GERİLİYORUZ...

Mehmet Emin Danış 2023-08-03 09:22:50

Harfler yan yana dizilince kelime oluşmaz; harf kümesinin kelime olma özelliği harflerin dizilişi sonunda ortaya çıkan kümenin bir anlam taşımasına bağlıdır...

 

Kelimelerin yan yana dizilişi de cümle oluşturmaya yetmez, anlamlı bir diziliş gerekir... ve cümlelerin paragrafa, paragrafların da bir metne dönüşmesi için de anlamlı diziliş şarttır...

 

Yani demem o ki, bir deneme, makale, köşe yazısı, şiir, fıkra, roman, destan veya haberin oluşması anlamlı bir sırayla diziliş ister ve bu da hem bilgi hem de emek ister.

 

Zaten bu sebeple herkes şair, yazar veya gazeteci olamaz. Çünkü her yazılan şiir, roman veya haber değildir... bu gerçeklere rağmen üretilen eserlere olan ilgi azalırken “gazeteciyim”, “yazarım”, “şairim”, “sanatçıyım” diyenlerin sayısı artıyor...

 

Aslına bakarsanız bunca gazeteci, yazar, şair ve sanatçının bulunduğu günümüzde ileri medeniyetler seviyesinde en üst sıralarda olmamız gerekirken geriliyoruz.

 

Geriliyoruz.

 

Gerilmek deyiminin iki anlamı vardır, anlamlardan birincisi bulunulan seviyeden geriye doğru yönelmek, seviye kaybetmek diğeri ise gerilmek; yani bir şeyi uçlarından tutarak germek, bu bir kablo da olabilir, yatak örtüsü de olabilir, bu anlamdan yola çıkarak sinirlenen kişilerle ilgili olarak sinirleniyor anlamında geriliyor deyimi kullanılıyor.

 

Biz her iki anlamda da geriliyoruz. Hem hayatın tüm alanlarında bulunduğumuz seviyeden geriye gidiyoruz, hem de yaşanan bu gerilenmenin verdiği psikolojiyle sinirleniyoruz, sinirlerimiz geriliyor...

 

Peki, bütün bu gerçeklere rağmen duruma çözüm bulması gerekenler ne yapıyor?

 

Görmüyorlar mı ki ekonomimiz bozuluyor, kültürümüz yok oluyor, bedensel yeteneklerimizi kaybediyoruz... Daha 20-25 sene öncesine kadar her biri “dünyaya bedel” olan Türk milleti en büyük meziyeti olan tarımdan, hayvancılıktan, teknikten ve hatta askerlikten uzaklaştı...

 

Milletimizin efendisi olan köylümüzün doğal üretimi terk edip marka marketlerden alışveriş kuyruklarına girdiği bir gerileme dönemi yaşıyoruz... Üreticilerimiz buluş yapmaya zaman ayırmıyor, zaman ayırsa da keşif yapacak beyinden yoksunlaşmış durumda kopyalanmış imalatlarla sanayicilik yapıyor...

 

Geriliyoruz...

 

Boş beyinli ve yeteneksiz bir nesil yetişiyor.

 

15-20 sene sonra tamir yapan usta, domates eken çifçi, kalem tutan yazar bulmakta zorlanacağız.

 

Kullan at tarzı ürünler, manavdan alınan sebzeler ve kopyalanan paylaşılan (doğruluğu bile tartışılan) bilgilerle yetişen neslimiz can çekişmeye başlamadan tedbir alma imkânı olanlara sesleniyorum; vebal sizin boynunuza...

Bu yazı toplam 1052 defa okunmuştur

Anasayfa