden oluyor. Yine raporda, çocukların oyunlarda güçlü, karanlık veya tüm silahları ustalıkla kullanabilen figürleri seçerek kendilerine güven ve cesaret kazandırdıkları tespitleri yer alıyor. Aynı zamanda çocukların bir kısmı, bu karakterlerin gücüne sahip olmayı ve oyun sırasında kendilerine yeni bir kişilik oluşturduklarını hissediyor. Oyun bittikten sonra ise çocuklar, sosyal ilişkilerinde zayıflama ve sosyal izolasyon yaşıyor. Çocuklar, dijital araçların aileleriyle vakit geçirmelerine engel olmadığını fakat telefonlarını eline almadıklarında kendilerini bir boşlukta hissettiklerini, üzüntü ve güvensizlik duygusu yaşadıklarını ifade ediyor. Diğer yandan dijital içerikler zaman içinde bağımlılığa, dürtüsel davranış bozukluklarına yol açabiliyor. Başka bir ifadeyle çocukların toplumsal uyum ve birlikte yaşam becerilerine zarar veriyor, suç işleme riskini artırıyor ve hukuki yaptırımı olan fiillerin gerçekleşmesine zemin hazırlıyor."
Göktaş, bu noktada herkesin sorumluluk almasının büyük önem arz ettiğini belirterek kendilerinin de çocukları sosyal medyanın bu zararlarından korumak için hazırlık içinde olduklarını bildirdi.
Bu kapsamda yürütülen faaliyetlere değinen Göktaş, "Çocukların, sosyal medya ve sosyal ağların kullanımıyla ilgili dünya örneklerini inceliyoruz. Çocuklarımızın sosyal medya kullanımına dair bir düzenleme hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. Çalıştayın raporunu, elde ettiğimiz çarpıcı sonuçları ve çözüm önerilerini önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşacağız." dedi.
Göktaş, filozof ve bilim insanı Farabi'nin "Mutluluk, bir şehrin huzuru ve düzenindedir." sözünü aktararak "Huzurlu, güvenli ve güçlü bir toplum inşa etmek için hepimize önemli görevler düşüyor. Aileden mahalleye, şehirden ülkeye uzanan bu sorumluluk anlayışıyla güçlü bir toplumu inşa etmek ise bireylerin mutluluğunun, toplumun mutluluğuna dönüşmesinden geçiyor." diye konuştu.
Programda, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Şükrü Karatepe, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ile Prof. Dr. Sadettin Ökten Şehir Düşünce Merkezi Bilim Kurulu Başkanı Mazhar Bağlı da selamlama konuşması yaptı.
Konuşmaların ardından katılımcılar aile fotoğrafı çektirdi.
Üniversitenin Davutpaşa Kampüsü'nde düzenlenen "Esenlik Sempozyumu" yarın da devam edecek.AA