Aslında Atatürk ve Çağın Gibi Düşünerek Yaşamak İnsanlık Gereğidir…

Ahmet Yenin 2024-06-21 13:27:34

Herkesi hepimizi ve âlemi yaratan yüce Allah, ben devletin, milletin ve insan dostu canlıların ortak ve adil çıkarı için çalışan hiçbir kulumu diğerinden ayırmam ve adaletle çalışana veririm buyurmuyor mu? 

Öyle ise çalış senin de olsun. Senin de hakkında yaşarken olduğu gibi ebediyete göçtükten sonrada dost düşman iyi insandı, Atatürk ve Çağın gibi devlete millete ve insan dostu canlılara faydalı insandı diye konuşsun. 

Bu şekilde düşünerek yaşamak aslında akıl sahibi ve akıl sağlığı yerinde düşünerek yaşayan tüm insanların insan olmalarının gereğidir.

Reşit Çağın;

Kargoyu açtım, içinden iki kitap çıktı. Birinin adı UMUT. Şiir kitabı. Kapak kompozisyonu al bayrağımız ve uzaktan sanki gözler gibi bakan çağın dehası ATATÜRK.

İç sayfada zarif bir el yazısıyla bana hitaben yazılmış bir cümle: “Muhterem İfral Turgut Beyefendi’ye, mutlu yarınlar için mücadele gücünüzün, eksilmemesi dileğiyle. Saygılar.”

Mutlaka dikkatinizi çekmiş olmalı, yarınlar için mücadeleye ara vermememi isteyen bir davet. Kendini,

“Dünya umurumda değil, ömrümün burcundayım.

Her an davet gelecek gibi, namlunun ucundayım,” tanımlayan bir şair.

Önce çok kısaca onu tanıyalım; sonra belki de benim şahsımda herkesi nasıl bir mücadele çağırıyor, neden namlunun ucunda daha iyi anlayacağız. 

Reşit Çağın, Deniz Harp Akademisi ve Silahlı Kuvvetler Akademisi mezunu. Gemi Komutanlığı ve Komadorluğu, Deniz Üs Komutanlığına kadar her kademede görev yapmış. Emekli albay. İsterseniz onun musiki ve sosyal çalışmalarını bir başka yazıya bırakalım. Sadece yukarıdaki iki satır onun nasıl bir dünyada yaşadığını, gelecekten neler beklediğini ve neler yapmamız gerektiğini anlamak isteyenlere çok net anlatıyor.

Şöyle başlamış AKŞAM isimli şiirine 

“Unutmak mümkün lakin, unutmak isteyen kim?

Kadehler yudum yudum, kurak cana su verir,

Kalp ağrısına var mı, sevgiden ala hekim?

Şarkılar anlattıkça, gayrısı susuverir”.

Sanırsınız ki akşamı anlatacak. Ama şiirin sonunda bir hayat döngüsünü anlattığını ve herkesi akla davet ettiğini hissediyorsunuz. Diyor ki,

“Issızlık tasa yüklü akşamlar ağırlaşır.

Uyarı yararsızdır, kapanır sağırlaşır.

Geçmiş çürütür ruhu, nereye kadar taşır?

Doğru yolu dilerse, kişiye usu verir.”

Bir şiirinin başlığı şöyle: “Her baş’ın bir sonu vardır.” Dikkat edin “baş” nasıl yazılmış. Kastettiği “kelle” değil.

“Başkasının hakkını çalarak doyuyorsan,

Mazlumların ahından mutluluk duyuyorsan,

Saltanatım sürsün de, sürünsünler diyorsan,

Kolay can veremezsin sökerek alır ölüm.

Bu sözlerin kime söylendiği ne kadar belli değil mi? Peki kim için söylenmiş? 28 Şubat Mahkûmu olarak cezaevinde vefat eden Emekli Korgeneral Vural Avar ve tüm mazlumların ahı adına.

.

Diyor ki Reşit Albay;

“Hiç düşündün mü sen garip vatandaş?

Bunca itiş kakış, telaş niyedir?

Nedir bu namertçe hayasız savaş?

Sanma isteklerin olsun diyedir.

Siyaset cambazı elinde Kur’an.

Zemzemle yıkanmış ateist olan.

Şeytanı ürküten böylesi yılan,

Kutsalı zehriyle bozsun diyedir.”

Biliyorum, bu kadar kısa bir yazıda bir askeri anlatmak mümkün değildir. Ben de anlatamadım zaten. Ama dünyasını ve mücadelesini içselleştirmeye çalışan bir kişi olarak ben de diyorum ki,

* Böyle, bir tek bile askeri kalmış bir ulusun ümitsiz olmaya hakkı yoktur.

Aslında cennet vatan ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti devletimizin ve devletimizin asıl sahibi milletimizin dünden daha çok günümüzde Atatürk ve Çağın gibi devletin, milletin ve insan dostu tüm canlıların ortak ve adil çıkarını düşünerek yaşayan insanlara ve özelliklede idarecilere ihtiyacı var.

Bu yazı toplam 641 defa okunmuştur

Anasayfa