Sevgili baba; yavrunun soğumuş elini tuttuğun o acı bakışını unutamayız...
Tonlarca enkazın altına doğru bağırarak ses ver anne! deyişini...
Kar, yağmur altında iliklerine kadar donmuş, ıslanmış çaresizlik içinde yakınlarına ulaşmaya çalışanları...
Kanayan elleriyle, molozları parçalayan dedenin kısılmış sesini...
Gözyaşının; seller olup aktığı, çürük binaların kum dağlarına döndüğü o geceyi...
Her ölen çocuğu temsil eden enkaz taşlarına asılan balonların ağıtını...
Bir anda yok olan güzelim hayatları...
Unutamayız!
Geçer mi bu acılar?
Kırılan cam parçaları değildi ki, can parçalarıydı nasıl geçecek nasıl?
Yüreklerimiz dayanmadı!
Ah! Ellerinizi biraz tutabildik belki ama yürek acılarınıza nasıl deva olacağız...
Ben de Kocaeli depremini yaşadım; çok acı olaylar duyduk, gördük...Travması ayrı; maddi, manevi yükü ayrı...
Malı, mülkü bir şekilde yerine koyuyorsun da, o canının canlarını kaybetmek yok mu?
Zamana çok ihtiyaçları var...
Hayat bir yerde devam edecek yiyeceğiz,içeceğiz bunu da biliyoruz...
Suçluluk duymamak gerekir ayakta kalmak için yapmak zorundayız.. .
Şimdi ileride bizi çok büyük bir sorun bekliyor... Sonradan daha iyi anlaşılacak, yaşadık biliyoruz!
Psikolojik yıkımlar!!!
Bu zamanlarda psikolojik destek alacak, alması gerekli insanlar ordusu var orada. Ücretsiz onların yaralarını, acılarını tedavi edecek bir süreç başlamalı...
Biz Tv. karşısında depresyon geçirdik onlar ne halde az çok anlıyoruz...
Psikolog, psikiyatr arkadaşlara çok ihtiyacımız var. Acil desteklerini bekliyoruz...Çünkü toparlanmaları kolay olmayacak...
Desteklerle sizin yaralarınıza ruh ve beden sağlığınıza merhem olabilirlerse bizim de yüreğimiz biraz rahat edecek...
Bir insanın sevdiği öldüğünde kırk mum yanarmış. Her gün bir mum sönermiş ta ki kırkıncı muma gelinceye kadar. Ama o mum ömür boyu hiç bitmeden yanar yanar durur muş !
Kaybedilenin acısını, yokluğunu unutturmamak için!!!
Ağustos 1999 da yandık kavrulduk , Şubat 2023 da donduk , buz kestik!!!
Umarım ülkece çabuk iyileşiriz...
Bu yazı toplam 1659 defa okunmuştur