Yunus Emre’nin dediği gibi söz bizi bazen en tepeye çıkaran, bazen de en dibe indiren iksirdir. “Söz ağızdan çıkar. Ağızdan çıkıncaya kadar sözün sahibi biziz. Ağzımızdan çıktıktan sonra da söz bizim sahibimiz olur” demiş atalarımız. Dilin insanı vezir ya da rezil etmesi sadece bu dünya ile ilgili değildir. Dilin ahiret hayatımızda da olumlu-olumsuz büyük etkisi vardır.
Sevgili peygamberimiz (sas) dil ile ilgili çok güzel hadisler söylemiştir. Bunlardan bazıları şöyledir: Muaz b. Cebel bir defasında; Ey Allah’n Rasulü! Bizler dilimizden dolayı ceza görecekmiyiz? Dediğinde, Peygamberimiz: Anan seni sevsin ey Muaz! İnsanlar dillerinden başka hangi nedenle yüzleri veya burunları üzerinde sürüneceklerdir ki?” “Kim bana iki çenesi arasındaki dili ile günah işlemeyeceğine söz verirse, ben de ona cenneti söz veririm.” “Allah’a ve ahiret gününe inanan kişi ya hayır konuşun ya da sussun.” “Kim güven içinde yaşamayı istiyorsa susmasını bilsin.” Çok konuşanın hatası çok olur. Hatası çok olanın günahı çok olur. Günahı çok olan da cehenneme daha layık olur.”
İslam ahlak bilimi ile uğraşan âlimler dil ile kazanılan günahlarla ilgilenmişler kitaplarında ve bu konu ile ilgili “Dilin afetieri” adlı bölümler yazmışlardır. Bu başlık altında yirmi kadar başlık zikredilir. Bunlardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
1-Ma la ya’ni’yi terk etmek: Ma la ya’ni; insanın kendisini ilgilendirmeyen şey demektir. Müslüman bir kimsenin susması düşünce, bakışı ibret, konuşması da hayırdır. Peygamber Efendimiz “Kendisini ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi kişinin müslümanlığının güzelliğindendir.” Demiştir. Cen’abı Allah ta Kur’an-ı Kerim’de: “Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin üzerinde durma; çünkü kulak, göz ve gönül hepsi de bundan sorumludur.” Buyurmuştur.
2-Fuzuli konuşmak: Bu da kişiyi kendini ilgilendirmeyen şeye götürür. Beni Amr kabilesinden bir grup Peygamberimize gelip; “Sen bizim babamızsın. Sen üstünlük bakımından bize bizden daha üstünsün. Sen bembeyaz bir cefne (çanak) sin. Sen şöylesin, sen böylesin” diye hitap edince, Peygamberimiz “Sözünüzü söyleyin. Sakın şeytan sizi aldatıp dalalete düşürmesin” demiştir.
3-Batıla dalmak: Hakkında konuşmak helal olmayan davranışlardır. Kadınların, içki meclislerinin, fasıkların elde ettikleri makam, şan ve şöhret, bir takım insanların çirkin merasimlerinin hakkında konuşmak gibi. Batıla dalmak Müddesir Suresinde cehennemin sakar çukuruna giriş nedeni olarak açıklanır.
4-Mira: Anlamsız tartışma demektir. Peygamberimiz: “Anlamsız tartışmadan kaçının. Çünkü onun hikmeti anlaşılmaz, fitnesinden de emin olunmaz.” Buyurmuştur.
5-Fahiş ve küfürlü konuşmak: Peygamberimiz: “Mümine lanet etmek yakışmaz. Müslümana küfretmek fasıklıktır. Ölülere sövmeyiniz; çünkü onlar gidecekleri yere çoktan gitmişlerdir.” Demiştir.
6-Alay ve istihza: “Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendile- rinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.”
Dilin afetlerinden bazılarını burada saymaya çalıştım. Yüce Allah bizi diline sahip olanlardan eylesin
Bektaşilik te bir söz vardır:Başının selamet bulması, toplumda yerinin ve saygın olman için mutlaka ve mutlaka bu dünyada yapman gereken o meşhur söz şöyledir;Eline,diline,beline sahip olmayı bileceksin. Elinle başkasının hakkına el uzatmayacaksın hak yemeyeceksin hırsızlık, haksızlık yapmayacaksın, diline sahip çıkacaksın, başkasının hakkında olur olmaz sözler söylemeyeceksin, beline sahip çıkacaksın kimsenin namusuna göz dikmeyeceksin.
Değerli dostlarım : Oruç sadece aç kalmak değildir, ben oruç tutuyorum diyen bir kişi,bu ay içersinde, hem bedeni ve hemde ruhu ve yalnız ve sadece Allah’ın rızasını gözeterek bu ay has ibadet yaparak orucuna zarar getirmeyecek hal ve hareketlerden uzak durarak oruç tutarsa, Allah Resulü; o kişinin gelmiş,geçmiş günahlarından sıyrılacağını ve bütün günahların bağışlananacağını bildirmektedir.
Allah bizlere; Bu rahmet ,mağfiret ve af edilişimize vesile olan ramazan ayını en güzel bir şekilde ibadet yaparak değerlendirmeyi bizi bayram sevincine erişteyi nasip eylesin.