Millet Olarak Borçlu Değil, Alacaklısın Dostum Diyen İnsanları Özlüyoruz !..

Ahmet Yenin 2023-12-13 11:38:14

Soğuktan donmak üzere olan ve düşmemek için tuttuğu direğe sarılmış hasta bir insan evladına insani görevini yapmak için yaklaşıp düşmemesi için koluna giren bir araç geçse de durdurup Balıkesir Şehir hastanesine götürüp tedavisin yaptırsam diye bekleyen iyilik meleği bu insan evladının yanında duran bir taksicinin de yardımıyla söz konusu kişiyi hastaneye götürüp tedavisinin sonunda işaret ettiği evine ailesine teslim eden bu insan tabii o dönemin örnek insanlarından biri tedavisin yapılırken şeker hastası olduğunu öğrendikleri hasta kişiyi evine ailesine teslim edip ailenin ve hastanın hayır duasını aldıktan sonra yanına yaklaşarak hastayı hastaneye götüren insan evladı şoföre borcumu sordum.

Başını sallayarak:

Borçlu değil, alacaklısın dostum!.. Dedi. Çünkü böyle bir iyiliğe beni de ortak ettin. Ama belki de yirmi yıldır ağlamayı unutan bir adama bu güzel duyguyu hatırlattığın için, alacaklı duruma düştün diyen özde iyi ve güzel ahlaklı vicdanlı örnek insanları şu an itibariyle mum yakıp aradığımız halde bulmakta güçlük çekiyoruz… Uzun süredir ve halen daha o iyilik meleği iyi insanlar yanlı ve yanlış bencil idarecilerin yüzünden beyaz atlara binip gittiler. 

Artık o güzel insanlar yok denecek kadar az ülkemizde ne yazık ki. Bu yüzden cennet vatan ülkemizde Balıkesirli iyilik meleği sade vatandaş ile Balıkesirli iyilik meleği kaptan şoförü özlüyoruz millet olarak.Çünkü aziz Türk milleti gerçekten kadirşinastı ,günümüzde olduğu gibi düşene bir tekmede sen vuracaksın demez düşeni kaldırır imkanı ölçüsünde elinden gelen tüm insani görevini eksiksiz Balıkesirli insan evlatları gibi yerine getirirdi tabii düne kadar. Günümüzde öylemi…

Düşene bir tekme de sen vuracaksın duygusu hakim olmaya başladı.. Tabii acımasız gaddar kendinden başkasını düşünmeyen, kendinden başkasına huzur ve güven içerisinde insanca yaşama hakkı tanımayan paragöz bencil seçilmiş ve atanmış sevk ve idareciler yüzünden. Cennet vatan Ülke Türkiye de akıl sahibi ve akıl sağlığı yerinde düşünerek sorarak sorgulayarak yaşayan insanlarımızın er yada geç kendi öz benliğine döneceklerinden ve Balıkesirliler gibi iyilik meleği olmaya devam edeceklerinden zerrece kuşkumuz yok.

Yazar Cüneyt Ceylan kardeşimizin 29.12.2018tarihinde kaleme aldığı özlem duyduğumuz özde insanlığı anlatan makalesini buyurun sizlerde okuyun eski insanlarımızın ne denli güzel insan evlatları olduğuna zevkle tanık olup bizim gibi sizlerde eski insanlarımızın insani güzellikleri onur ve gurur duyarak yaşayın…

Soğuk bir Balikesir gecesinde eve dönerken, sarhoşa benzeyen bir adam gördüm. Bir sağa bir sola yalpalıyordu. Ve yanındaki direğe sarılmıştı.

Bir vitrine bakıyormuş gibi yaparak göz ucuyla onu seyrettim. Otuz yaşın üstünde olmalıydı. Kendisine biraz daha sokuldum. Üstü başı son derece temizdi. Yanından geçen bazı kişiler, yüksek sesle konuşarak içki içmenin kötülüğünden bahsediyor, bazıları da alay edip gülüyorlardı.....

Yavaşça yanına gidip:

- İyi misiniz? Diye sordum. 

Bir ihtiyacınız var mı?

Dudaklarından, iniltiye benzeyen tek bir kelime çıktı:

- Hastayım!..

Düşmemesi için, bir kolumu beline dolayarak taksi beklemeye koyuldum. Akşam vakitlerinde kesilen kar yağışı tekrar başlamış ve yavaş yavaş buzlanmaya başlayan yollarda, birbiriyle yarışan sokak köpeklerinin dışında bir hayat emaresi kalmamıştı.

Araba bulmaktan ümidimi kestiğim sırada, yanımda bir taksi duruverdi. Şoföre durumu anlatarak acele etmemiz gerektiğini söyledim. Hastamızı arka koltuğa yatırarak Balıkesir Şehir Hastahanesi ne götürdük hemen gerekenler yapıldı serum verdiler verilen serum tamamlanana kadar başucunda bekledik.

Nöbetçi doktor, hastayı en azından donmaktan kurtardığımızı ifade ediyor, genç adam ise, henüz konuşamadığı için, bize bakıp gülümsemekle yetiniyordu. Şoför de yanımdaydı... Hastamız bir süre sonra kendine geldi. Onu tekrar arabaya bindirip evine götürdük.

Hastamızın eşi, onun sık sık şeker komasına girdiğini bildiğinden müthiş bir paniğe kapılmış ve oğlunu da alarak sokağa fırlamıştı. Bizi görünce koşarak yanımıza geldiler ve büyük bir sevinç içinde kucaklaştılar.

Saatlerce süren yorgunluğumuzdan eser bile kalmamış, bize nasıl teşekkür edeceğini şaşıran o ailenin mutluluğu karşısında gözlerimiz dolmuştu.

Ellerimize sarılarak bizi uğurladıklarında, şoföre borcumu sordum.

Başını sallayarak:

- Borçlu değil, alacaklısın dostum!.. Dedi. Çünkü böyle bir iyiliğe beni de ortak ettin. Ama belki de yirmi yıldır ağlamayı unutan bir adama bu güzel duyguyu hatırlattığın için, alacaklı duruma düştün.

O mert adamla kucaklaşıp ayrılırken, gecenin ayazını hissetmiyor ve evime yürüyerek dönmek istiyordum.

Kim bilir? Belki de yolumun üzerinde, yardımımı bekleyen bir insan daha bulabilirdim.

Bu yazı toplam 707 defa okunmuştur

Anasayfa