Bugün, değişik konularda, ilgi çekici, farklı bakış açıları sunan ya da ezber bozan, hem dolaylı da olsa gündemle ilintili kimi paylaşımlarla huzûrunuzdayız.
ÖNCE ÜNYE; BİR DOKTOR, İKİ PAYLAŞIM
Önce Ünye'deyiz. Burada doktor bir arkadaşımız var. Hayâtın içinden samîmî duygu, düşünce ve gözlemleri, hattâ söylemleriyle sosyâl medyanın anlam boyutunu çoğu defâ özgün espri de katarak renklendirip zenginleştiriyor.
Şimdi onun, kandil daha doğrusu biraz da güncelliği bağlamında, gün içinde iki ayrı sevimli, şirin paylaşımını kıvançla sunuyoruz; buyrun:
KİTAPSIZLARDAN UZAK DURUN!
Dr. Ali ATEŞ/ünye: "Geceniz mübarek olsun.. ömrünüz sağlık huzur iyilik ve güzellikle dolu dolu geçsin.. çevrenizde bolca kitap bulundurun.. kitap okumuyorsanız bari kitapsızlardan uzak durun;)) yeni kitaplarıma bakar mısınız... fırından yeni çıkmış taze ekmek gibi... bekletmeden sindirmek lazım:))"
BEĞENİ ŞEHVETİNDEN KURTAR YÂ RABB!
"Allah'ım bu gece hürmetine bana sosyal medyaya günde en fazla bir saat ayırma; ayda en fazla üç beş kez paylaşım yapma iradesi ver... degistiremeyecegim şeyleri kabullenme gücü ihsan et.. beni gereksiz polemiklere girmekten, gereksiz insanlarla dalaşmaktan muhafaza eyle... beğeni alma şehvetine kapılıp yeminimi bozdurma ey Rabbim..."
MERAK HUYUNDAN ÂZÂD EYLE!
"kim ne yazmış, kim ne yapmış merak etme huyundan azad eyle... bana, ihtiyacım olmadığında çevrimdışı olma iradesi ver... o iradeyi çok verimli olabileceğim alanlarda kullanmayı nasip eyle.. şüphesiz senin herşeye gücün yeter Amin..." (Dr.Ali ATEŞ/ünye)
İNŞÂLLÂH TANIŞMAK DİLEĞİYLE
Ne güzel; ilaç gibi duâ, dilek ve temennîler bunlar. Bir doktordan da böyle reçete niteliğinde tavsiyeler beklenir ama, önemli olan uygulanması tabiî. İnşâllâh nazar-ı îtibâra alınır. Bu temennî hepimiz için geçerli doğrusu. İnşâllâh birgün tanışmak dileğiyle doktor beye teşekkürler...
HANİ BUNUN İLK SÂHİBİ
Şimdi de Murat SÜLÜN Bey hocamıza kulak veriyoruz:
"Bugün Marmara İlâhiyat Camii’nde;
“Ne zengin ve ne cömerttir mülkü tekelinde tutan!” âyetini tefsir ederken, hoca âyette söyleneni netleştirmek için; bütün mülklerin birer sahibi olduğunu ama 3-4 milyar yıllık bir dünyada bu sahipliğin devremülk sahipliğinden öte gitmediğini söyledi.
MAHKEME KADIYA MÜLK DEĞİL!
Koltuklar, apartmanlar, arsa ve tarlalar hepsi birer devremülk gerçekten. Belli bir süre sonra mecburen boşalttığımız devremülkler…
“Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi?”
demiş ya aziz atamız, o hesap.
“Mahkeme kadıya mülk değil.” dediği gibi bir başka atamızın…"
İNCİ TÂNELERİ, MÜSTEHCENLİK NÂNELERİ!
Kanal D’de yayınlanan İnci Taneleri dizisi, müstehcen pavyon sahneleri ile büyük tepki çekti. Dizideki pavyon sahneleri ve danslar “SİZDE HİÇ UTANMA YOK MU?” dedirtti. Dizinin yayından kaldırılması için harekete geçtik ve RTÜK'e başvuruda bulunduk.
Manevi tahribatın tehlikeli boyutlara ulaştığı bir süreci yaşıyoruz.
MÂNEVÎ TAHRÎBÂT, AHLÂKÎ TÂKÎBÂT
RTÜK bünyesinde mutlaka ‘Ahlak Denetim Kurulu’ oluşturulmalı ve buna benzer ahlaksız müstehcen diziler anında yayından kaldırılmalıdır.
Mil Diyanet Sen olarak ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ eksenli çalışmalarımızı sürdürmeye ve bu bağlamda yetkilileri uyarmaya devam edeceğiz.
(Mil Diyanet Sen, Genel Merkezi, Diyanetin Sesi)
İKİ DÂHÎ; EİNSTEİN, CHARLİE CHAPLİN
Şenay BECERİKLİ'den: "Tüm zamanların en büyük dâhilerinden ikisi bir arada:
Albert EİNSTEİN:
“Sizin sanatınızda en çok takdir ettiğim şey evrensellik! Tek bir kelime bile etmiyorsunuz ama tüm dünya sizi anlıyor!”
Charlie CHAPLİN:
“Doğru! Ama sizin ihtişamınız daha da yüce... Tüm dünya size hayranlık duyuyor; ancak kimse dediğiniz hiçbir şeyi anlamıyor.”
TEK BULUŞMA, TOK DİYALOG
Einstein 1931’de ABD’de bir Hollywood film stüdyosunu gezerken Chaplin ile tanışmak arzusundan bahseder. İstek hemen Chaplin’e iletilir ve ünlü ikili yemekte bir araya gelirler. Aralarında geçen yukarıdaki ilginç diyalog buluşmaya damgasını vurmuştu."
MUSTAFA GÜL, ÂDİL AKKOYUNLU
Şimdi sıra Mustafa GÜL'de. İnkılap Yayınevi'nde, Yazar Adil AKKOYUNLU'yu dinlemiş. Konuşmayı özetliyor:
Yazar, yaşadıklarını kaleme aldığı *"Bir İslamcının 12 Eylül Hatıraları"*nı anlattı.
HER TÜRLÜ İŞKENCE; SONUÇ BERAT!
Dört ay boyunca 'Filistin askısı' dahil her türlü işkenceden sonra, hiç bir suç bulamadıkları için savcılık tarafından serbest bırakılıyor.
Zaman zaman gözyaşlarımıza hakim olamadığımız konuşmadan kısaca şu sonuçları çıkardım:
DARBELERİN HEPSİ DE HOLLYWOOD YAPIMI!
1-Darbe sonucunda yüzlerce solcu, sağcı, ülkücü, İslamcı, işkencelerde hayatını kaybetti. Binlercesi sakat kaldı.
2-Her darbede ülke onlarca yıl geriye gitti.
3-Bütün darbelerin arkasında ABD vardı.
SAĞ-SOL ve İSLÂMCILIKTAN EYYÂMCILIĞA
4-12 Eylül darbesinin en büyük zararı, solcu-ülkücü-İslamcı gençlikte, dava diye bir hedef bırakmadı. Haz hız peşinde koşan eyyamcı bir gençlik oluştu. (4.2.24)
DUÂ RABBE EN KESTİRME YOL!
Bugünkü yazıyı da yine duâ ile bağlayalım. Çünkü duâdır bizi en kısa yoldan Allâh'a bağlayan. Hem de samîmî bir kâlpten, aynı zamanda bir gönül insanı olan İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nden arkadaşımız Sâlih YAZICI Bey Hocamızın kâlbinin derinliklerinden çağlayıp gelen süzme cümleler:
ÂDİL, RAHMÂNÎ, YERLİ SİSTEM!
"Avrupa birliği değil İslam Birliği, vahşi kapitalist, faizci sömürü sistemi değil âdil ve Rahmani bir sistem. Fuhuş, kumar, rüşvet ve yolsuzluk sistemi değil ahlak ve maneviyata dayalı yerli bir sistem tercihimizdir.
BU ÎMAN, GAYRET ve TESLÎMİYET ÜZERE
Bu imanla, bu tasdikle ve bu gayretle emaneti Rabbimize teslim etmeyi yüce Mevlam hepimize nasip eylesin. herkese duam ve tavsiyem budur. Allah c.c çalışmalarımızı rızasına vesile kılsın...
"İSRA VE MİRAC KANDİLİMİZ MÜBAREK OLSUN."
Biz de hocamızın bu güzel duâsına gönülden âmînlerimizle mukâbele ediyor, üç aylar ve MÎRAÇ gibi mânevî süreçlerimizin tesîrleriyle hayatımızın hep böyle bereketlenmeye devâm etmesi,
FÎ EMÂNİLLÂH DOSTLAR, WES'SELÂM
Rabbimizin nicelerine, başta GAZZE ve DOĞU TÜRKİSTAN olmak üzere tüm mazlumların kurtuluşunun gerçekleşmiş olması keyfiyetiyle berâber bizleri ulaştırması niyâzıyla cümleye sevgiler-saygılar sunuyor, tekrâr görüşmeyi umuyor, Allâh'a emânet olasınız, kalın sağlıcakla diyoruz wes'selâm...
Bu yazı toplam 344 defa okunmuştur