- 13:07 Ünye'de Öğretmenler Günü Kutlaması
- 13:01 MAÇLAR ERTELENDİ
- 12:54 Fatsa'da Öğretmenler Günü Kutlaması
- 12:46 Korgan'da Karla Mücadele Sürüyor
- 12:40 Çevreci yerli motorlar göreve hazır
- 12:34 Öğretmenler Günü Etkinliklerle Kutlandı
- 12:22 Sözleşmeli Tarım ile Üreticinin Yanında
- 12:20 BÜYÜKŞEHİR KIŞA HAZIR
- 12:17 Kamuya toplu akaryakıt alımıyla 3 milyar lira tasarruf sağlandı
- 12:14 UGKON: Gazetecilere Yönelik Şiddet Asla Kabul Edilemez…
- 11:59 KÜLTÜR SÖYLEŞİLERİ HIZ KESMİYOR
- 11:57 Akkuş Belediyesi, Can Dostları Unutmadı
- 11:52 Küçük boydaki balıkları avlamayın uyarısı
- 11:49 Kara yollarında kış hazırlıkları tamamlandı
- 11:43 Sosyal güvenlik haklarına ilişkin açıklama
Fındık Fiyatı
‘PCR DEĞİL, AŞI MECBURİ OLMALIDIR!’
Ordu Tabip Odası Başkanı Uzman Dr. Ali Coşkun, 6 Eylül’den itibaren aşı yaptırmayanlar için zorunlu olan PCR testi uygulamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Dr. Coşkun, PCR testinin çözüm olmayacağını savundu.
Dr. Coşkun ‘Her gün yüzlerce kişinin ölümüne neden olan pandeminin önlenmesi için , ‘’ sadece ve sadece kendini düşünme bencilliği ile hurafelere inanarak ‘’ aşı olmayı reddedenler, çok yanlış karar vermişlerdir, belki de hayatlarıyla kumar oynamışlardır.
Keyfi olarak Aşı redciler , Pandeminin uzamasına neden olacakları İçin , bundan sonra atılacak en doğru adım, aşıyı bilinçli olarak ve geçerli bilimsel hiç bir mazereti olmadan red edenlerin , toplum içine alınmamaları olacaktır.
PCR yaptırmak asla çözüm olmaz çünkü, pcr sonuçta yalancı negatif sonuç da verebilir. Dolayısıyla bu durum da toplumu tam olarak koruyabilecek bir yol değildir.
Eğer pcr testi aşıyı red edenlere yapılacaksa bile , bu kesinlikle ücretli olmalıdır. Keyfi aşı redciler , asla bu ülkenin kaynaklarını israf etmemelidirler.
Ama daha da doğrusu, kapalı yerlere girme vizesi aşı ile geçerli olmalıdır, PCR ile değil.
Aşı olmayı red ettiği halde toplum içine karışmaya çalışan , kapalı mekanlara girmeye çalışan vatandaşlarımız , bu yasağı ihlal ederse para cezasına çarptırılmalıdırlar. Bence bu kişilere aşı da Devlet mecburiyeti ile yaptırılmalıdır. Çünkü pandemide ‘’ aşı olmama özgürlüğü ‘’ diye bir slogan olamaz, olmamalıdır. Eğer çiçek aşısı yapıldığında veya çocuk felci aşısı yapıldığında dünyada böyle sözde özgürlüğü savunan 1 tane insan bile olsaydı, bu gün bu Hastalıkları hala görürdük, ve toplum İçin ciddi tehdit olurlardı.
Sahadan aldığımız veriler, deneyimler, meslektaşlarımızın sahadan aldığı verileri bizlerle paylaşımları , tüm yurt geneli için geçerliyse, yoğun bakımlarda yatanların neredeyse tamamı ya aşısız bireyler, ya eksik aşı dozu yaptıranlar ya da iki doz sinovac açısından sonra üçüncü doz aşısını yaptırmayanlardan oluşmaktadır.
Sağlık Bakanlığımızın elindeki veriler de ( hekimlerle paylaşılmadığı İçin bilemiyoruz ! ) bunları aynı şekilde doğruluyorsa, o takdirde Devletimiz bir an önce aşıyı mecburi hale getirmek için gerekli düzenlemeleri yapmalıdır. Çünkü Devletin en önemli görevlerinden biri de tüm vatandaşlarının hayatını korumaktır.
Şu ana kadar pandemide her türlü fedakarlığı yapıp, testleri, tedaviyi, tanı yöntemlerini, yoğun bakım hizmetlerini vatandaşına ücretsiz yapan
Ve bu konuda tüm batılı ülkeleri geride bırakıp, gerçek bir sosyal Devlet olduğunu dosta düşmana bir kez daha gösteren Devletimiz,
Bu noktadan sonra israf sayılabilecek, aşıyı red edenlere ‘’ PCR testini ücretsiz ‘’ yapma fedakarlığında bulunmamalıdır çünkü doğru değildir, çünkü burada tüm toplum zarar görebilir. O nedenle aşı herkese rızası olsun veya olmasın mecburi olmalıdır.
Devletimizin en güzide kurumlarından olan Sağlık Bakanlığımızdan beklentimiz, Aşı reddi tayfasındaki tüm yurttaşlara, toplum sağlığını koruma amacıyla ve bireylerin yaşama hakkı nedeniyle, aşıyı mecburi kılan yasa tekliflerini ivedilikle çıkartıp, uygulamaya koymasıdır’ dedi.