Evli Oldukları Halde Yalnız Yaşayıp Garip Ölenlerin Sayısı Ünye’de Artmaya Başladı…

Ahmet Yenin 2023-12-04 11:27:33

Yalnızlığı ve yalnız yaşamayı seçenlerin sessizce aramızdan ayrılmalarına lafımız yok. Ama, hayatımız planlı programlı sevgi ve saygıdan zerrece taviz vermeden huzur ve güven içerisinde devam etsin diye kutsal evliliği yaparak bir araya gelmiş akıl sahibi insanların pireyi deve yaparak yalnız yaşayıp yalnız ve garip bir şekilde hayata veda etmekle kalmayıp ölüsünün orada burada kokana kadar duyulmamasına sevseniz de sevmeseniz de belli zaman dilimlerinde aranmayıp sonuçta ceset koku salmaya başladıktan sonra ailelerden ziyade çevrenin rahatsız olması üzerine düştüğü mevcut haliyle bulunduktan sonra arkadaşlarından özelliklede akrabalarından ziyade en yakınlarının eşi ve evlatlarının ah vah etmelerine anlam vermek mümkün değil…

Yalnızlık herkesi hepimizi ve âlemi yaratan yüce Allah’a mahsustur. Yaratılmış insanlar mutlak surette evlenip güçlerini birleştirerek birlikte yaşarlar yaşamak zorundadırlar. Yüce Allah’ın dişi ve erkek olarak yarattığı insanlar dâhil tüm canlılar neslinin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlamak için evlenerek bir araya gelip ölene dek birlikte yaşarlar. Yaşamaları içinde yüce Allah insanlar dâhil tüm canlıları dişi erkek olarak çift yaratmıştır.

Ama gelin görün ki son yıllarda yalnız yaşayan ya da yaşamak durumunda olan ya da kalan insan ölümleri üzülerek ifade etmek gerekirse ülke genelinde olduğu gibi Ünye dede artmıştır. Bunda kendinden başkasını düşünmeyen bencil idareciler gibi, kendinden başkasını düşünmeyen eşlerin ve bin bir emekle büyüterek hayata hazırladıkları evlatların rolü büyütür. Devletin temel taşını oluşturan sağlıklı aile olmak, sağlıklı aile kurmak ve sağlıklı bir şekilde yürütmek ayrıcalıktır. Bu özel ve önemli konuda ailelerden ziyade devletin sevk ve idarecilerine ayakları üzerinde sağlam bir şekilde dimdik durarak varlığını ilelebet kendinden emin olarak sürdürecek devletin sevk ve idarecilerinin sorumluluğu çoktur.

Devletin daha açıkçası devlet adına devletin sevk ve idaresinde olan sevk ve idarecilerin dün bugün ve halen daha özelliklede günümüzde olduğu gibi milleti senden benden diye ayırarak bölüp parçalayarak birbirlerine düşürmek yerine, namussuzluk dışındaki kırgınlıkları ve dargınlıkları olaydan mahallesini ve köyünü kendi ailesi gibi yakından bilip tanıyan muhtarlar ve azaları ya da devlete ait istihbarat elemanlarının asli ve insani görevi sadece devlet ve millet düşmanlarını bulup gereğini yapmak değil, bu istihbarat elemanları sayesinde yaşamın sürdüğü her yerde bir şekilde kırgınlık ve dargınlık yaşayıp parçalanmış ailelerden öyle ya da böyle bir şekilde haberdar olup bu konudaki birleştirici kurumları ve yetkilileri vasıtasıyla tarafları dinleyip kırgınlıkları ortadan kaldırarak evlilikler başta olmak üzere akrabalıkların komşulukların uzun ömürlü ve ölene dek devam etmesine katkıda bulunmak asli ve insani görevidir.

Sağlıklı ve sağlam temeller üzerine kurulması gereken uzun ömürlü ailelerin oluşmasına eskinin büyükleri büyük önem verirdi. Eskilerde yani bundan 40.50 yıl evvel ki Türkiye de örnek evliler çoğunlukta idi.60-70 yıl ve daha fazla birlikte yaşam sürmüş örnek insanlarımız çoğunlukta idi. Günümüzde böyle uzum ömürlü evliliklere rastlamak zor. Kısa ömürlü birlikteliklerin sıkça yaşanmasında çiftlerden ve hatta çiftlerin aile büyüklerinden ziyade devletin sevk ve idaresine gelmiş idarecilerin devletin temel taşını oluşturan sağlıklı ailelerin uzun ömürlü olarak varlıklarını sevgiden ve saygıdan ödün vermeden sürdürmelerin de sorumlulukları vardır değil, işgal ettikleri makamların kendilerine yüklediği en büyük sorumluluktur.

Devletin temel taşını oluşturan evliliklerin sağlıklı yapılmakla kalmayıp sağlıklı bir şekilde uzun ömürlü olarak varlıklarını sürdürmelerinde devletin ve devlet adına görevde olan iyi idarecinin etkisi ve kalıcı katkısı yüce devlet makamlarının da saygınlığını koruması ve muhafaza etmesi, güvenilirliğine gölge düşürmemesi adına çok büyüktür, olmalıdır da…Çünkü idareci dün bugün ve özelliklede günümüzde olduğu gibi insanları ve devletin temel taşı aileleri kişisel yardımlar yapıp aile fertlerini birbirine düşürerek yuvaları parçalatmak yerine sadece kendini ve yandaşını düşünmez, düşünmemeli…

Geçmiş dönemin aile büyükleri ve devlet idarecileri devletin temel taşı ailelerin uzun ömürlü olarak varlıklarını sürdürmelerinde büyük önem verirlerdi.

Çünkü Aile devletin temel taşını oluşturur. Ailelerin en küçük meseleyi büyüterek kendi kendilerini yalnızlığa mahkûm etmeleri hiç ama hiç hoş değildir. Bu konuda devlet idarecilerine de büyük sorumluluk düşmektedir.

Sorumluluk duygusuyla yaşayan insanlar ve idareciler önce kendi ailelerinden sonrada kapı komşularından dolayısıyla sorumluluk alanında olan tüm insanlardan ve ailelerden ve hatta artık kocaman diye gözümüzde büyüttüğümüz her geçen gün değişen ve gelişen teknoloji sayesinde ellerimiz altında olan dünyamızın tüm insanlarından ve hatta insan dostu canlılarında sorumludurlar.

Lafı fazla uzatarak insanlarımızın kafalarını karıştırmak yerine akıl sahibi insanlar olarak sözüm meclisten dışarı, tutum ve davranışlarını insanlıkla bağdaştırmadığımız zatlara ve ailelere karşı sadece sıradan insanların değil insanların hayatını kolaylaştırmak için seçilerek görev ve yetki sahibi olan idarecilerin de kullandığı kuş beyinli sözcüğünden yola çıkarak küçümsediğimiz kumru kuşu kadar olamadığımızın altını çizmek istiyorum.

Kumru Kuşunun Özelliği ; Kumru kuşunun bazı davranışlarının, evli çiftlerle ortak özellikler taşıdığını biliyor muydunuz.? ''Kumru, hiçbir zaman eş değiştirmez.'' Eşlerine bağlılığı ile Ünlüdür. Eşlerden biri ölecek olursa, kalan eş ömür boyu başkasıyla eşleşmez..! Hiçbir şey yapamazsak dahi evlilikler de namussuzluk dışındaki olumsuzluklara tahammül göstererek daha sonra eyvah dememek için karşılıklı sevgi ve saygıdan ödün vermeden ve olay gerçekleştikten sonra eyvah dememek için kumru kuşunu örnek alarak huzurla ve güvenle birlikte hayatı paylaşalım ey akıl sahibi ve akıl sağlığı yerinde insanlar olarak.

Akıl sahibi insanlar olarak sultan Süleyman’a kalmamış bizden öncekiler gibi bize de kalmayacak artı herkese hepimize yetecek ve artacak fani dünyada neyi paylaşamıyoruz ki en ufak meseleyi büyüterek ayrılıp yalnız yaşamayı ve garip bir şekilde kimsesiz ölmeyi bilerek ya da bilmeden seçmek suretiyle ölene kadar en önemli sermayemiz olan aklımızı iyi ve doğru yönde kullanarak birlikte yaşamı ölene kadar huzurla paylaşan kumrular kadar olamayıp dünyayı ve hayatı kendimize zehir ediyoruz.

Bu yazı toplam 772 defa okunmuştur

Anasayfa