Düzelmeyecek bir sistemin dişlisindeyiz. ...
Ben vaz geçtim, ya da vaz geçmek istiyorum, becerebilirsem. Sen de vazgeç.
Siyaseti anlamadan nasıl politika yaparız ki?
Ne sen, ne de ben siyaset yapamayız... En azından ben yapamam, senin yapabileceğini de sanmıyorum ama belki...
Belki bir yalan söylersen inanırım... Bir yalan söyle, sadece bir yalan.. becerebilirsen tabi. Gözlerini kaçırmadan ve avuç için terlemeden... Bırak şimdi yalan söylemeyi, bence sen daha önce de hiç söyleyemedin..
Belki denemişsindir..
...
En çok kitabı sen okudun, biliyorum ve benden daha çok yazdın. Yani bilirsin.
Hadi bildiğin kadarıyla söyle, dünyada kaç insan yaşıyor.. dünyanın ömrünü az çok yazmışlar, okumuşsundur kesin, kaç insan yaşadı sence?
Cenneti de bilirsin, cennemi de...
Kaç insan girecek?
Cennet dolacak elbet, cehennem de. Peki, kaç kişilik mekânlardan bahsediyoruz..
Sevaplar ve günahlar tartılınca biz nereye gideceğiz, kaçıncı kişileriz? Orada da sırt numaramız olacak mı sence, numaramız kaç milyar, yada katrilyon küsurdur sence?
...
Dedim ya kardeş biz siyaset bilmiyoruz, politika yapamayız.
...
Reis'e sorsak cevaplar mı, ya da Vekil?
Kur'an da biliyor bunlar; peki, sence cevabı verirler mi?
Yalan söylemek kaç milyon sıra değiştirir cehenneme girişte, yalanın sebep olduğu yıkımlar kaç milyar ya da zincirliyonuncu sıraya iter?
...
Bence bırakalım sızlanmayı, kalemimizden siyaset sızmaz bizim.
En iyisi sen Samsat'taki ilkokulu anlat bize, "elma" hikâyeni yinele.. Türkçe bilmeyen annenden bahset..
Ben de böyle arabesk yazılarla gezineyim alemde, kâh yerlerde sürüneyim, kâh göklerde gezineyim; hayal kurmak bizim işimiz; seni bilmem ama en azından benim işim.
...
Düzelmez, düzelmek istemeyen bir toplumla uğraşma artık!
Düzelmeyecek bir sistemin dişlisindeyiz.
...
Ben vaz geçtim, ya da vaz geçmek istiyorum, becerebilirsem. Sen de vazgeç.