” Ölümle Bu Denli Burun Buruna Gelmek Nasıl Bir Duygu”?

Akıl sağlığı yerinde her insanın asli görevi olduğu gibi, özellikle de insanları dünyada yaşanan haberden haberdar etmekle yükümlü basın mensuplarının asli ve insani görevi insanların hayatını zorlaştıran insanlığın ve insanların ve hatta insan dostu canlıların en büyük baş belası cahillikten kurtarmak için hayata dair bildiklerini bilmeyen insanlar ile paylaşarak, birlikte yaşadığı toplumdaki hiç kimsenin bir diğer kimseden korkmadan huzur ve güven içerisinde insanca yaşamasına katkı sağlamaktır. 

Sorumluluk duygusuyla yaşayan akıl sağlığı yerinde saygıdeğer insanlar, okurlar ve beraber yaşadığımız , bugün sizlerle yazar Murat Demirocak kardeşimizin 11 Mart 2023 günü “Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, canını kurtarmak bir bakkal dükkânına girmiş” başlığı altında kaleme aldığı makalesini paylaşarak, cephede ölümle burun buruna kalmanın, ölmenin yada öldürmenin ne vahşi ve korkunç bir olay olduğunu başına gelmeden anlamayan ya da anladıkları halde işlerine gelmediği için halen daha savaşı savunan zavallıların göz göre göre ölmenin ve öldürmenin ne kötü bir şey olduğunu bu özel ve önemli makaleyi bir kez değil, defalarca okuyup, devletimizin kurucusu Atatürk’ün Savaş̧ zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş̧ bir cinayettir. Veciz sözünü hatırlatarak, bundan sonrası içinde olsa savaşa hayır diyerek iyi ve güzel ahlaklı vicdanlı örnek insan olmak için uğraş vermelerine karınca kararınca katkımız olsun istedik. Buyurun okuyun,kendisini düşmanlarından korumak için saklayan Bakkal, ünlü Napolyon’a ölümle bu denli burun buruna gelmek nasıl bir duygu? Diye sorunca "İşte böyle bir duygu!" cevabını veren Napolyon’un kendisini düşmanlarından korumak için saklayan bakkalın haberini bir kez değil defalarca okuyun, sadece siz kendiniz ve aileniz okumakla kalmayın daha çok insana okutun ki aziz insanlar ve Ünyeliler, savaşa hayır diyen devletimizin kurucusu Atatürk gibi ahlaklı ve vicdanlı örnek insan olmanın ne denli önemi olduğu daha iyi anlaşılsın… Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir bakkal dükkânına girmiş. Bakkala hemen kendisini saklamasını emretmiş. Bakkal Napolyon'u saklayıp, biraz sonra gelen düşmanları da "Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı" diye savuşturmuş.

Biraz sonra Napolyon'un muhafızları yetişmişler. Bakkal ömründe bir daha karşılaşamayacağı Napolyon'a sormuş: "Efendim, af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun buruna gelmek nasıl bir duygu?" Napolyon birden öfkelenmiş. "Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine konuşabiliyorsun?" diye bağırmış. Askerlerine, adamcağızı kurşuna dizmelerini emretmiş. Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler. Mermiler namlulara sürülmüş, artık "ateş" emri verilecek. Adamcağız içinden 'Ah, ne yaptın sen? Şimdi ölüp gideceksin diye düşünürken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı açmış. Tek cümleyle cevaplamış Napolyon: "İşte böyle bir duygu!" "Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir”.

Bu yazı toplam 765 defa okunmuştur