Yarınlara güvenle bakabilmek...!

Nevin Altunbaş 2024-02-17 08:44:51

Geçen haftayı korkunç bir çevre faciasıyla kapattık. 9 maden çalışanı işçimiz siyanürlü, ağır metalli toprağa karıştı, kayıp.

Erzincan İliç'te altın madeni işleten yabancı ortaklı firmada insan sağlığına tehdit eden  siyanürlü onlarca ağır metalli milyonlarca metreküp (atık) toprak kaydı.

Yağan yağmurla ağır metaller ve siyanür yeraltı sularına mı karışacak, Fırat nehrine akıp sınır aşan çevre felaketi mi yapacak, buharlaşıp bulut olup verimli tarım topraklarına mı yağacak bilinmiyor.

Ekranlarda içimiz sızlaya sızlaya izledik.

Deprem olmamıştı, yanardağ patlamamıştı. İnsan eliyle bantlar döşenerek yığılan atık toprak tepesi dağ balçık halinde akıyordu.

TV kanallarına çıkan uzmanlar tehlikenin  büyüklüğünü anlatırken kıyamet senaryoları böyle birşey olsa gerek dedirttiler.

Dünyanın biçok ülkesinde maden ayrıştırmada yasaklanan siyanürün ülkemizde kullanılıyor olması tablonun acı gerçeği. 

Yıllarca doğayı kirleteceği, etkilerinin  süreceği, insanlara ve canlılara zarar vereceği kaçınılmaz bir gerçek.

Erzincan'da tedbirler alındı alınmadı.

Eksik alındı veya yeterliydi ama kaza oldu. 

Olan oldu.

Felaketi yaşadık.

Bundan sonra vereceği zararı en aza indirmeye  yoğunlaşmak lazım...

Dileyelim ve dua edelim. 

O siyanür toprağa, suya ve havaya karışmasın. Hapsedildiği yerde hapis kalsın. 

*

Erzincan felaketinden Ordu'ya gelmek istiyorum. 

Fındığın başkenti, arı kovan sayısıyla ve dünyanın en kaliteli bal üretimiyle Türkiye'nin bir numarası, derelerinde benekli alabalıkların yüzdüğü sakin şehirler diyarı, uzun yaşayan insanların toprakları, mavinin yeşilin adresi Ordu ilimizin yüzde  74'ü TEMA VAKFI verilerine göre maden sahası ilan edilmiş.

Halen Fatsa ilçemizde altın madeni çıkarıldığını biliyoruz.

Maden çıkarılmasına, yeraltı kaynaklarımızın ekonomiye kazandırılmasına kimse karşı olamaz. Ancak yeraltı kaynaklarımızı kazanalım derken yer üstü varlıklarımızı yok etmeyelim.

Doğamızı teslim aldığımız gibi çocuklarımıza, gelecek nesillerimize bırakalım.

Bırakın ülkemizin bir köşesinde meydana gelen doğal afeti, dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen doğal afet tüm insanlığı etkiler hale geldi.

Bugün kışlar yaza döndüyse, mevsimler 4'den 2'ye düştüyse, küresel ısınma buzulları eritiyorsa daha geç kalmaya vaktimiz yok.

Kendi evimizin etrafını, yaşadığımız çevreleri koruyup kirletmemekle memleketimize sahip çıkmakla dünyamızı koruduğumuzun farkında olalım....

Bu yazı toplam 607 defa okunmuştur

Anasayfa