İşadamı Ahmet Cemal Mağden kızı Yıldız Yaraş ve Damadı Orhan Yaraş artık bu dünyada yoklar. Her üçünü de rahmetle anıyorum.
Babam rahmetli Rıza Şimşek Ordu Köyünün ihtiyaç duyduğu meselelerden Kan Merkezi, Atatürk Büstü, Huzurevi, Süleyman Felek büstü, Mehmetçik Köprüsü, Çevik Kuvvet Binası, Yeni Mahalle Karakolu, Boztepe Çamlığı, Boztepe Yolu, Üniversitenin Gündeme Getirilmesi, Orhan iye Köyü camiinin onarılması gibi birçok esri gazeteciliğinin kendisine sağladığı ortamın neticesinde halkın teveccühünü kazanmış gazetesi Ordu Sesi’nde açtığı kampanyalarla giriştiği bu yatırımlarda başarılı olmuştur.
Başta Mit Binasının arsası ile başlayan Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Komutanlığı, Yatılı Kuran Kursu (Artık Ordu Müftülüğü) Huzur Evi için arsa aranıyordu. Zamanın yetkili bürokratlarından bu talep rahmetli babama iletildi. Bu talebin birinci şahidi de Ergin Karlıbel’dir. Böyle uygun bir arsa bağışını yapabilecek tek bir kişi vardır bu köyde oda Ahmet Cemal Mağden’di. Peki bu konuda Mağden’i kim ikna edebilirdi. Oda bulundu Gazeteci Rıza Şimşek .
Neticede Mağden ve Şimşek in görüşmeleri sonunda bölgenin en kıymetli arsaları Devlete bağışlanmıştır. Üstüne üstlük Mağden huzur evinin yanındaki arsasına da kendisi birde Cami yaptırmıştır. Ahmet Camal Mağder Camii. Bu arada Mağden’in bu kurumlara yaptığı maddi yardımlarda çabası.
Çok iyi hatırlıyorum bazı varisleri Babama artık yeter bu gidişle bizlere bir şey kalmayacak dediklerini de duydum. Haklıdırlar.
Son olarak bir ablamızı ebediyete uğurladık. Yıldız Yaraş. Yıldız hanım oğlu Murat, kızları Habibe, Yeşim Yaraş İle Samsun’da yaşıyorlardı. Cenazeye katıldılar. Ergin Karlıbel Atlıhan otelde kendilerini misafir etti, otelin salonunu da açarak taziyeleri kabullenmelerini sağladı. Vefa ve dostluk bunu gerektirir.
Gelelim bu makaleyi neden yazdım. Birazda zaman geçmesini bekledim. Devlet erkânının ve bağışlanan bu arsalarda ikamet eden yetkililerden cenazeye ne katılım oldu nede bir çelenkle vefalarını görüntülediler. Taziye mesajı dahi yayınlayamadılar. En azından Vali Tuncay Sonel, bu cenazede Devleti temsilen iki eli kanda da olsa katılmalı idi. Maalesef alt bürokratları da kendisini uyarmamış.
Ordu Köyü vefasız, bunu çok iyi biliyorum her fırsatta da bu olumsuzlukları yazarak geleceğe not düşüyorum. Cenazede bir tek Gülyalı Belediye Başkanı Ulaş Tepe’nin olması akla Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Hilmi Güler’in olmaması acaba nasıl izah edilebilir.
Bakın dostlarım ileriye yönelik diyorum ki bu tutum ve vefasız davranışlar insanların yapacakları yardımları engelliyor. Düşünsenize Gülen ailesinin büyüğü 19 Eylül stadyumunun arazisini spor kompleksi yani stadyum olması kaydı ve şartı ile bağışlamış. Şimdi Başkan Hilmi Güler burayı yıkıp millet bahçesi yapacak birde çamı inşa edecek üstelik tarihi caminin yanı başına.
Bendeniz bir proje sundum geçenler de de yazdım. Millet bahçesi yapmak istiyorsanız işte siz öneri içinde Otoparklar, Sosyal Alanlar, Kapalı Pazaryeri, Şehir Müzesi gibi alanları yeraltına konumlanacak yerüstü de Dünya da büyüklük ve işlevi açısından büyük parklardan biri olacak. Ama Güler’in kendisinden başka projelere itibar etmediğini artık biliyoruz. Her şeyin iyisini kendileri bilir. Çarşamba pazarının halide ortada.
Yakın bir gelecekte bu kafa yapısı Rahmetli Ahmet Cemal Mağden’in şartlı bağışladığı yerleri yıkar başka bir amaçla kullanmaya kalkar. Belki de rant kapısı yapar.
Ordu Köyümüz bu gibi konuları hak etmiyor. Büyükşehir olmak yerine şehir olması yeter.
Şunu iyi bilin yetkili idareciler Ordu Turizm Köyü olamadı, şartlara haiz değil, bu gidişle de olamaz.
Kalın köyünüzde sağlıcakla.
Bu yazı toplam 1764 defa okunmuştur