- 20:25 Yaşar Kemal’in 57 kitabını 4 yılda resimledi
- 20:04 Binalarda Yangın Sistemi Nasıl Olmalı?
- 19:50 Türkiye Genelinde GÜRZ Operasyonları
- 19:40 VALİ EROL UĞURLADI
- 19:39 Özgür Tokgöz Giresun’a Atandı
- 19:35 ''KRAL HAMSİ''
- 19:33 İZODER: “Yangın Yalıtımı Tahliye İçin Zaman Kazandırır”
- 19:26 Fatsa’da Park Halindeki Araç Yandı
- 19:27 Ordu’da 190 Bin Araç Trafikte
- 19:13 Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı Açıldı
- 19:10 Ara Tatilde Akademi Şenliği
- 19:10 ŞANLITÜRK GAZETECİLER BULUŞTUK
- 18:59 BU SINIF KALDIRILSIN
- 18:57 İzzet Gündoğar’dan Hilmi Güler’e Ziyaret
- 18:51 Giresun’da Yeşil Dokunuş
Fındık Fiyatı
Yaşar Kemal’in 57 kitabını 4 yılda resimledi
Doktorluktan minyatür sanatçılığına uzanan müthiş bir başarı hikayesi. Geceli gündüzlü minyatüre
adanmış yıllar. Daha çocukken içine minyatür aşkı düşen Figen Gürsoy, doktorluktan emekli olduktan
sonra 4 yılda büyük bir emekle Yaşar Kemal’in 57 kitabının minyatürünü yaptı, dünyada eşi benzeri
olmayan bir koleksiyona imza attı. Müthiş minyatür koleksiyonunu Denizli’de de sergileyen Figen
Gürsoy ile keyifli bir röportaj yaptık.
Kendinizi tanıtır mısınız?
Tıp fakültesi mezunuyum. Tıp doktoruyum. Minyatüre çocuk yaşlardan beri aşığım. Ancak tıpla
birlikte içimde ateşi olan bu minyatür resmi birlikte yürütme hakkını kendimde bulamadım.
Mesleğimin, hastalarımın zamanından çalamam diye düşündüm. Bu nedenle bekledim, meslekte
kamu hizmetini doldurduğum 20. Yılın son günü emeklilik dilekçemi verdim. Hemen İzmir’de resim
heykel müzesinin bu konuda açtığı eğitimlere başladım. O günden bugüne 19 yıldır da minyatür
resmin içindeyim. Ama o kadar yoğun çalışıyorum ki; sanki 38 yıl oldu gibi hissediyorum. Uyku ve
yemek saatleri hariç sürekli minyatür resim çalışıyorum. Bu arada minyatür resmi genel kültür olarak
beslemesi için yan dal. Olarak açık öğretimden Sosyoloji ile Kültürel Miras ve Turizm de okudum.
Minyatüre nasıl başladınız?
Minyatüre başlamamda çok masum bir başlangıç var. Benim iki taraftan atalarım mübadeleyi
yaşadılar. Geldiklerinde Manisa Akhisar’da rumların terk ettikleri iki katlı ahşap bir eve
yerleştirilmişler. O evin her iki katında da arka tarafta fazla eşyaların konulduğu yüklük denilen odaları
vardı. Daha az ışık alan ama serin odalar. Benim çocukluğum kitap oku, resimlere bak ve hayal kur
şeklinde o odalarda geçti.
Zamanla o koşullarda elime geçen dergi gazetelerden küçük resimleri kesip biriktirmeye başladım.
Yani çizmekten önce biriktirmeye başlamıştım. İçlerinde minyatür resme denk gelirsem çok
heyecanlanıyordum. Onları ayrı saklıyordum.
Sonra ben liseye giderken İstanbul’a bir okul gezisi düzenlendi. Bize sahafları gezdirdiler. Serbest
zamanımız vardı. Bir sahafın kapısının önünde iplerle sarkıtılmış sallanan minyatür posterler gördüm.
İçlerinden bir tanesi Martakçı Nasuh’un İstanbul minyatürü. Adeta büyülendim. 30-40 dakika
inceledim onu. O gün orada karar verdim minyatür öğrenmeye.
Bu arada çok güzel bir şey oldu. Öğrenci bütçesi cebimde ancak bir simit, bir ayran, bir tost alacak
kadar param var. Cebimdeki paraları saydım ve o gün açlığı göze alarak o çok incelediğim minyatür
posteri ve beraberinde bir minyatürü daha aldım. Param iki tanesine yetmişti. Ya da o sahaf indirim
yaptı bilemiyorum. Çok halden anlayan bir insandı, ona çok minnet borçluyum. Bana içeriden;
sayfaları su almış, yaprakları birbirine yapışmış, satamayacağı atıl durumda bir minyatür kitabı getirip
hediye etti. Müthiş bir perçindi bu benim için. Ben zaten posterden etkilenmiştim, o kitapla dedim
tamamdır. Sonra eve döndüğümde o kitabın yapraklarını özenle ayırmaya çalıştım, tabi bir kısmı
yırtıldı. Sayfalarını inceledim de inceledim. Böyle tertemiz bir hikayesi var.
Arkadan tıp fakültesini kazandım. Sonra meslek yaşamım başladı. Ama ne yaptım; meslek yaşamım
boyunca kazandığım bütün parayı minyatür kitaplarına yatırdım. Müthiş bir kütüphane oluşturdum.
Şu anda gayet güçlü bir kütüphanem var. Çok övüyorum, çok da paylaşıyorum herkesle.
Beni tanıyanlar daha çok yazacağımı düşündüler. Ben ters köşe yapıp çizip boyamayı tercih ettim.
Yaşar Kemal kitapları minyatür koleksiyonu nasıl oluştu?
Yaşar Kemal’in yaşamı boyunca yazdığı bütün kitapları 57 tane. Bu 57 kitabın her birini okudum ve bir
minyatür resme dönüştürdüm. Bir yazarın tüm kitaplarının ayrı ayrı minyatür resimle resimlenmiş
olması nedeniyle bu seri dünyada bir ilk, böyle bir özelliği var. 4 yıl süren bir emek var. İlk yıl 57
kitabın hepsini okudum. Neyi nasıl çizeceğime dair unutmamak için içlerinden kendime notlar
çıkardım, yazdım. İkinci yıl o notlarımdan eskizleri hazırladım. Üçüncü ve 4. Yıllarda da minyatür
resimlerini kağıtlara aktardım.
Yaşar kemal kitaplarının minyatürünü yapmaya nasıl karar verdiniz? Neden Yaşar Kemal?
Minyatür kendine özgü çizim ve boyama teknikleri olan bu resim dili. Matbaanın olmadığı dönemde
el yazması yazılmış tüm kitapların resimleri minyatürdü. Matbaadan sonra bu resimler kitaplardan
çıktı. Ben kitap okumayı çok seven birisi olarak bugünün dünyasından bir yazar seçip kitaplarını
minyatürlemek istedim. Anadolu’yu çalışmak istediğim için de Yaşar Kemal’i seçtim.
Anadolu sofrası beni bu yaşıma kadar besledi, büyüdü, doyurdu, nemlendirdi, mayaladı. Ben de
Anadolu’nun sofrasına bir tabak eklemek istedim ve o tabakta da minyatür resim var. Öyle olunca
Anadolu’yu en iyi yazmış yazarı seçip onun kitaplarını minyatürlersem; toplu halde Anadolu’ya,
edebiyata, resme, hayranlık duyduğum büyük usta Yaşar Kemal’e, hepsine toplu teşekkür etmiş
olurum dedim.
Yaşar Kemal’in . barış, sevgi ve umut aşılayan çok temiz bir düşünce dünyası var bana göre. Bu
dünyanın bizlerin temiz alanları ile birleşip gelecek kuşaklara işaret edilmesi gerekiyor. Güç, güzellik
ve güven üretecekleri bir kaynak var. Bütün dünya okuyor Yaşar Kemal’i. İnce Memed 37 dünya diline
çevrildi. 57 kitap dünyada 239 kez başka dile çevrildi, 239 ülkede okunuyor. Biz kendi ülkemizde
bazen bazı değerlerin çok da farkında olmayabiliyoruz. Ama sergilerimde ziyaretçilerden çok tatlı bir
reaksiyon var. Benim amacım bu salondan çıkarken insanların özellikle gençlerin aklında “Şu kitabı
okusam” düşünce oluşturmak. Ne kadar zihinde ve gönülde Yaşar Kemal oluşursa eserler o kadar
amacına ulaşmış demektir.
Yaşar Kemal ile tanıştınız mı?
Yaşar Kemal kitaplarını minyatür resme dönüştürmek 25 yıl önce verdiğim bir karardı. O zaman
kendisi hayattaydı. Ancak ben resim konusunda henüz yeterince deneyim biriktirmemiştim.
“Gelecekte sizin kitaplarınızı resimleyeceğim” demek olmazdı, onu yapamazdım. Ama 2016’da
vefatının birinci yıldönümünde Galatasaray Üniversitesi bir anma programı yaptı. Üç Anadolu
Efsanesi’nin görselleri o toplantıda kullanıldı.
Yaşar kemal koleksiyonu tamamlandı, şimdi ne tür minyatür resimler yapıyorsunuz?
Minyatüre başlarken kendime seçtiğim 4 yol vardı. Bir tanesi tıp ve minyatürü birleştirmek. Benim
arkadaşlarım tıp alanında çok güzel akademisyen oldular. Onların yaptıkları kongrelere, yazdıkları
kitaplara, afişlerine logo çalışmaları yapıyorum. Tıp ve minyatürü birleştiriyorum.
İkinci yolum benim geçmişimde mübadele var. Anne ve baba tarafım Selanik Drama’dan gelmişler.
Orada yarım kalmış bir hikayeleri var onların. O nedenle mübadeleye dair yazılmış kitapları da
minyatürlüyorum.
Üçüncüsü beni minyatüre aşık eden Martakçı Nasuh vardır. Onun bir kitabı vardır; Menazilname, bir
yolculuk kitabıdır. O kitabın içindeki tüm minyatürleri tekrar repredüksiyon olarak ürettim.
4. Aşama da Yaşar kemal kitaplarıydı. Kendime söz verdiğim 4 basamaklı aşamaları tamamladığım için
mutluyum. Bundan sonra bu şekilde adı konmuş büyük bir seri yok. Tek tek yarım işlerim var onları
tamamlamam gerekiyor.
Bu 4 yıl içinde çok önemli görme problemleri de yaşadım. Her iki gözümden ameliyat oldum.
Epiretiral membran diye retina üzerinde zaman içinde oluşan ve görmeyi engelleyen bir tabaka.vardı.
Gözümü çok dinlendirmem gereken bir rahatsızlıktı. Bunu hiç yapmadım. Çünkü rahatsızlığım tam da
bu 4 yıllık sürecin altıncı ayında başladı. Ben o sıra kitapları okuyordum ve daha önümde 3,5 yıllık bir
süreç vardı. Dinlendirmediğim için gözlerimi birazcık riske attım. Ama kendi içsel bütünlüğüm içinde
bunları tamamlamam gerekliydi. Şimdilik ameliyatlar tedaviler falan yürüyoruz. 3 yıl içinde göz
sağlığım son halini alacak. Ondan sonra ben yine üretmeye devam edeceğim.
Yaşar Kemal serisinden sizi en çok etkileyen, çizerken en çok keyif aldığınız minyatür hangisi oldu?
Hepsi diyebilirim. Seri 4 yıl sürdü. 4 yıllık bir lisans programının öğrencisi olsanız o 4 yıl geçmek
bilmez. Ben 4 yıllık sürede bir saç teli kadar yorgunluk hissetmedim. Gözlerime rağmen bu kadar
istekle çalıştım. Yemek ve uyku saatlerim dışında hep minyatür başındaydım, anca öyle bitebildi.
Çünkü aslında bu boyutta bir minyatür resmi özel yaşamınızı da koruyarak çalışacak olsanız hakkı 5-6
aydır. Ben 57 kitabı minyatürledim, her bir minyatüre 5-6 ay ayıracak olsam ömrüm yetmezdi. O
yüzden çok metodik, sistemli, sıkıştırılmış olarak çalıştım ve bitirebildim. Hepsini çok sevdim. Ancak
“Binboğalar Efsanesi” hikayesiyle özel benim için. O yörük yaşamı beni çok çekiyor. “İnce Memed”
serisi özel, “Bir Ada Hikayesi” konu olarak mübadeleyi de içerdiği için özel, “Çocuklar İnsandır” çok
özel, Hepsi çok güzel şimdi haksızlık etmeyeyim. İlk önce “Çakırcalı Efe”yi çalıştım. En son da “İnce
Memed 2” ile bitirdim. Seri 1 Aralık 2023’de tamamlandı.
Yaşar Kemal serisini nerelerde sergilediniz?
İlk sergi İzmir’de Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi’nde açıldı. İkinci sergi Yılmaz Büyükerşen
Eskişehir Cam Müzesi’nde açıldı. Üçüncüsü Bandırma Tunç Başaran ve dördüncüsü Denizli Turan
Bahadır Sergi Salonu’nda açıldı. Bundan sonra sırada şubat ayında Bursa var. Daha sonra İstanbul,
Ankara şeklinde dolaşacak.
Yaşar Kemal serisinin sergilenebilmesi için salonun 50-60 metre duvarının olması gerekiyor. Gazeteci
Nedim Atilla eserlerimin sergilenmesinde destek oldu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer
ile görüşerek ilk serginin açılmasına önayak oldu. Sonra arkası geldi.
Örnek aldığınız minyatür sanatçıları var mı?
Matrakçı Nasuh en başta. Kendisi Kanuni Sultan Süleyman döneminde sarayın baş nakkaşı. Kanuni
Sultan Süleyman ile orduyla birlikte İstanbul’dan yola çıkıp iran Irak’a gidip döndükleri o güzergah
üzerindeki 116 şehrin topografik minyatürünü çalışmış ve bir kitapta toplamış. Bunlar fotoğrafın
olmadığı dönemde renkli belgeler. O kitap beni minyatüre aşık etti. Onun ilk minyatürü İstanbuldur,
Sahafta gördüğüm de o. onunla aşık oldum. Matrakçı benim idollerimden birisi.
İkincisi Süheyl Ünver hoca. Cumhuriyet döneminde bu sanatları uykusundan uyandıran bir isim. Ve
onun öğrencisi Cahide Keskiner hoca da çok değerli. Onların çizgileri benim örneğimdir.
HABER MERKEZİ