Çambaşında obalar...

Nevin Altunbaş 2023-08-05 09:42:00

Üzülerek ifade etmek isterim ki millet olarak çevreye duyarsızız.

Çoğumuz çevreyi kirletmenin, çöp atmanın, denizin kıyısında, ormanda, parkta, mesire alanında, sokakta, karayolunda yediğimiz gıdanın kalıntılarını, ambalajlarını bırakmayı normal bir davranış olarak görüyor.

Geçtiğimiz günlerde yolumuz Çambaşı yaylasından geçti. Ertaş Obası'na giden yol üzerinde orman ve çayır çimenin arasında bir günlük yayla güzelliği yaşadık.

Koyunların ve ineklerin otladığı obada ve Orman içlerinde olmaması gereken ne varsa oradaydı.

Poşetler, su petleri, boş içki şişeleri, çocuk bezleri, plastik yemek kapları aklınıza gelecek her türlü kalıntılar...

İnanın bu çöplerin atılı alanın baş ucunda Kabadüz Belediyesi logolu kapaklı çöp bidonu bulunuyordu.

Dinlenmek için seçtiğimiz alanın yanında betondan yapılmış, önünde hayvanların su içmesi için küçük havuzlu çeşme vardı. Havuzunun kenarı köşesi kırıldığı için içerisi su tutmuyordu. Orada otlayan 10'a yakın büyükbaş hayvan su içmek için geldi dönüp durduktan sonra çiğnedikleri  alanda bataklıkta biriken suları içerek uzaklaştılar.

Sonrasında hayvanların sahibi sürekli akan suyu havuzunda toplamaya çalışsa da başaramadı.

Çeşme başında piknik yapıp içki içenlere söylenip, sitem etti gitti.

Yaşlı yaylacı haklıydı.

Su deposu etrafında onlarca boş alkol şişesi, kutular ve çöpleri bırakılmıştı.

*

Yaylalarımızda doğaya atılan çöplerin en tehlikelisi ise şişe ve cam kırıklarıydı.

Allah korusun güneş ışığının yansımasıyla her çam ağacının dibindeki şişe güzelim ormanlar küle çevirecek yanan bir ateş gibiydi. 

Bütün bu sonuçlar gösteriyor ki halkımız ortak kullandığımız alanları amacına uygun kullanma noktasında bilgili ve bilinçli değil.

Kaldı ki her bir vatandaşın başına zabıta konulacak hali yok.

Temizlik, doğaya saygı, başka canlıların yaşam alanına müdahale etmeme ailede çocukluktan itibaren öğrenilecek ve benimsenecek bir eğitim, kültür olmalı. Buradan ne yazarsak yazalım, yanlışı ne denli dile getirirsek getirelim bir kısım insanlarımız ne görüp yaşadıysa yaşamını öyle sürdürüyor.

Bu ülkenin taşıyla, toprağıyla, yaylası,köyü, kentiyle asıl sahibinin kendisi olduğunun farkında değiller.

Doğaya yaptığı her kötülüğün kendisine, çocuğuna bir gün geri döneceğinin bilincinde de değiller.

Zaten bilinçli olmuş olsaydık son sel felaketinde derelerle, ırmaklarla Karadeniz'e taşınan ve sonrasında denizin kıyıya gönderdiği çöp insanımızın çevresine bakışının göstergesi değil mi?

Karadeniz kıyılara gönderdikleriyle "işte siz busunuz" demiyor mu?

Bu yazı toplam 1020 defa okunmuştur

Anasayfa