- 17:19 Üç gün trafiğe kapatılacak
- 17:13 Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, Gazilere Teşekkür Etti
- 17:09 İki partiye kapıları kapattı
- 16:58 Bir araçta uyuşturucu ve tüfek ele geçirildi
- 16:48 İstinat duvarına çarpan tırın sürücüsü yaralandı
- 16:45 Yapı Ruhsatlarında Büyük Düşüş
- 16:44 Silah kaçakçılığı operasyonunda 1 zanlı yakalandı
- 16:44 Türk çayı ihracatı 19,8 milyon doları aştı
- 16:41 MEB, aileler için "veli rehberlik" kitaplarını yayımladı
- 16:40 A Milli Erkek Basketbol Takımı, yarın Macaristan'ı konuk edecek
- 16:39 Refakatçi hemşirenin ölümüne ilişkin soruşturma tamamlandı
- 16:35 Teğmenlerin Disipline Sevkine İlişkin Açıklama
- 16:36 Fındık Kabuğundan Aktif Karbon Üretilecek
- 16:19 Bakan Yumaklı Ordu’ya Geliyor
- 16:04 Diyarbakır anneleri evlatlarının yolunu gözlüyor
Fındık Fiyatı
SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİNE KARŞI ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Sindirim sistemi kanserleri dünyada ve ülkemizde gün geçtikçe artıyor. Bu durumun en önemli nedenleri arasında genetik faktörlerin yanı sıra sağlıksız beslenme, hareketsizlik, sigara ve alkol kullanımı gibi etkenler yer alıyor. Medstar Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. İsmail Gömceli, sindirim sistemi kanserleri ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdi.
Sindirim sistemi (gastrointestinal sistem) kanserleri; yemek borusu (özofagus), pankreas, mide, kolon, rektum, anüs, karaciğer, safra yolları (bilier sistem) ve ince bağırsaklar gibi sindirim sistemi organlarını etkileyen kanserleri tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir.
Bazen, hücre düzeyinde bir değişiklik anormal hücrelerin büyümesine neden olduktan sonra bu organlardan birinde bir tümör oluşabilir. Bu tür bir değişikliğe altta yatan koşullardan yaşam tarzı seçimlerine ve genetiğe kadar her şey neden olabilir.
Gastrointestinal kanserlerin en yaygın türleri şunlardır:
Yemek borusu (Özofagus) kanseri
Mide kanseri
Kalın bağırsak ve rektum (kolorektal) kanseri
Pankreas kanseri
Karaciğer kanseri
Nöroendokrin tümörler, gastrointestinal stromal tümörler ve anal kanser dahil olmak üzere diğer tipler çok daha az gözlenir.
Kolorektal kanserler ülkemizde çok yaygın
Bu kanserler içerisinde kalın bağırsak ve rektum (kolorektal) kanserleri, ülkemizde de en yaygın olarak görülen türdür. Yaklaşık %5-10’u kalıtsal bir genetik risk faktöründen kaynaklanırken, çoğunluğu gelişigüzel ortaya çıkar. Büyük oranda da sağlıksız yaşam koşulları ile ilişkilidir. Sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri sindirim sistemi kanseri riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz, meyve ve sebzelerden zengin, az yağlı bir diyet, minimum kırmızı et ve ılımlı alkol içeren bir yaşam tarzı ile riskte belirgin bir azalma sağlanabilir. Düzenli aralar ile yapılan kolorektal tarama; poliplerin kansere dönüşmeden önce bulunup çıkarılmalarını sağlayarak, kolon kanseri riskini de önemli ölçüde azaltabilir.
Kolorektal kanser riskinin yaşla birlikte arttığı bilinmektedir, ancak son zamanlarda 50 yaşın altındaki hastalarda da görülme sıklığı hızla artış göstermektedir. Bu nedenle; düzenli kolorektal kanser taramasının 45 yaşında başlaması önemlidir. Kolorektal kanserlerin erken tespit edilerek; gastrointestinal sistem cerrahı, medikal onkoloji uzmanı, gastroenterolog, radyasyon onkolojisi uzmanı, radyoloji uzmanı ve patologdan oluşan bir ekip ile yüksek oranda tedavi edilebilir.
Erkeklerde daha fazla görülüyor
Genel olarak, gastrointestinal kanserlerin erkeklerde gelişme olasılığı daha yüksektir ve risk yaşla birlikte artar. Çalışmalar bu kanserleri sigara, alkol tüketimi ve sağlıksız beslenme ile ilişkilendirmiştir. Tümörler ayrıca yemek borusunda reflü hastalığı, midede Helicobacter pylori enfeksiyonu, pankreasta diyabet, kalın bağırsakta inflamatuar bağırsak hastalıkları (Ülseratif kolit ve Crohn), karaciğerde hepatit B veya C virüsü enfeksiyonu veya siroz gibi altta yatan hastalıklardan da kaynaklanabilir. Sindirim sistemi kanserlerinin küçük bir yüzdesi de kalıtsaldır.
Hastalık ilk dönemlerinde sessizce ilerleyebiliyor
Sindirim sistemi kanseri belirtileri, tümör ileri evreye gelene kadar ortaya çıkmaz. Daha sonra belirtiler kanserin türüne göre farklılık gösterir. Yemek borusu kanseri olan hastalar yutma güçlüğü çekebilirken, mide kanseri olanlar ülser benzeri semptomlar (örneğin hazımsızlık, iştahsızlık, şişkinlik, ağrı veya kanama) fark ederler. Karaciğer kanseri ve pankreas kanseri de karın ağrısına yol açabilir ve kolorektal kanser bağırsak düzeninde değişikliğe veya kanamaya neden olabilir.
Belirtileri önemseyin ve erkenden önleminizi alın
Hastaların belirtileri varsa ve doktorun sindirim sistemi kanseri şüphesi varsa, aşağıdaki testlerden bazıları yapılabilir;
Yemek borusu, mide ve ince bağırsak hattında yer alabilecek tümörler için Endoskopi
Kolon ve rektumda daha sonra kansere dönüşebilecek polipleri kontrol etmek için Kolonoskopi
Kanda kanser belirteci olabilecek değişikleri tespit edebilmek için Laboratuvar testleri
Sindirim sisteminin herhangi bir yerindeki anormal dokuları tespit edebilmek için Görüntüleme çalışmaları (X-Ray, Ultrason, Bilgisayarlı Tomografi, Manyetik Rezonans, PET tarama)
Anormal dokulardan örnek almak ve kanser hücrelerinin varlığını tespit edebilmek için Biyopsi
Sindirim sistemi kanserleri hem Türkiye’de hem de dünya çapında yaygındır. Kanser erken bir aşamada tespit edildiğinde tedaviler daha etkilidir ve bu kimi zaman mümkün olmayabilir.
Tedavide multidisipliner yaklaşım önemli
Nadiren tedavi için gerekli olan tek şey ameliyat olabilir. Cerrahi, çevre doku ve lenf düğümleri ile birlikte tümörün tamamen çıkarılmasını içerir. Sindirim sistemi kanserlerinin modern tedavisi bu konuda deneyimli sindirim sistemi cerrahı, medikal onkolog, gastroenterolog, radyasyon onkoloğu, radyolog, patologdan ve klinik diyetisyenden oluşan bir ekip çalışması ile mümkün olabilir.
Korunmak için yaşam tarzı değişikliklerinizi bugünden planlayın
Sindirim sistemi kanserlerinin önlenmesinde sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek çok önemlidir. Doğru gıdalarla uygun şekilde beslenilmeli, sigara ve alkolden uzak durulmalı, gün içinde fiziksel aktiviteye yeteri kadar önem verilmelidir. Özellikle ailede kanser öyküsü varsa, sindirim sistemi ile problemlerin genetik olduğu düşünülüyorsa mutlaka belirli aralıklarla doktor kontrolleri ve gerekli tetkikler yaptırılmalıdır.