- 01:23 O Geminin Türklerle Alakası Yokmuş!
- 00:18 Tirebolu Sel, Şiddetli Yağmur ve Kuraklıkla Mücadelede Güçlendi
- 18:13 Kapalı Yüzme Havuzu Hizmete Girdi
- 18:05 Fatsa Belediye Meclisi 2025 Şubat Toplantısı Yapıldı
- 18:07 Bakan Bolat: Yıllık Enflasyon Son 19 Ayın En Düşük Seviyesinde
- 17:53 Altınordu Belediyesi'nden Önemli Adımlar
- 17:30 Akaryakıt fiyatlarındaki artış sürüyor
- 17:37 Mehmet Aydın ve Kardeşine 45 Bin Yıldan Fazla Hapis!
- 17:30 İŞKUR Yöneticileri Kumru’yu Ziyaret Etti
- 17:09 Altınordu’da Ramazan Pazarı Kuruluyor
- 17:06 Fidangör SK ve Ünye FK Beraberlikle Sahadan Ayrıldı
- 17:09 Ordu Büyükşehir Belediyesi'nden Çiftçilere Destek!
- 16:43 Ordu’da 9 Milyon Muayene
- 16:46 Galatasaray Ordu'da Gol Oldu Yağdı: 1-8
- 16:55 Akpınar: Okullarda Güvenlik ve Eğitim Sorunları Çözüm Bekliyor
Fındık Fiyatı
Tirebolu Sel, Şiddetli Yağmur ve Kuraklıkla Mücadelede Güçlendi
Tirebolu Belediyesi liderliğinde, dördü Türkiye'den olmak üzere Letonya ve İtalya'dan altı belediyenin birlikte yürüttüğü “Sel, Şiddetli Yağmur ve Kuraklığa Karşı Birlikte Güçlü Mücadele” projesi kapanış toplantısı gerçekleştirildi.
Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi (MFİB) tarafından, Türkiye ve AB arasında "Şehir Eşleştirme – II: Yeşil Gelecek için Şehir Eşleştirme Hibe Programı" kapsamında desteklenen "Tirebolu ve çevresinde sel, şiddetli yağmur ve kuraklık gibi iklim değişikliği etkilerine karşı yerel kapasitenin artırılmasını sağlamak, sürdürülebilir su yönetimi stratejileri geliştirmek ve farkındalığı artırmak" gibi önemli amaçlara hizmet eden proje sonunda "yalnızca Tirebolu için değil, benzer iklim riskleri taşıyan diğer belediyeler için de uygulanabilir bir model" oluşumuna katkı veren çalışma tamamlandı.
Tirebolu Belediyesi liderliğinde olup Türkiye'den Eynesil, Güce ve Çanakçı, Letonya'dan Rezekne, İtalya'dan Geraci Siculo Belediyelerinin birlikte gerçekleştirdiği “Sel, Şiddetli Yağmur ve Kuraklığa Karşı Birlikte Güçlü Mücadele” projesi kapanış toplantısı gerçekleştirildi.
Tirebolu Bal Otel'de 50 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantı sonrası Proje Koordinatörü Hakan Karahan ve Proje Görevlisi Ümmühan Karapıçak, Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Mehmet Emin Danış'ın sorularını cevapladılar.
Küresel ısınmanın etkisiyle tüm dünyada önemli sorunlara neden olan sel, şiddetli yağmur ve kuraklığa karşı mücadelede önemli ipuçları barındıran röportajımız aşağıdaki gibidir:
PROJE GENEL TANITIMI
DANIŞ: Projenin temel amacı nedir?
Hakan KARAHAN: 'Sel, Şiddetli Yağmur ve Kuraklığa Karşı Birlikte Güçlü Mücadele' projemiz, 01 Kasım 2023 tarihinde başlayan ve 31 Ocak 2025 tarihinde tamamlanan bir çalışma olup, Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme – II: Yeşil Gelecek için Şehir Eşleştirme Hibe Programı kapsamında desteklenmiştir. Projenin sözleşme makamı, Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi (MFİB)’dir.
Amacımız, Tirebolu ve çevresinde sel, şiddetli yağmur ve kuraklık gibi iklim değişikliği etkilerine karşı yerel kapasitenin artırılmasını sağlamak, sürdürülebilir su yönetimi stratejileri geliştirmek ve farkındalığı artırmaktır. Proje kapsamında geliştirilen çözümler, yalnızca Tirebolu için değil, benzer iklim riskleri taşıyan diğer belediyeler için de uygulanabilir bir model sunmaktadır.
DANIŞ: Projeyi kimler yürüttü ve ortaklar kimlerdi?
H. KARAHAN: Proje, Tirebolu Belediyesi’nin liderliğinde yürütüldü. Uluslararası ortaklar arasında Letonya’dan Rezekne Belediyesi, İtalya’dan Geraci Siculo Belediyesi ve Eprojectconsult - Avrupa Araştırma ve Eğitim Enstitüsü yer aldı. Türkiye’den ise, Denizin Kadınları Sürdürülebilir Kalkınma ve Dayanışma Derneği de yer aldı.
PROJEDE YAPILAN ÇALIŞMALAR NELERDİ?
DANIŞ: Proje kapsamında hangi faaliyetler gerçekleştirildi?
H. KARAHAN: Proje kapsamında çeşitli faaliyetler gerçekleştirildi. Öncelikle, Tirebolu’da bir Yağmur Suyu Hasadı Sistemi kurularak Ocak 2025 itibarıyla faaliyete geçirildi. Bu sistem, su tasarrufunu artırmayı ve iklim değişikliğine uyumu desteklemeyi amaçlıyor. Bunun yanı sıra, Tirebolu için bir İklim Değişikliği Uyum ve Azaltım Planı hazırlanarak yerel yönetimlerin iklim krizine karşı daha bilinçli ve planlı hareket etmesi hedeflendi. Ayrıca, 2023 Tirebolu Karbon Ayak İzi Raporu hazırlanarak bölgedeki emisyon seviyeleri analiz edildi ve mevcut durum ortaya kondu.
Ayrıca, uluslararası iş birlikleri kapsamında Letonya ve İtalya’ya çalışma ziyaretleri düzenlenerek iklim değişikliğiyle mücadelede başarılı uygulamalar incelendi. Bu ziyaretler sayesinde, farklı şehirlerde uygulanan yenilikçi yöntemler ve iyi uygulama örnekleri hakkında bilgi edinildi. Bunun yanı sıra, farkındalık çalışmaları ve eğitim programları düzenlendi. Özellikle gençler ve çocuklara yönelik etkinliklerle iklim değişikliği konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapıldı. Halkın iklim değişikliğinin etkilerini anlaması ve çözüm sürecine katılım göstermesi için eğitimler ve bilgilendirme kampanyaları yürütüldü.
DANIŞ: Farkındalık çalışmaları nasıl yürütüldü?
H. KARAHAN: Eğitimler, atölyeler ve bilgilendirme kampanyaları ile toplumun her kesimine ulaştık. Yapılan araştırmalara göre, halkın yağmur suyu hasadı konusundaki farkındalık seviyesi yüzde 76’ya ulaştı. Özellikle gençlerin ilgisini artırmak için interaktif etkinlikler düzenledik.
PROJENİN KATKISI VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ
DANIŞ: Projenin Tirebolu için en önemli katkıları nelerdir?
H. KARAHAN: Projenin Tirebolu’ya önemli katkıları oldu. Yerel yönetimlerin iklim değişikliğiyle mücadele kapasitesi artırılarak, bu alanda daha güçlü ve bilinçli politikalar geliştirmeleri sağlandı. Yağmur suyu hasadı sistemi devreye alınarak su tasarrufu sağlandı ve şehirde su kaynaklarının daha verimli kullanımı desteklendi. Bunun yanı sıra, farkındalık çalışmaları sayesinde halkın bilinç seviyesi yükseltildi. Böylece bireyler ve kurumlar sürdürülebilir çözümler konusunda daha aktif rol almaya başladı ve çevresel sorumluluk bilinci güçlendirildi.
DANIŞ: Projenin sürdürülebilirliği nasıl sağlanacak?
H. KARAHAN: Proje kapsamında hazırlanan İklim Değişikliği Uyum ve Azaltım Planı, yalnızca Tirebolu için değil, Eynesil, Güce ve Çanakçı gibi ilçelerde de uygulanabilecek bir model olarak tasarlandı. Yağmur suyu hasadı sistemi, kalıcı bir çözüm sunarak kullanılmaya devam edecek. Bunun yanı sıra, proje süresince gerçekleştirilen farkındalık çalışmaları ve eğitimler, yerel yönetimlerin ve halkın iklim değişikliğiyle mücadelede daha bilinçli ve hazırlıklı olmasını sağlayacak. Proje ortakları arasında imzalanan işbirliği protokolü ile iklim değişikliği ile mücadele alanında bilgi ve deneyim paylaşımı sürdürülürken ilerleyen dönemde yeni proje ortaklıkları oluşturulması da sağlanmış olacaktır.
YAĞMUR SUYU HASADI VE GRİ SU NEDİR?
DANIŞ: Yağmur suyu hasadı ve iklim değişikliği özelinde de bazı sorularım olacak. Yağmur suyu hasadı ve gri su nedir ve bu projede nasıl uygulanıyor?
H. KARAHAN: Yağmur suyu hasadı, yağmur sularının toplanıp filtrelenerek yeşil alan sulama, temizlik ve tarımsal sulama gibi alanlarda yeniden kullanılması anlamına gelir. Gri su hasadı ise banyo, lavabo ve çamaşır makinelerinden gelen suların tekrar değerlendirilmesini sağlar. Tirebolu’da son yıllarda iklim değişikliği kaynaklı aşırı yağışlar ve kuraklık döngüleri daha belirgin hale geldi. Bu durum su kaynaklarının korunmasını her zamankinden daha önemli hale getiriyor. Projemiz kapsamında Tirebolu’da bir yağmur suyu hasadı sistemi kurularak suyun daha verimli kullanılması sağlandı. Böylece, aşırı yağışlar sırasında suyun kontrollü bir şekilde depolanması ve kurak dönemlerde yeniden kullanılması mümkün hale geldi.
DANIŞ: Proje kapsamında kurulan yağmur suyu hasadı sisteminin özellikleri nelerdir?
H. KARAHAN: Tirebolu Belediyesi Ek Hizmet Binası (Kademe) için uygulanan Yağmur Suyu Hasat Sistemi, çevre dostu ve sürdürülebilir bir çözüm sunarak doğal kaynakların korunmasına katkı sağlamaktadır. 730 metrekare çatı alanından toplanan yağmur suyu, 100 ton kapasiteli depolama tankında biriktirilerek çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. Bu sistem, şebeke suyuna olan bağımlılığı azaltarak suyun daha verimli kullanılmasına katkı sağlıyor. Aynı zamanda su tasarrufu sağlayarak kuraklık riskine karşı bir önlem oluşturuyor. Tirebolu gibi aşırı yağışlara bağlı sel riski taşıyan bölgelerde, bu tür sistemler suyun doğru yönetilmesine yardımcı oluyor. İklim değişikliğiyle mücadelede yerel yönetimlerin faydalanabileceği somut bir uygulama sunarak uzun vadede su kaynaklarının daha bilinçli kullanımını teşvik ediyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE SU YÖNETİMİ
DANIŞ: Tirebolu’da iklim değişikliğinin etkileri nasıl hissediliyor?
H. KARAHAN: Tirebolu, Karadeniz kıyısında yer aldığı için iklim değişikliğinin etkilerini doğrudan yaşayan bölgelerden biri. Son yıllarda aşırı yağışlar ve sel riski artarken, kuraklık dönemleri de uzamaya başladı. Yapılan araştırmalara göre, ilçede yüzde 78 oranında sel riski, yüzde 65 oranında şiddetli yağmur riski ve yüzde 59 oranında kuraklık riski bulunuyor.
Özellikle haziran ve temmuz aylarında yağış miktarının azalması, bölgenin en önemli geçim kaynaklarından biri olan fındık üretimini olumsuz etkiliyor. Çiftçiler, azalan yağışları telafi etmek için daha fazla sulama yapmak zorunda kalıyor ve bu da su kaynakları üzerinde ek bir baskı oluşturuyor. Bu değişimler hem tarımsal üretimi hem de su yönetimini daha kritik hale getiriyor.
DANIŞ: İklim değişikliğine karşı bireysel ve kurumsal olarak neler yapılabilir?
H. KARAHAN: Bireyler olarak su tasarrufu sağlamak, yağmur suyu toplama sistemlerini kullanmak, geri dönüşümü teşvik etmek ve enerji verimliliğini artırmak gibi önlemler alabiliriz.
Kurumsal düzeyde ise, belediyelerin sürdürülebilir su yönetimi sistemlerine yatırım yapması, yağmur suyu hasadı ve gri su kullanımını teşvik etmesi ve doğa dostu altyapı projelerini hayata geçirmesi gerekiyor. İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve bu değişimlere uyum sağlamak için yerel yönetimler, çiftçiler ve bireyler olarak hep birlikte harekete geçmemiz şart.
YAĞMUR SUYU HASADI VE TOPLUMUN BAKIŞ AÇISI
DANIŞ: Tirebolu halkının yağmur suyu hasadı ve gri su konusundaki farkındalığı nasıldı?
Ümmühan KARAPIÇAK: Proje öncesinde halkın yüzde 76’sı yağmur suyu hasadı kavramına aşina olsa da, bu sistemi bireysel olarak uygulayan kişi sayısı oldukça düşüktü. Özellikle su tasarrufu konusunda farkındalık olsa da, pratikte bu sistemlerin nasıl kurulacağı ve nasıl çalıştığı konusunda bilgi eksikliği vardı. Proje kapsamında yapılan çalışmalarla katılımcıların yüzde 49’u evlerinde bu sistemi kurmaya sıcak baktığını belirtti. Ayrıca, okullarda, kamu binalarında ve tarımsal sulama alanlarında uygulanmasına olumlu yaklaşıldı.
Öte yandan, gri su kullanımı konusundaki farkındalık oldukça düşüktü. Yapılan araştırmalar, katılımcıların yalnızca yüzde 37’sinin gri su hakkında bilgi sahibi olduğunu gösterdi. Bu nedenle, proje sürecinde halkın gri suyun ne olduğu, nasıl kullanılabileceği ve sağlayacağı faydalar konusunda daha bilinçli hale gelmesi için çalışmalar yürütüldü.
TİREBOLU KARBON AYAK İZİ RAPORUNUN SONUCU
DANIŞ: Tirebolu Karbon Ayak İzi Raporu neden hazırlandı ve hangi bulgular öne çıktı?
Ü. KARAPIÇAK: 2023 Tirebolu Karbon Ayak İzi Raporu, ilçedeki karbon salımını ölçmek ve azaltım yollarını belirlemek amacıyla hazırlandı. Rapora göre, kişi başına düşen karbon ayak izi 2,8 ton Karbon Dioksit Eşdeğeri olarak hesaplandı. En büyük karbon salımı atık yönetiminden, ardından konutlardaki enerji tüketiminden kaynaklandı.
Bu veriler, Tirebolu’nun atık yönetimi, enerji tasarrufu ve yenilenebilir enerjiye yönelmesi gerektiğini gösteriyor. Rapor, ilçenin daha sürdürülebilir bir geleceğe ulaşması için önemli bir rehber niteliği taşıyor.
PROJENİN UZUN VADELİ ETKİLERİ
DANIŞ: Projenin iklim değişikliğiyle mücadelede uzun vadeli etkileri neler olacak?
Ü. KARAPIÇAK: Bu proje, Tirebolu’da su yönetimi ve iklim değişikliğine uyum konusunda önemli bir adım oldu. Zamanla, su kaynaklarının daha verimli kullanılmasıyla su krizine karşı daha dirençli bir yapı oluşması bekleniyor. Ayrıca, aşırı yağış ve kuraklık gibi hava olaylarına karşı yerel yönetimlerin hazırlıklı olması için bir temel oluşturdu.
Bununla birlikte, fındık üretimi gibi bölgenin ekonomik faaliyetleri iklim değişikliğinin etkilerine karşı daha dayanıklı hale gelebilir. Halkın su tasarrufu ve sürdürülebilir su yönetimi konusunda daha fazla bilinçlenmesiyle, bu tür sistemlerin bireysel ve kurumsal düzeyde yaygınlaşması teşvik edilecek.