- 11:09 KADES ve Dolandırıcılık Seminerleri
- 11:01 Kuran-ı Kerim Hatim Programı Düzenlendi
- 10:43 ''Büyüklerimize Vefa Zamanı''
- 10:41 19 İlçeden Gelen Talepler Dinleniyor
- 10:36 Kahverengi Kokarca Mücadelesi Devam Ediyor
- 10:23 Kültür Mantarı Yetiştiriciliği Kursu Düzenlendi
- 10:13 Destek Verenlere Teşekkür Ziyareti
- 10:03 Makam Ziyaretleri Yapıldı
- 10:00 Dereceye Girenleri Ödüllendirdi
- 09:55 Erol Bayrak'ın Kabri Ziyaret Edildi
- 09:47 Avrupa'da Tarih Yazdı
- 09:39 Yarım Kalan Halı Saha Projesi tamamlanıyor
- 09:25 Çiftçilere 112,2 Milyon Destek
- 09:24 Rakip Macaristan
- 09:23 Türkiye'den 3. Müze Avrupa'da Yarışacak
Fındık Fiyatı
"Akreditasyon Şartı Getireceğiz"
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "Rekabet ettiğimiz dünya devletleri dikkate alındığında önümüzdeki en ciddi sınav, toplumumuzun arasına ekilmek istenen yabancı düşmanlığı tohumudur. Biz bu GDO'lu tohumun bu topraklarda yeşermeyeceğine inanıyoruz." dedi.
YÖK Başkanı Özvar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2024-2025 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, akademik yılın öğrencilerin, akademisyenlerin, idari personel için hayırlısı olmasını diledi.
Geçen yılın ekim ayından bu yana Gazze'de bütün insanlığın gözü önünde artık soykırım boyutlarına ulaşan büyük bir katliamın yaşandığını, İsrail'in çocuk, yetişkin, kadın-erkek ayırt etmeksizin insanların üzerine bombalar yağdırdığını belirten Özvar, "Gazze'de yok edilmek istenen sadece masum halk değil bütün insanlıktır." diye konuştu.
Türkiye'de ve dünyada vicdan sahibi milyonlarca insanın İsrail’in bu katliam politikalarına karşı tepki gösterdiğini, bu insanların arasında akademisyenlerin ve üniversite öğrencilerinin öne çıktığını söyledi.
Buna karşı Amerika ve Avrupa'da bir kısım hükümetlerin akademisyenlere ve öğrencilere baskı uyguladığını ve onları üniversitelerden uzaklaştırdıklarını anlatan Özvar, "Yükseköğretim Kurulu olarak, Gazze'nin masum halklarıyla gösterdikleri dayanışmadan dolayı baskı gören uluslararası akademisyen ve öğrencilere ilk andan itibaren kapılarımızı açtık, davette bulunduk. Bu davetimize karşılık veren ve ülkemize gelmek isteyen akademisyenler oldu, şu an onlarla temas halindeyiz." dedi.
"Türkiye açık ara birinci sırada"
YÖK Başkanı Özvar, Stanford Üniversitesinin her yıl yapay zeka alanında bütün ülkelerin yükseköğretim kapasitelerini değerlendiren raporlar yayınladığını hatırlatarak, bu yıl yayınlanan 2024 Yapay Zeka İndeksi Raporu'nda Türkiye'nin bilişim, bilgisayar bilimleri, bilgisayar mühendisliği ve bilgi teknolojisi alanlarında lisans düzeyindeki mezun sayıları bakımından sıralamalarda İngiltere ve Almanya'dan sonra üçüncü olduğunu söyledi.
Avrupa ülkeleri arasında bu alanlarda son 10 yılda lisans mezunu en yüksek artış oranları dikkate alındığında ilk sırada yüzde 153 ile Norveç, ikinci sırada yüzde 118'lik oranla Türkiye'nin geldiğini vurgulayan Özvar, "Bu alanlardaki yüksek lisans mezunu sayısında da Avrupa ülkeleri arasında Türkiye 6. sırada, doktora mezun sayılarında ise 5. sırada yer almaktadır. Doktora mezunlarının sayısındaki artış dikkate alındığında, son 10 yılda yüzde 173'lük oranla ve her 100 bin kişiye düşen bilişimci doktora mezunlarının sayısında yüzde 142'lik artış oranıyla Türkiye açık ara birinci sırada yer almaktadır." bilgisini paylaştı.
"Akademik birimler kurmak için önümüzdeki dönemde akreditasyon şartı getireceğiz"
Özvar, YÖK olarak yükseköğretim sisteminin gelecekte küresel ve bölgesel rekabet gücünü artırılabilmesi ve sürdürebilmesi için "erişilebilirlik ve kapsayıcılık", "kalite, üretkenlik ve mükemmellik", "araştırma ve yenilikçilik", "uluslararasılaşma" ve "istihdama duyarlılık ve hayat boyu öğrenme" olmak üzere 5 hedeflerinin olduğunu söyledi.
Yükseköğretimde Araştırma ve Yenilikçiliğe ilişkin hedeflerinin, Türkiye'yi küresel etkiye sahip bir araştırma ve yenilik merkezi haline getirmek olduğunu belirten Özvar, "Araştırma Üniversiteleri Programı" dahil olmak üzere ihtisaslaşma ve misyon farklılaşması odaklı programların ve uyguladıkları destek programlarının bu amaca hizmet ettiğini kaydetti.
Bu hedef doğrultusunda araştırma ve uygulama merkezlerinin kapasite ve üretkenliğini artırmak için yeni idari ve hukuki düzenlemeleri hayata geçirdiklerini aktaran Özvar, bu kapsamda ilk örneğin, Gazi Üniversitesi, ODTÜ ve Ankara Üniversitesi ortaklığında kurulan Nörobilim Ve Nöroteknoloji Mükemmeliyet Ortak Uygulama ve Araştırma Merkezi (NÖROM) olduğunu belirtti.
Ayrıca Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) nezaretinde kurumsal ve program akreditasyonlarının genişletilmesini güçlü bir şekilde teşvik ettiklerini bildiren Özvar, "Bu anlayışımızın bir tezahürü olarak doktora programı açmak üzere başvuran üniversitelerimize akredite program sahibi olma şartı getirmiş bulunuyoruz. Bu şart bu sene itibarıyla uygulamaya girmiştir. Benzer şekilde fakülte, yüksekokul, enstitü, araştırma ve uygulama merkezi gibi akademik birimler kurmak için de önümüzdeki dönemde akreditasyon şartı getireceğiz. Bu girişimimiz yükseköğretimde kaliteyi önceleyen anlayışımızın bir yansımasıdır." diye konuştu.
"Hedefimiz yakın gelecekte bu sayıyı 500 bine çıkarmak"
YÖK Başkanı Özvar, Türkiye'deki yükseköğretim sisteminin, öğretim kalitesi ve rekabetçi maliyet yapısıyla uluslararası öğrenciler için ilgi odağı haline geldiğini söyledi.
Bu yıl Türkiye'deki uluslararası öğrenci sayısının artışını sürdürdüğünü ve yaklaşık 340 bine ulaştığını bildiren Özvar, şöyle konuştu:
"Hedefimiz yakın gelecekte bu sayıyı 500 bine çıkarmak, üniversitelerimize dönük nitelikli uluslararası öğrenci hareketliliğini arttırmaktır. Yakında bu hareketlilik alanını sürdürülebilir kılacak yeni idari ve hukuki düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Konuk ettiği uluslararası öğrenci sayıları bakımından Türkiye, dünyanın ilk 10 ülkesi arasındadır. Rekabet ettiğimiz dünya devletleri dikkate alındığında önümüzde ki en ciddi sınav, toplumumuzun arasına ekilmek istenen yabancı düşmanlığı tohumudur. Biz bu GDO'lu tohumun bu topraklarda yeşermeyeceğine inanıyoruz."
Tematik meslek yüksekokullarına daha fazla ağırlık verilecek
Erol Özvar, yükseköğretim sisteminde sağlıklı bir arz talep mekanizmasının işlendiğini, bugün itibarıyla her ilde üniversite kurulduğunu ve yeterli kapasite büyüklüğüne ulaşıldığını bildirdi.
Bu kapsamda devlet üniversitelerinde ikinci öğretim programlarının kapatıldığını anımsatan Özvar, gelecek yıl vakıf üniversitelerinde de ikinci öğretim programlarının kapatılacağını belirtti.
Ayrıca açıköğretimdeki 2. üniversite kapsamında öğretmenliğe kaynak teşkil eden tarih, Türk dili ve edebiyatı, felsefe, sosyoloji ve çocuk gelişimi programlarına kayıt olmak isteyenlere asgari 35 yaş sınırını getirdiklerini söyleyen Özvar, "Kontenjanlara ilişkin bu kararlarımız başta öğretmenlik olmak üzere bazı meslekler üzerindeki istihdam baskısını azaltma yönünde kıymetli birer adım olarak kamuoyunda değerlendirilmiştir." dedi.
Yükseköğretimde istihdama ilişkin, tematik meslek yüksekokulları üzerinde hassasiyetle durduklarını aktaran Özvar, siber güvenlik meslek yüksekokulları ve benzeri tematik meslek yüksekokullarına ilerleyen dönemde daha fazla ağırlık vereceklerini vurguladı.
Erol Özvar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in kararlılığı ve himayeleriyle kurulan Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi'nin 2024-2025 akademik yılı itibarıyla faaliyete geçtiğini hatırlatarak, bu yıl ilk olarak ODTÜ tarafından bilgisayar mühendisliği, İTÜ tarafından endüstri mühendisliği ve Hacettepe Üniversitesi tarafından gıda mühendisliği programları açıldığını, ilk aşamada bu programlara yerleşme hakkı kazanan öğrenci sayısının 86 olduğunu söyledi.
"Yeni bir inisiyatif hazırlığı içerisindeyiz"
Hızla değişen dünyada iklim değişikliği, çevre kirliliği ve doğal kaynakların tükenmesi gibi sorunların sürdürülebilirlik kavramını hayatın merkezine koyduğunu söyleyen Özvar, bu noktada "yeşil beceriler" kavramının ön plana çıktığını söyledi.
Türk üniversitelerinin sürdürülebilirlik konusunda katettiği ciddi mesafenin uluslararası üniversite sıralama kuruluşlarınca tescil edildiğine işaret eden Özvar, "Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları açısından üniversitelerin değerlendirildiği 2023 yılı üniversite sıralamasında 79 Türk üniversitesi yer almıştı. 2024 sıralamasında bu sayı 91'e çıkarken 2 üniversitemiz ilk 100 arasında yer alma başarısını göstermiştir. Yaklaşık 2 bin üniversitenin yer aldığı bu listede Türkiye en fazla üniversiteyle temsil edilen ülkelerden biri olmuştur." dedi.
Dünyada öne çıkan bir diğer alanın da "dijital beceriler" olduğunu aktaran Özvar, şunları söyledi:
"Yapay zeka, büyük veri, bulut bilişim ve nesnelerin interneti gibi teknolojiler, bugünün iş yapma şekillerini yeniden tanımlamaktadır. Dijital beceriler artık neredeyse her sektörde gereklilik halini almış bulunmaktadır. Bilgisayar programlama, veri analizi, siber güvenlik ve dijital pazarlama gibi alanlar, hızla dijitalleşen dünyada ön plana çıkmaktadır. Üniversitelerimizin ön lisans, lisans ve lisansüstü programlarında kayıtlı tüm öğrencilerimize yeşil ve dijital beceriler kazandırmayı hedeflediğimiz yeni bir inisiyatif hazırlığı içerisinde olduğumuzu buradan duyurmak isterim. Yükseköğretim Kurulunun bu inisiyatifi önümüzdeki dönemden itibaren 12. Kalkınma Planında yer aldığı şekliyle Yükseköğretim programlarının içeriği ikiz dönüşüm sürecine uyumlu bir şekilde beceri ve yetkinlik bazlı geliştirilmesini sağlayacaktır."
YÖK Başkanı Özvar, Türkiye'nin uluslararası üniversite sıralamalarındaki gösterdiği ilerlemenin yükseköğretimde kaliteyi, yenilikçiliği, çeşitliliği ve rekabetçiliği teşvik eden yaklaşımlarının bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Bazı uluslararası kuruluşların Türkiye'deki üniversitelerin üniversite sıralamadaki yerlerini anlatan Özvar, 12. Kalkınma Planı'nda ve YÖK'ün 2024-2028 yıllarını kapsayan stratejik planlamasında, araştırma üniversiteleri başta olmak üzere 5 yıl içinde en az 2 üniversitenin ilk 200'e, en az 10 üniversitenin ilk 500'e ve en az 50 üniversitenin de ilk 1000'e girmesi hedefi koyduklarını belirtti.
AA