Menu
Menu
 |
Konu aslında tamamen hayal ürünü ama ben 2019'da "şaka olsun" diye Adıyaman konulu kurgulamıştım.
Sebebi de çevresindeki istisnasız tüm komşu iller "Büyük Şehir" statüsünde gelişen bu talihsiz ve sahipsiz memleketimin (ben Adıyamanlıyım) acı bir gerçeğini komedi tarzında ilgililere iletmekti.
Bu yazıdan sonra acımıza pandemi tuz, deprem ise biber ekledi.
Size yani Ordulu ve hatta Karadenizli ve hatta tüm Türkiye'deki okuyucularıma sunmamın sebebi de hem sorunun halen gündemde olması hem de biraz gülümsemeniz. Hep Karadeniz fıkrası okunmaz ya.
BÖLGE MÜDÜRÜNÜN VEDASI
Evet, arkadaşlar uzun süredir beraber çalıştık, acı-tatlı günlerimiz oldu...
Malumunuz, takdir-i ilahi; yaratılmış ve yaratılmışlarla ilgili olan herşeyin bir sonu var.
Bu ilahi kural gereği uzun birlikteliğimizin sonuna gelmiş bulunuyoruz.
Görevimi yanımda bulunan yeni Bölge Müdürümüze devrederken gönlümün rahat olduğunu ifade etmek istiyorum.
Elbette ufak tefek sorunlarımız oldu ama bizden öncekilerden devraldığımız altın formülü uygulayarak aşamadığımız engel kalmadı.
Ben de sizlerin huzurunda bu formülü yeni Bölge Müdürümüze emanet ederek vatani görevimi ifa etmiş olacağım.
Efendim, altın formülümüz çok basit, ben devir-teslim töreni gereği size özetleyeceğim ama ayrıntılı bilgiyi mesai arkadaşlarımız size bilahare aktaracaklar.
Formülümüz şöyle ki, bölgemizde sesin çıktığı, zaman zaman hararetli günler yaşadığımız iki şehir var; Şanlıurfa ve Adıyaman.
Bünyemizdeki diğer şehirlere yıllık rutin programı uygulamak yetiyor ama bu iki şehrin hassas özellikleri var.
Siz bu iki şehri idare edebildikçe başarılı sayılırsınız ve bu şehrin insanlarından alacağınız plaket ve ödüllerle uzun yıllar çalışırsınız.
Aman ha, aman! Şanlıurfa için kıyıda-köşede her zaman birşeyleri hazır tutun. Alet-edavat ve nakdi ödeneklerinizi hep yedekleyin çünkü onlar geldiği zaman mutlaka birşey koparırlar. Onlara "hayır" demeniz sizin, hatta hükümetin bile geleceğini tehdit altına alır.
Adıyaman'dan gelenler için de organizeli olmanız yeterlidir. Gelen herkesi kapıda karşılayın ve özkardeşinizi görmüş gibi sevinçli adam rolü yapınız.
İster bir, isterse yüz kişi gelsin hepsine de mutlaka "başkanım" diye hitap edin. Adıyaman'da her 15 kişiye ortalama bir dernek düşer, istisnalar hariç hemen hemen herkes başkandır.
Sizle beraber sekreterler, hizmetliler, yöneticiler her türlü izzet ve ikramda yarışın, gelen herkesin kendisine değer verildiğini görmeleri ve hissetmeleri şart.
Sakın iktidar-muhalefet ayrımı gibi gereksiz şeyler yapmayın, buna gerek de yok. Adıyamanlılar her dönem bir partiyi belirler ona bir "abi" aday kor ve bütün oylarını verir, tek başına iktidara getirirler.
Sonra da o seçtikleri ne yaparsa yapsın uzun süre bakmazlar bile, ortalama 5-10 yılda bir başlarını kaldırıp baktıklarında ise o abiyi ve partiyi değiştirir yeni bir "abi" ve "parti" seçip aday yapar ve onu da tek başına iktidar yapana kadar desteklerler.
Onlar genelde "kadro" veya "tayin" isterler, bazen birilerini şikâyet de edebilirler; siz "emredersin başkanım" deyip derhal bir kağıda not edin, onlar gidince atarsınız, çünkü 3-5 yıl bu kişiler bir daha gelmez, istedikleri olmuş mu olmamış mı kolay kolay bakmazlar bile.
Yok, eğer yanılıp şaşırıp bir hizmet, alet-edevat, malzeme veya ödenek isterlerse de derhal önceden anlaştığınız ikinci bir kişiden rapor isteyin, o da "derhal" ama derhal huzura gelsin, "ürkmüş gibi" rol yaparak elindeki rutin brifingi okusun.
Biz burada yıllardır aynı brifingi okuruz. Aynı kağıdı okuduğumuzu kolay kolay fark etmiyorlar.. Çünkü önemli olan son vuruşu yapmamız, bu son vuruş konuyu kapatmaya yetiyor.
"Siz emrettiniz de olmaz mı, derhal programa alıyoruz" sihirli cümlesiyle son vuruş yapılmış oluyor.
O başkan ve heyeti Adıyaman'a döner ve "gittik, böyle böyle dedik, adamlar neye döndüklerini şaşırdılar, ne istediysek emir saydılar, hele ikram ve hürmetleri görmeliydiniz" diye bir basın açıklaması patlatırlar.
Bütün Adıyaman söz konusu sorunu çözülmüş kabul eder. Onlar erer muradına, biz çıkarız kerevetimize, yan gelir yatarız.
Mehmet Emin Danış
(26.07.2019)
Bu yazı toplam 516 defa okunmuştur