Çocukları Sevgi İle Büyüyen Ülke Cennettir…

Ahmet Yenin 2024-02-29 00:12:50

Herkesin hepimizin bizden öncekiler gibi misafir olarak bulunduğu iki günlük fani dünyada bizden sonra fani dünyayı paylaşacak olan geleceğimizin umudu çocuklar. İnsan akıl sahibi canlıdır. Akıl sahibi canlı düşünen düşünerek sevgi ve saygı dilini kullanarak yaşaması gereken canlıdır. Yılanı deliğinden çıkaran sevginin açmayacağı kapı, iyi etmeyeceği dert yoktur fani dünyada. Sevgi, sevgi, sevgi. Tüm dertlerin en özel ve en önemli ilacı sevgidir. Çünkü sevgi ömrü uzatır. Şiddet ve nefret dili huzursuzluk yaratır.

Huzursuzluk ömrü kısaltır.

Geleceğimizin umudu çocuklara huzur ve güven, içerisinde insanca yaşanacak bir dünyayı sevgi ve saygı dilini kullanarak bırakabiliriz.

Fazla söze gerek yok. Şiddet ve nefret dilinin ülkeyi, Ünye’yi, dünyayı ,insanları ve hatta insan dostu canlıları ne hale getirdiği gün gibi ortada…

Siz siz olun sevgi dilini kullanmaktan aska geri durmayın.

Kazanan ülke Ünye ve dünya ile dünyanın olmazsa olmaz en mükemmel canlısı insanlar ve insan dostu canlılar olacaktır.

Şimdi biraz zaman ayırıp Hasan Pulur’un kendisine gönderilen mektubu okuyun okutun daha çok insanımız sevgiden sevgi dilinin kullanılmasından kazananların kendileri olduğunu çok daha anlayarak huzur ve güven içerisinde yaşayıp beraber yaşadıklarını da kendileri gibi huzur ve güven içerisinde yaşatsınlar.

Şiiri Hasan Pulur köşesinde yayımlamış.

Bir okuru göndermiş, yazanı belli değilmiş. Pulur, defalarca ve ısrarla yazarını bulmak için köşesinde çağrılar yaptıysa da, ne şair ortaya çıkmış nede bir bilen, tanıyan. Nerede ne zaman yayımlanmıştı? Bilen de gören de yoktu.

Şiir şöyle;

"Kavgayı ağacın yaprağına yaz,

Sonbahar gelsin, yapraklar kurusun diye.

Öfkeyi, bir bulutun üstüne yaz,

Yağmur yağsın, bulut yok olsun, diye.

Nefreti, karların üstüne yaz,

Güneş açsın, karlar erisin diye.

Ve dostluk ve sevgiyi, yeni doğmuş bebeklerin yüreğine yaz,

Onlar büyüsün, dünyayı sarsın diye."

* * *

İzmir'li öğretmen Rahile Horzum, bu şiiri öğrencilerine değerlendirmeleri için ödev olarak verdi.

"Siz kavgayı, öfkeyi, nefreti, sevgiyi ve dostluğu nerelere yazardınız?"

41 öğrenciden gelen cevap kağıtlarından ikisini seçti.

CEREN :

"Kavgayı eski bir kağıda yazmak isterdim,

Çöp sanılıp atılsın diye.

Öfkeyi, bir mendile yazmak isterdim,

Kullanılıp atılsın diye.

Nefreti, sahildeki kuma yazmak isterdim,

Deniz dalgaları büyüyerek yok etsin diye.

Sevgi ve dostluğu, bir tohuma yazmak isterdim,

Büyüyüp dünyayı sarsın diye."

* * *

MERVE dedi:

"Kavgayı, kömürün üstüne yazmak isterdim,

Kömür yansın, kavga kömürle yanıp yok olsun diye.

Öfkeyi, gecenin karanlığına yazmak isterdim,

Gün ışıyınca, karanlıkla birlikte öfke yok olsun diye.

Nefreti, toprağın üstüne yazmak isterdim,

Herkes toprağa bassın, nefret ezilsin diye.

Sevgiyi ve dostluğu çınar fidanına yazmak isterdim,

Asırlar boyu canlı ve güzel kalsın diye."

* * *

Rahile öğretmen, öğrencilerinin kavga, dostluk, öfke ve sevgi hakkında ki düşüncelerini okuduktan sonra kendi defterine şu değerlendirme notunu düştü:

"Bence bu çocuklar böyle düşünüyorlarsa, hiçbir şey için geç değil...

Umudum ve dileğim, onların barış, dostluk ve sevgi dolu bir dünyada yaşamaları..."

* TC Hulya Tanyu Baysal dan alıntıdır . .

Bu yazı toplam 242 defa okunmuştur

Anasayfa