- 17:19 Üç gün trafiğe kapatılacak
- 17:13 Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, Gazilere Teşekkür Etti
- 17:09 İki partiye kapıları kapattı
- 16:58 Bir araçta uyuşturucu ve tüfek ele geçirildi
- 16:48 İstinat duvarına çarpan tırın sürücüsü yaralandı
- 16:45 Yapı Ruhsatlarında Büyük Düşüş
- 16:44 Silah kaçakçılığı operasyonunda 1 zanlı yakalandı
- 16:44 Türk çayı ihracatı 19,8 milyon doları aştı
- 16:41 MEB, aileler için "veli rehberlik" kitaplarını yayımladı
- 16:40 A Milli Erkek Basketbol Takımı, yarın Macaristan'ı konuk edecek
- 16:39 Refakatçi hemşirenin ölümüne ilişkin soruşturma tamamlandı
- 16:35 Teğmenlerin Disipline Sevkine İlişkin Açıklama
- 16:36 Fındık Kabuğundan Aktif Karbon Üretilecek
- 16:19 Bakan Yumaklı Ordu’ya Geliyor
- 16:04 Diyarbakır anneleri evlatlarının yolunu gözlüyor
Fındık Fiyatı
KAŞINTI DEYİP GEÇMEYİN!
Kaşıntının sık görülen, yaşla birlikte artış gösteren ve altında çok farklı nedenlerin yattığı bir semptom olduğunu ifade eden Doç. Dr. Özlem Ekiz, “Uzun süren kaşıntılar tedavi edilmezse uykusuzluğa ve depresyona yol açabilir” dedi. Kaşıntının altta yatan birçok hastalığın sebebi olabileceğini belirten Medical Park Ordu Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Ekiz, deri muayenesinin tanıda en önemli araçlardan birisi olduğunu kaydetti.
Medical Park Ordu Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Ekiz, kaşıntıya neden olan dermatolojik hastalıklar ile ilgili açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Özlem Ekiz, kaşıntıya en çok sebep olan uyuz hastalığının son dönemlerde artmaya devam ettiğini ve tedavi edilmezse aylarca sürebileceğini aynı zamanda kişilerde psikolojik rahatsızlıklara yol açabileceğinin altını çizdi.
PEK ÇOK HASTALIĞIN BELİRTİSİ OLABİLİR
İnsanların çoğunun hayatlarının bir döneminde mutlaka kaşıntı şikâyeti yaşadıklarını ancak gerçek sıklığının bilinmediğini söyleyen Doç. Dr. Özlem Ekiz, “Kaşıntı, deri hastalıkları dışında, kansızlıktan parazite kadar pek çok hastalığın belirtisi olabilmektedir. Bu nedenle uzun süren kaşıntıları ciddiye almak gerekir. Kimi zaman en az ağrı kadar hastayı rahatsız eden; uykusuzluğa ve depresyona yol açan, hatta çeşitli psikiyatrik sorunları olup tedavi edilmeyen kişilerde intihar düşüncelerine bile neden olabilmektedir. Kaşıntı için vücudun bir çeşit uyarısı ya da derinin bir tepkisi demek mümkündür” şeklinde konuştu.
STRESE BAĞLI OLABİLİR
Dermatologların, deri muayenesi ve genel muayene ile kaşıntının nedenini belirlemeye çalıştıklarını dile getiren Doç. Dr. Ekiz, “Tüm bu araştırmaların sonuçlarına göre, gerekirse ilgili diğer dallardan uzman hekimlerin de yardımına da başvurulur. Bazen de hiçbir neden olmadan stres ve sıkıntıya bağlı kaşıntılar ortaya çıkabilir” açıklamasında bulundu.
BOL NEMLENDİRİCİ KULLANMAK GEREKİR
Doç. Dr. Özlem Ekiz, kaşıntıya sebep olan dermatolojik hastalıklar ile ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Cilt kuruluğuna bağlı kaşıntı dermatoloji polikliniğine başvuran hastalarda en sık görülen nedenlerden biridir. Cilt yüzeyinde pullanma, çatlama ve kaşıntıya yol açan cilt kuruluğu, vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilir. Genellikle el, kol ve bacaklarda görülür. Hava şartları, aşırı sıcak su veya sabunlu suyla yıkanmak, yetersiz sıvı alımı ve bazı ilaçlar cildin kurumasına yol açabilir. Ayrıca yaş ilerleyince cildimiz de yaşlanır ve buna bağlı olarak cilt kuruluğu ortaya çıkar. Ardından da senil pruritus dediğimiz yaşlılık kaşıntısı ortaya çıkar. 40 yaşını aşmış kişilerin yarısında görülen cilt kuruluğunu önlemek için sıvı alımının artırılması, kışın cildi soğuktan korumak, sabun değil, syndet tarzı cildi kurutmayan temizleyici ürünler tercih etmek ve en önemlisi bol bol nemlendirici ürünler kullanmak gereklidir.”
GEBELİKTE KAŞINTI SIK OLARAK GÖRÜLEBİLİR
Doç. Dr. Özlem Ekiz, gebelerde de kaşıntının sık karşılaşılan bir durum olduğunu ifade ederek, “Gebelerde PUPP denilen gebeliğin ürtkeryal erüpsiyonu, yine kaşıntı ile seyreden gebelik prurigosu, genellikle 3. trimesterde ortaya çıkan gebelik kolestazı da kaşıntı ile seyretmektedir. Herpes gestasyones denen kaşıntı ve içi su dolu kabarcıklar ile seyreden nadir durumda da gebelerde kaşıntı ortaya çıkabilmektedir. Daha birçok dermatolojik hastalıkta da kaşıntı ek semptom olarak ortaya çıkabilmektedir” ifadelerini kullandı.
BAZI İLAÇLAR KAŞINTIYA
NEDEN OLUYOR
Bazı ilaç alerjilerinin de deride herhangi bir döküntü olmaksızın kaşıntıya sebep olabileceğini söyleyen Doç. Dr. Özlem Ekiz, şunları söyledi:
“Bunların kaşıntı oluşturma meknizması tam olarak bilinmemektedir. Kolestazı indükleyerek, histamin salınımına yol açarak, deride kuruluğa sebep olarak veya opiatlar yoluyla kaşıntıya sebep olduğu düşünülmektedir. Bazı doğum kontrol hapları, bazı kalp ilaçları, lityum gibi birtakım psikiyatri ilaçları, bizim sivilcede kullandığımız isotretinoin içerikli ilaçlarımız döküntüye sebep olmadan kaşıntıya sebep olabilmektedir.”
UYUZ SONRASI PSİKOLOJİK OLARAK KAŞINTI DEVAM EDİYOR
Birçok emosyonel stres ve depresif durumlarda da yaygın veya lokalize olarak kaşıntının ortaya çıkabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Özlem Ekiz; “Bazen delüzyonel parazitoz da deri bulgusu olmadan sanki vücudunda parazitler geziniyormuş gibi bir hisse yol açarak vücutta kaşıntı hissini tetiklemektedir. Özellikle uyuz geçirmiş hastaların tedavi sonrası iyileşseler bile bir süre kaşıntıları devam edebilmektedir. Ayrıca alkol yoksunluklarında ve bazı şizofreni hastalarında da kaşıntı ortaya çıkabilmektedir” açıklamasında bulundu.
Doç. Dr. Özlem Ekiz, kaşıntının ekzojen (dış kaynaklı) faktörlerini şöyle sıraladı;
“Yünlü giysiler, nemlendirici özelliği olmayan sabunlar, dezenfektanlar, aşırı sıcak ve aşırı soğuk ortam, kuru ortamdan nemli ortama hızlı bir şekilde geçiş, ev tozu akarları, küfler, hayvan tüyleri, bazen çok baharatlı yiyecekler ve alkollü içecekler kaşıntıyı artıran başlıca nedenlerdir. Hastanın kendisinden kaynaklı faktörler ise emosyonel stres, depresyon/anksiyete, terleme, obsesif kompülsif bozukluk, delüzyonal parazitoz, bazı viral/stafilokoksik infeksiyonlar ve deri kuruluğudur.
Sonuç olarak kaşıntının bir çok sebeple olabildiği ve kimi diğer hastalıkların habercisi olabileceği unutulmamalıdır. Kaşıntı şikayetleri ciddiye alınmalı ve en kısa sürede bir uzmana baş vurulmalıdır” dedi.
nBÜLTEN