NE YAZACAK, NE KONUŞACAĞIZ; Ya da, NE OLACAK BU İŞLER?

Nuri Kahraman 2024-03-04 09:00:46

Sabah sosyâl medyada önümüze gelen sesli makâle -tâbiri câizse- feleğimizi şaşırttı!

HAY DİNLEMEZ OLAYDIK! 

Neden derseniz, zihin ve gönül dünyâmızı kaplayan Gazze paylaşımları bağlamında oldukça muzdarip ve de dolayısıyla gözümüzün önünden ve de içimizden gitmeyen yaramıza bir çâre ararken tamâmen karabulutlar içerisinde, karanlıklarda kaldık, karamsarlıklara dûçâr olduk!

ELBETTE ÜMİTSİZLİK YOK. 

Zîrâ, bizim ekranda gördüğümüz fecî olayları birebir yaşayan Gazzeli kardeşlerimiz, çelik-çocuk nasıl bir inanç, dinamizm ve gayret içerisindeler. Tebrik ve gıpta etmemek elde değil. 

Biz şimdi, sözü uzatmamak adına, siz, mevzûbahis olan bu yazıyı daha okumadan sözümüzü peşin söyleyeceğiz:

KUDÜS WEFÂSI, GAZZE BİLİNCİ

Mesele şu; bu yazıyı okuyunca göreceğiz ki, şimdiden bizler de GAZZE inanç ve bilincini kuşanmak, birlik ve dirliğimizi tahkîm etmek, ayrıca direncimizi donanmak mecbûriyetindeyiz. 

BİZ ÖTEDEN BERİ HEP DERDİK 

Çünkü, çevremizde bulunan, bizim kıyımız köşemiz niteliğindeki yerlere, çöle-çorağa, kıra-kıraca tenezzül edip ordular gönderen, aşiret devletlere bölmekle yetinmeyip terör devletleri de kurdurmaya başlayan Yahudi-Hristiyan ittifakı batı, Türkiye gibi stratejik ve de coğrafya olarak güzeller güzeli bir memleketi kendi hâline, başıboş bırakır mı?

HEDEFTE OLDUĞUMUZ GERÇEĞİ!

Nitekim, tüm yaptıklarının gösterdiği şey, -bizim ahmakların bir türlü anlamak istemedikleri- emperyalistlerin nihâî hedefinde olduğumuz ve o günlerin gelip çattığı gerçeğidir. 

GÜNCELLİĞİ GEÇMEYECEK BİR YAZI

Öncelikle şunu belirtelim ki; meğer bu yazı, daha AKSA TUFANI başladığı günlerde yayınlanmış ama, okuyunca göreceksiniz ki güncelliği geçmemiş ve aslâ geçmeyecek olması gereken bu yazıya biz daha yeni muttalî olmuşuz. 

AKSÂ'DAN ERBAKAN'A, 28 ŞUBAT'TAN GELECEĞE

Zaman zaman, his ve inanç tâzeleme adına okumamız, gençlerimize okumamız gerektiğine inandığımız bu çarpıcı makâleyi 28 Şubat ve Erbakan gerçeğiyle de bağlantılı olarak sizlere sunuyoruz; buyrun:

NE YAZACAK NE KONUŞACAĞIZ?

"Rahmetli babam derdi ki; “Oğlum, bir gün eğer düşmanın merhametine kalırsan, bil ki sen ölmüşsün, ağlayanın da kalmamış...”

DÜŞMANDAN MERHAMET Mİ?

İki milyar dolayındaki İslam dünyası, televizyonlardan canlı bebek ölümlerini izliyoruz.

Ne yazacak, ne konuşacağız?

Düşmandan merhamet dilenecek durumdayız.

Gerçek bu.

ZİLLET ALTINDA EZİLİYORUZ

Bu gerçeğin altında ezilerek yaşıyor; çocuklarımızın, bebeklerimizin, kadın ve yaşlılarımızın parçalanan cesetlerini seyrediyoruz.

İBRET ALMADIK, SİLAHLANMADIK

İki dünya savaşının ardından yenilen ve altmışa yakın ülkeye bölünen bir millet olduğumuz halde bundan ibret almadık, silahlanamadık.

Galip olan düşmanımız silahlandı.

Mağlup olan biz, baktık.

Neyi yazıp, neyi konuşacağız?

KOMİSYON GENERALLERİ; GÖRÜN HÂLLERİ!

Seksen yıl boyunca savunmamızı İsrail, Batı ve ABD’ye teslim edip, alınan silah, mühimmat, uçak ve tanklarla birlikte yedi sülalesine yetecek komisyonları cebine indiren generallerimizi mi konuşalım?

BAŞÖRTÜ UZMANI(!) PROFESÖRLER!

Bir asra yakın üniversitelerimizde başörtüden başka, savunmamızla ilgili bir tek bilimsel makale yazmamış profesörlerimizi mi yazalım?

KİTAPSIZ(!) YARGI MENSUPLARI

Yine bir asır boyunca adalet dağıtma adına en yüksek makamlarda, en iyi korunan lojmanlarda oturttuğumuz, laiklikten başka hiçbir felsefe, doktrin karıştırmamış ve hiçbir kitap yüzü açmamış olan yargı mensuplarımızdan mı bahsedelim?

KANIMIZI EMDİLER, HEP BATIYA VERDİLER!

Bunlar kanımızı emdiler yıllarca.

Ama savunmamız adına hiçbir şey yapmadılar, askerimizin kullandığı piyade tüfeklerini bile Batı’dan satın aldılar.

Fakir-fukaranın parası ile sefa sürdüler ve ne yazık ki hala sürüyorlar.

BUNLARDAN HİÇ SES ÇIKIYOR MU?

Şu anda içimizdeki bu Batıcı kulüp ve şahıslardan, mesela iş adamlarından, milletvekillerinden, yargı mensuplarından, generallerden, yüksek bürokratlardan Bodrum, Didim, Datça, Marmaris, Göcek, Kaş ve Çeşme’nin emekli kesiminden bir ses çıktığını duydunuz mu?

Duyamazsınız.

ÜÇ TARAF DENİZ, GEMİ YAPAN DOMUZ!?!

Üç tarafımız denizlerle çevrilidir fakat son yirmi yıl içinde yapılan savaş gemilerini, denizaltıları, sondaj ve sismik araştırma gemilerini, TCG Anadolu ve diğerlerini çıkartın, geriye dönüp bakın, bir asra yakın hangi savaş gemisi yapılmış?

ÜLKENDE HAPİS; BU SARMAL NE PİS!

Yıllar yılı Türkiye kendi kıyılarına hapsedilerek yaşamıştır.

HEP KARADA KALIP KARARDIK!

Halbuki hepimizin bildiği gibi dünyanın üçte ikisi sudur ve denizlerde güçlü olmayan ülke, karadan başını çıkaramaz.

Nitekim biz de çıkartmamıştık, son yıllara kadar.

OSMANLI NEDEN GÜÇLÜYDÜ?

Çünkü okyanuslara ve denizlere hakimdi.

Bugün Amerika neden dünyanın hepsinden daha güçlü?

Çünkü o da okyanus ve denizlere hâkim.

NÜKLEERCİLER ONLARIN ASKERİ!

Diğer taraftan dünyada dördüncü nükleer güç olarak kabul edilen bir avuçluk İsrail’in bile üç yüz kadar nükleer başlığı var. Bizim ülkemizde ise elektrik üretecek nükleer santrallere bile karşı çıkan ahmaklar var.

YENİ HAÇLI KUŞATMASI; HATTÂ DAHASI!

Ve şimdi de yeni bir Haçlı kuşatması ile karşı karşıyayız.

ABD bütün Ortadoğu’yu hedefe alan uzun menzilli nükleer başlıklı füzelerini İngiltere’ye yerleştirdi.

FÜZELER, ZIRHLI ARAÇLAR, KUŞATMA!

İki gün önce elliden fazla kargo uçağı ile İsrail’e yeni zırhlı araçlar ve askeri malzemeler getirdi.

DÜŞMAN GÜÇLER MÜTTEFİK

ABD, Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya da bir bildiri yayımlayarak İsrail’i güçlü bir şekilde desteklediklerini bütün dünyaya duyurdular.

SÂDECE BEDENEN DEĞİL, RÛHEN DE!

Batılı ülkelerin üst düzey yöneticilerinin hepsi Netanyahu ile kucaklaşıp, tebrik etmek için sıraya girdiler.

Yunan Başbakanı, İsrail’in bebek katili Başbakanını kucaklarken; “Sadece fiziki olarak yanınızda değil, ruhumuzla da sizin yanınızdayız” dedi.

BÜTÜN BUNLAR NE ANLAMA GELİYOR?

Bugün ortaya konulan pratikler, Siyonistlerin ve Hristiyan dünyasının niyetlerini çok net olarak ortaya koymaktadır.

HEP BİR ÜSTÜMÜZE GELECEKLER!

Müslüman halklar, İslam dünyası ve bu ülkelerin yönetimlerinin her biri hala farklı sebeplerle birbirinden uzak dururlarsa hem Allah'ın yardımından mahrum kalacağız ve hem de hiç şüpheniz olmasın ki büyük İsrail gayesinin önündeki bütün engelleri kaldırmak için batılı devletler bunca yıldır biriktirdikleri kinleri ve silahları ile üzerimize gelecekler.

DOĞUYA YENİ SİLAH DAĞLARI!

Bakınız; ABD, PYD/YPG'yi Deyrizor'un güneyine konuşlandırıyor ve Suriye, Ürdün, Irak üçgenindeki Tanf Üssü'nde yeni ve daha güçlü bir askeri kuvvet teşkilatlandırıyor.

HÂLÂ ŞUDUR, BUDUR DİYENLER!?

Bunun ne anlama geldiğini anlamak istemeyen ve hala, “Dedeleri toprak sattı, torunları da Filistin'de bedel ödüyor diyen cahiller ile, “Araplar bizim neyimiz olur?” diyen bölücü hainler de bizimle aynı çatı altında yaşadıklarını unutmasınlar.

(Ferman KARAÇAM; Haber7 Yazarı)

KÜÇÜK HESAPLARDAN, BÜYÜK FOTOĞRAFA

Doğru söze ne denir? Yalnız bunlar, sözden öte geçmeli; yeni bir kişisel ve de toplumsal silkinişle berâber kendimize gelerek duruşumuzu tahkim etmeliyiz. Günü birlik olaylara takılmadan büyük fotoğrafa odaklanarak geleceğimizi şekillendirmeliyiz.

ÜMMET BİLİNCİ, GAZZE DİRENCİ

Rabbimiz bizleri GAZZE'yi seyretmekle kalmayıp oradan ibret, örnek ve hız alarak dâvâsına daha bir sarılıp ümmetin hayırlıları olma bilinç ve yarışıyla hareket ederek hayat ve imkânlarını değerlendirip iki cihânı da mâmur olanlar zümresine dâhil olma lütfuna erenlerden, sevdikleriyle berâber Efendimiz SAV in komşuları kategorisine girenlerden eylesin; Âmîn, cümleye sevgiler-saygılar wes'selâm...

Bu yazı toplam 401 defa okunmuştur

Anasayfa