- 17:28 Engelleri aşıp muhtar seçildi
- 17:10 Şahinkaya Kanyonunda eşsiz manzara
- 16:59 Türkiye'deki at yarışları, yurt dışında canlı yayımlanacak
- 16:59 Karadeniz’de Nadir Görülen Mavi Yengeç, Balıkçıların Ağında
- 16:56 Türkiye Futbol Federasyonundan sağduyu çağrısı
- 16:54 Turizme yönelik konut kiralamalarında artış!
- 16:52 Tüketici derneklerinden kira sözleşmeleri düzenlemesine destek
- 16:47 Uyuşturucu operasyonunda 17 kişi yakalandı
- 16:47 Türkiye Turizm Geliri 59,6 Milyar Dolar Olacak
- 16:43 Turizm'de tercihler değişiyor! İşte yeni mekanlar
- 16:44 Mobil Kullanıcı Sayısı, 179 Ülke Nüfusunu Geçecek!
- 16:40 Trabzonspor, Fenerbahçe maçına hazırlanıyor
- 16:41 Doğu Karadeniz'den 78 Ülkeye İhracat
- 16:35 Yeni Araçlarla Gücüne Güç Katıyor
- 16:24 Kura Çekimi Canlı Yayınlanacak
Fındık Fiyatı
Zafer Partisi Adayı Yener Turan Bombaladı...
Zafer Partisi Adayı Yener Turan Bombaladı
“ŞEHRİM İÇİN HER ŞEYE HAZIRIM!”
Seçim arenasının en çok tartışılan isimlerinden birisi ola Yener Turan, Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Emin Danış’ın sorularını cevapladı.
DANIŞ- Ben Ordulu değilim, Orduyu ve Orduluları, sizleri pek tanımıyorum; Bize ve okuyucularımıza kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
TURAN- Yener Turan, ben öz Orduluyum, her daim Ordu’dayım? Tabii şöyle bir şey oldu, 27 sene İstanbul’da ticaret yaptım. Buraya geleli zannedersem 12 yıl oldu. 2019’daki yerel seçimde Bağımsız Aday oldum. Bir önceki vekillik seçiminde yine Zafer Parti'sinin 1.’inci sıra Milletvekili adayıydım. Şimdi de Sayın Genel Başkanım Ümit Özdağ’ın bizi teşvikleriyle Altınordu Belediye Başkan Adayıyım.
DANIŞ- Meslek olarak.
TURAN- Meslektaşız, gazeteciyim, Yön Gazetesi.
DANIŞ- Her hangi bir resmi kurumda çalıştınız mı?
TURAN- Çalışmadım, ticaret yaptım aynı zamanda işletmem var. Ordu’da bir turizm işletmem var, sahil kesiminde konaklama tesisleri yapıyoruz. Yani tüm yatırımımız Ordu’ya.
DANIŞ- Yani turizmcisiniz…
TURAN- Tabi, gazeteci, turizmci, artı siyasetçi de denilebilir.
“MHP, AK PARTİ İLE BİRLEŞTİĞİ İÇİN AYRILDIM”
DANIŞ- Kaç yıldır siyaset yapıyorsunuz.
TURAN- Zannedersem 15 yıldır, daha öncesi İstanbul’da. Tabi MHP kökeninden geldiğimiz için, MHP; Şişli Ülkü Ocakları’ndan gelmeyim. Orada görev aldım, İlçe Başkanı olarak. Daha sonra konjonktür bizi itti, malum sonuçlardan dolayı oraya girmeyeyim…
DANIŞ- Muhalefette mücadele etmenizin esas sebebi nedir?
“DOĞRULARIMIN PEŞİNDEN GİDERİM”
TURAN- AK Parti'nin çizgisini beğenmiyorum.
DANIŞ- İlk yıllarda beraber miydiniz?
TURAN- Hayır, hiç hiçbir zaman AK Parti yanında olmadım. MHP’deydim, sonra MHP, AK Parti ile birleştiği için ayrıldım. Sayın Genel Başkanım Ümit Özdağ'ın yanında yer aldım. O ayrıldığım süreçte hiçbir partiye girmedim. Bağımsız girdim, az önce de söylediğim gibi ama Sayın Genel Başkanım Ümit Özdağ bu partiyi kurdu ve bizim çizgimizde bir parti olunca da katıldım. Ben doğrularımın peşinden giderim. Ben doğrularımı bu partide gördüğüm için buradan gidiyorum…
DANIŞ- Zafer Partisi’nin kurucularındansınız o zaman
TURAN- Tabi.
“TÜRKÇÜLÜK IRKÇILIK DEĞİLDİR”
DANIŞ- Siyasette ana çizginiz nedir? Yani esas hedefimiz nedir?
TURAN- Benim ilk önceliğim şehrim. Ben önce şehrime, Ordu’ya hizmet etmek istiyorum. Çizgiye gelince Sayın Genel Başkanımızı zaten biliyorsunuz. Bir çizgisi var artık. Etnik köken, Türkçülük, sığınmacılar gibi konularda bir duruşu var ve benim de bunlara aşırı derecede bir zaafım var; ben de istemiyorum, Türkçülük ırkçılık değildir. Bizim genel siyasetimiz mülteci olarak görülüyor, o yüzden bizim bütün projelerimiz geride kalıyor. Hani soruyorlar ya bize tek projeniz sığınmacı mı? Tabi ki değil, ben şu anda yerel adayım, Ordumun ilerlemesi, kalkınması için gayret ediyorum.
DANIŞ- Peki, sizce Altınordu’da eksik olan nedir?
TURAN- Öncelikle ben turizmciyim. Altınordu eksik olan da turizm. Turizme çok müsaidiz ama turizm için yapılan hamle benim gözümde turizm hamlesi değil, çok eksik. Buraya turist getirirseniz turizmin önünü açarsınız. Turistin parası burada dönecek. Turizmi gastronomi belgeli işletmelere verelim.. Sahillerimiz ne için var? Kum doldurmak, ya da taş doldurmak için mi kullanacağız?
DANIŞ- Peki, turizmin yanında hangi projeler var?
TURAN- Öncelikle istihdama önem vereceğiz, tabi aynı zamanda üretim de yapacağız, en büyük hatamız üretmiyoruz, hep tüketiyoruz. Öncelikle kesinlikle tarımsal ürünlere Belediye destekli, alım garantili ve çok teşvik edici faaliyetlere önem vereceğiz. Çiftçi için mazot çok önemli, onlara mazot yardımı yapacağım, tohum desteği vereceğim ve ürünlere alım garantisi vereceğim. Yani gerekirse ben gidip alacağım. Köylüyü üretime teşvik etmek için canla başla çalışacağım. Biz sürekli tüketim yaptığımız için Ordu emekli şehri oldu, bir de fındık şehri olduk ama eğer böyle giderse inanın 10 yıl sonra fındık da olmayacak.
“TOPRAĞIN İŞLENMESİ LAZIM”
DANIŞ- Zaten ihracat rakamlarına göre Türkiye’nin fındık ihracatı da düştü.
TURAN- Şöyle düşün, şimdi köyden adam geliyor, şehre.. yani mesela İstanbul’a gidiyor, fındıktan fındığa geliyor; o toprağı işliyor mu, işlenmeyen toprak ve olacak? Bu sene 3 ton veren toprak 5 sene sonraki 2 ton verecek, sonraki 5 sene de 1 ton verecek… Biz sürekli sahada olduğumuz için fındığın içindeyiz, görüyoruz… Şu anda da bu 3 tonluk fındık bahçesi 700 kilo fındık veriyor, neden böyle diye sorgulamıyor. Çünkü orada durmuyorsun, ne de olsa ağaç orada… Gelip topla, git anlayışıyla olmaz, toprağın işlenmesi lazım.
DANIŞ- Fındıkla ilgili belediye olarak proje yapmayı düşünüyoruz.
TURAN- Tabi. Tarım Kooperatifiyle ciddi çalışmalar içinde olacağız. Gerekirse kooperatifle işbirliği içinde fındığı 2-3 lira fazla alacağız. Bu konuda da çok ciddi çalışmalarımız var. Ben şunu söyleyeyim, ben halkın ta kendisiyim. Esnafın da sorununu biliyorum. Her gün halkla, esnafla beraberiz, içlerinden birisiyim, çay içiyoruz. Çiftçinin de sonunu biliyoruz ve vatandaşın da sorununu biliyoruz. En büyük projesi şudur, benim gözümde. Esnafla aylık toplantı yapacağız, onun derdini dinleyeceği, çözmenin yollarını birlikte arayacağız, çözülmesine vesile olacağız. Aynı şekilde çiftçinin derdini dinleyeceğiz, yani insanlarla içi içe olacağız… Yolu zaten yaparım, kaldırım zaten benim görevim. Yolu, kanalizasyonu halka lüks hizmet diye sunamayız, belediyenin görevi nedir? Yol yapmak, kaldırım yapmak… Doğru değil mi, haksız mıyım? Millete temiz su vermek bir belediyenin en doğal işidir. Bunlar belediyenin yapıp da vatandaşa lütuf gibi sunacağı işler değil. Belediyenin hizmeti bir kere göze değil, kalbe dokunmalı, gönülle, cebe dokunmalı.
DANIŞ- Peki, yani şu anda sizin yorumunuza göre? Belediyecilik hizmetleri yapılıyor ama yan diğer itibaren mi yapılıyor
TURAN- Benim gözlemim şu anda vatandaşa yapılan göz boyama, göz boyuyorlar sadece… Beş, on kişiye destek veriyoruz, Basını ele alıyoruz, ‘belediyemiz şunu yaptı, bunu yaptı’… Nerede yaptı? Gidin, bir gezin bakalım.
“SAHİL HARİÇ HER YERDE SORUN VAR”
DANIŞ- Mesela en başta sorun gördüğünüz ne de var? Altınordu'dan nerelerde sorun var? Böylece hizmet anlamında.
TURAN- Sahil hariç her yerde sorun var, gezin arka sokakları göreceksiniz… Siz buralı değilsiniz ama ben buralıyım ve Basın mensubuyum, görüyorum… Son zamanlarda adayım ya, bazen diyorlar ki ‘senin rakibin muhalefet mi?’ Muhalefete muhalefet ediyorsun diyorlar. Öyle değil. Bak. Bugün bana bu kelimeyi kullananlar, bugün beni taşlayanlar inanın benim şeceremi bir azcık araştırsınlar, AK Parti'yi ne kadar eleştirmişim? Belki eleştiri yapan bir tek benimdir.
DANIŞ- Peki mesela? D. 2.002 de kurulan AK Parti’den bahsedelim. Ordu'daki durumu nasıl? Şu anda şu anda da iktidarı ortada.
TURAN- 2002’den beri iktidar AK Parti'de, bürokrasi de AK Parti’deydi, ikinci adamı da AK Parti’deydi, Bakanı da… Karadeniz'de yatırım amaçlı en çok para Trabzon, Rize, Ordu’ya gelmiş. Bir gidin Trabzon’a, Rize’ye bakın. Bir de Ordu’ya bakın, nerede bu para, Ordu’da ne var? Nerede bu para? Şimdi işte bu nerede bu para deyince… Son günlerde son çıkışlarım var. Millette diyor ki ‘belge sun’… Belgeye gerek yok aslında, herkes her şeyi görüyor. ‘Para nerede’ diye soruyorum.. Bir Belediye Başkanına da fevri bir çıkışım olmuştu. Şimdi AK Parti'den ayrılıp gelip burada yeniden aday, Büyükşehir'e…
DANIŞ- İYİ Parti'den…
TURAN- Evet, İYİ Parti'den…
“ENVER YILMAZ KENDİNİ VURUYOR”
DANIŞ- Enver Yılmaz’ın bir iddiası var, ‘Ordu Belediyesi iflas etmiş’ şeklinde ifade edilebilecek bir cümlesi var...
TURAN- Kendisi iflas ettirdi. Ben ettirmedim ya, al birini vur ötekine… Bundan bir önceki dönemde Belediye Başkanı kendisiydi… CHP değildi, İYİ Parti değildi, AK Parti’ydi ve başında da kendisi vardı… Kendisi şimdi çok eleştirdiği AK Parti’nin Belediye Başkanıydı. Bu yaptıklarıyla Enver Yılmaz kendini vuruyor aslında. Biz ‘soyuluyoruz’ diyoruz, sen soydun burayı, İYİ Parti seni aklamaz… CHP’ye geçsen de seni aklamaz… Bir kere bunu yedin, bunu açıklayacaksınız. Düşünün, bu adam burada AK Parti Belediye Başkanıydı. Görevden alındı, açıklamadı. Geriye hep problem bıraktı. Belde Evler Problem, Durugöl problem, Botanik Park şaibesini koruyor, bunu sormak gerekiyor. Ben sana AK Parti Belediye Başkanıyken de soruyordum. Şimdi oradan koptun buradan aday oldun ben de sana buradan soruyorum. Orada yediğini burada yemeyecek misiniz? Ben sadece halkı aydınlatın diyorum.
DANIŞ- Belge var mı?
TURAN- Belgeler, mahkemelik hâlâ.
DANIŞ- Enver Yılmaz’ın mahkemesi yeni mi açıldı, yoksa önceden var mı?
TURAN- Açmadılar işte.
DANIŞ- Şimdi siz suç duyurusunda bulunmuş oluyorsunuz.
TURAN- Yani, şu anda söylesem de almıyorlar. Biliyorsun konjonktür bunlarda, mahkemeye versem ne olacak? Bedava kâğıt vereceğim, oraya kadar yorulacağım, geri geleceğim. Kovuşturmaya gerek yok diyecekler.
“TÜRKİYE İKİ PARTİ ARASINDA SIKIŞTIRILMIŞ”
DANIŞ- Ama şu anda AK Parti’nin en büyük rakiplerinden birisi İYİ Parti…
TURAN- Gözle görülen… Konjuktür bu inanın.. Türkiye iki parti arasında sıkıştırılmış, birbirini yediremiyorlar. CHP ana muhalefet olarak kalmış, 60-70 yıldır; Oraya gelmek isteyenlerin de önünü kesmiş. İktidarı almak isteyenlerin önünü kesiyor.
“CHP ORDU'DA TAVŞAN ADAYI ÇIKARIYOR”
DANIŞ- Yani sizce danışıklı dövüş mü var?
TURAN- Ben danışıklı dövüş diyorum, yahu 70 yıldır bir ana muhalefete iktidar olamıyorsa, hele ki şu ekonominin bu kadar kötü olduğu bir dönemde. Şimdi düşünün yahu CHP gibi bir partiden bahsediyoruz, Atatürk'ün partisinden bahsediyoruz. Ben Ordu’dan örnek vereyim, şu anda... 100 yıllık bir parti, CHP Ordu'da tavşan adayı çıkarıyor. Büyükşehirde tavşan aday muhabbetine düşürüyor. Bu Zekai Sana’ya saygısızlık değil midir? Yahu sen bu ülkede neden İYİ Parti'ye endeksli gidiyorsun? Sen hiçbir zaman iktidar olmak istemedin.
“İKİ AK PARTİLİ SAVAŞIYOR”
DANIŞ- Yani pasif aday mı diyorsun?
TURAN- Bu ben pasif diyorum, pasif-ürkek… Kazanacak bir aday değil, kazandırmaya oynayacak bir aday değil. Şimdi sahada iki AK Partili savaşıyor. Dikkat edin lütfen. Bu sözü iyi anlayın, iki tane AK Partili aday Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne oynuyor. Biri AK Parti'den aday olmuş, diğeri İYİ Parti'den giren Sayın Enver Yılmaz… Enver Yılmaz, 3 dönem AK Parti’den milletvekilliği yapmış, bir dönem burada gelmiş Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış, görevden alınmış, İYİ Parti'ye geçmiş. Şimdi buna ben ne derim, ‘İYİ Partili’ mi derim? Sen yine AK Partilisin!
DANIŞ- Yani aday tespitinde anlaşma diyorsunuz…
TURAN- Kazanmak istemiyor, evet.
“GENÇLERİN ÖNÜNÜ AÇMIYORLAR”
DANIŞ- Peki, Ulaş Tepe’yle ilgili bir iddiaları var.
TURAN- Evet, Ulaş Tepe’yle ilgili ben şunu söyleyeyim, videolu çekimlerim var. Yani orada öncelikle şunu söyleyeyim, ‘büyü de gel’ derken; ben genç adaylardan yanayım, gençlerin önünü açmıyorlar. Burada hemfikir olalım, ben Ulaş Tepe'nin gençliği için hiçbir şey demiyorum ama fikir olarak, bir kere siyasi bilgi olarak, saygı olarak büyüyüp de gelecek önce. Yani yaş olarak yaş olarak değil, ben beyin olarak büyümekten bahsediyorum. Keşke herkes Ulaş Tepe yaşında siyasete girse ama fikrini de biraz geliştirmesi lazım.
DANIŞ- Kaç yaşındasınız?
TURAN- Ben 45 yaşındayım. Ulaş Tepe de her halde 30’lu yaşlarında. Şimdi bu her yere gittiği yerde konuşuyor; ‘Bu seçim ne Tayyip Erdoğan’ın seçimi, ne Özgür Özel'in seçimi, ne diğerlerinin seçimi. Bu seçim Aşkın Tören’le Ulaş kardeşinin seçimi’ diye her yerde beyanat veriyor. Şimdi soruyorum, ben de Ona bu diğer sahada emek veren, hepimiz emek veriyoruz sahada, bu kadar insanın, adayın, halkın Onların arkasında, Onlara destek veren yüz kişi de olsa, bin kişi de olsa bir kitle var… Nasıl bunları nasıl görmezden gelirsin sen? Ben de diyorum ki, senin geldiğin ilçe 12 mahallelik bir ilçe. Ne yaptın orada? Ben de diyorum işte ‘gidin araştırın yarısı arkasından beddua okuyor.
DANIŞ- Nereden aday adayıydı?
TURAN- Gülyalı’dan… Gülyalı Belediye Başkanıydı, Orası olmayınca getirip Altınordu’ya gösterdiler. O bir gün Altınordu’da a çalışmadı, aday adaylığında.
DANIŞ- Ulaş Tepe’ye kırgınlık sebebi nedir tam olarak?
TURAN- Ulaş Tepe'ye ne problemim var? Benim rakibim mevcut belediyedir.
DANIŞ- Peki kim?
TURAN- Ulaş Tepe'yle Aşkın Tören’nin yarışı değil, CHP ile AK Parti'nin yarışı… İki tane güçlü konjonktür bir partiye sıkıştırılmışız. Ulaş’ta şimdi kendi üstüne alıyor. Ben de Ulaş Tepe'ye diyorum ki ‘sen hayırdır kimsin ya, herkesi yok sayıyorsun.’ Bu senin seçimin değil.
DANIŞ- Peki, İYİ Parti'nin Altınordu adayı Çağatay Deniz’le ilgili görüşünüz nedir?
TURAN- Çağatay kardeşimi severim. Aslında ben onu seviyorum, yani dostluğum vardır ama ben Ulaş Tepe’ye eleştiri yaparken İYİ Partiler bana saldırıyor. Hâlbuki ben diyorum ki ‘yok sayılan adayların sesi oldum, senin adayın da yok saydı.’ Millete aba altından sopa göstermeyin. Ya ‘Ulaş Tepe’yi destekliyoruz’ deyin, ya da çocuğun günahına girmeyin, ne suçu var çocuğun…
“HER ŞEYİ NET SÖYLÜYORUM…”
DANIŞ- Kendinizi eleştirebilir misiniz?
TURAN- İktidara karşı çok sivri dilliyim. Yanlışın her şeyini daha sert üslup ile duyuruyorum. Çünkü bugün AK Parti'de, yarın CHP'de, öbür partiye geçmesi önemli değil. Benim için yanlış yanlıştır. Yanlışı direkt söylemiyorum diye söylemiyorum. Onu da söyleyeyim. Biz basınız ama sesimizi kaos ortamında duyurmak lazım. Ben o yüzden kaos ortamı yaratıp bu milletin söylemek isteyip de söyleyemediği her şeyi net söylüyorum… Ha, sonunda mahkeme oluyor mu oluyor… Sonuçta ben şehrim için her şeye hazırım.
DANIŞ- Kazandığınızı varsayarsak yapacağınız ilk 3 şey nedir?
TURAN- Birisi turizmle, ikincisi tarım yani fındık ve üretim, Milli Eğitimle ön ayak olup taşımalı sistemi yakın köylere yapacağız. Tarımı arttırmak için, şehire milleti taşımayacağız. Yakın köylerimizde 3 katlı okullarımız var, çok güzel okular ve atanamayan öğretmenler var; Allah aşkına ya, ne bekliyorsun! Versinler bize izin, belediye olarak ben bütçesini karşılayayım, gitsin köyde öğretmenlik yapsın. Taşıma sistemi üzerinde çok duracağız. Eğer üretim yapacaksam köyümde insan olması lazım.
“ÇOK GÜZEL BİR GENÇLİK PARKI YAPACAĞIZ”
DANIŞ- Diğer projeleriniz nedir?
TURAN- Altınordu’da gençlere yönelik çok güzel bir gençlik parkı yapacağız.
DANIŞ- Gençlik parkı yok mu?
TURAN- Bunların gençlik parkı göz boyama. Gençlik parkı nedir? Belediye bünyesinde açarsın, çay sokakta 10-15 lira iken gençler oraya gelir 3 lira çayını içer, internete girer, kitap okur, arkadaşlarıyla sohbet eder, spor yapar… Aqua park da yapacağım.
DANIŞ- Bu arada ya sahil kenarı dışında sorun çok dediniz.
TURAN- Yol, özellikle yol yapıyoruz. Ben yolu az önce ne dedim? Yolu ben lütuf gibi sunmam, çünkü yol benim görevim, ikincisi tüm ihalelerde mesela yol ihaleleri, taş ihaleleri var ya önceliğimi Ordu’da da kamyonu olanlara vereceğim. Benim yükümü tabi Ordu esnafı çekiyor, onlar kazanacak. Dışarıdan, mesela Kocaeli’nden, İzmir’den gelip ihale benim paramı yemeyecek… Ve imar sorunu var. İmar sorunu 5 yılda bitecek bir sorun değil ama çözümü için ne gerekiyorsa yapacağız. Sokaklarımız çok dar, özellikle hastane yolunu ele alacağım ve genişleteceğim.
“BENİM RAKİBİM KOLİLER!”
DANIŞ- Söylemek istediği son sözler nedir?
TURAN- Ben şunu söylemek istiyorum, sayın vatandaşlarım ikili takım tutar gibi parti tutmaktan vazgeçelim. Çare var, işte Zafer Partisi olarak geldik, çizgimiz net. Okuyup araştırsınlar. Bize destek olsunlar, 31 Mart’ta bu konjonktürü bir yıksınlar… Her yerde sesleniyorum artık bıktık bu ihtiyar siyasetinden, yani aşın artık bunları diyorum, artık şu ikili sistemden çıkın artık önümüzü açın ki ülke ilerlesin, Ordu’muz ilerlesin. Adamlar şimdi istediği gibi oynuyor, bizle. Her iki partide bizimle şu anda oynuyor. Yani tavşan kaç, tazı tut gibi oynuyorlar? Yok sayıyorlar. Hani diyorlar ya o parti koli dağıtıyor, makarna dağıtıyor. Ben sokaktayım, sen de ondan aşağı kalmıyorsun ki. Sen ana muhalefetini koruma peşindesin, öteki iktidarını koruma peşinde. Benim rakibim ne CHP, ne AK Parti, benim rakibim koliler! Geçen bir köye gittim ekibimle çalışmaya. Parti adı vereyim İYİ Parti, AK Parti, CHP… Adamlar giderken konvoyla gidiyor. Arkasındaki arabalarla gidiyor, kolilerle. Ya şimdi ben nasıl seçim kazanacağım? Vatandaşı buna muhtaç ediyorlar.
DANIŞ- Teşekkür ederim.