KUR’ANI KERİMİ BEN ANLIYORUM DİYENLERE

Hüseyin Deniz - İlahiyatçı/Yazar 2024-07-10 14:53:35

Aziz kardeşlerim; Kur’an-ı Kerim i ben anlıyorum ve herkes Kur’an-ı Kerim e anlar diyenlere şu soruları sormak gerekiyor 

1- (Âyetleri açıklamak Allah’a aittir) ne demektir?
2- Resulullah, Kur'an-ı kerimi açıklamak için yüz binlerce hadis-i şerifi niye bildirdi?
3- Madem âyetleri açıklamak Allah'a aitse, Peygamber efendimiz hâşâ niye Allah'ın emrini dinlemeyip Kur'an-ı kerimde olmayan birçok haramları hadis-i şeriflerle açıklamıştır?
4- Eğer, Kur’an açık, herkes anlarsa, niye Allah, Kur'an-ı kerimin birçok yerinde (Resulüme uyun!) diyor? Niye (Yalnız Kur'ana uyun!) buyurmuyor?
5- Kur'an-ı kerimi anlamak kolaysa, dilleri Arapça olan Eshab-ı kiramın ileri gelenleri âyet-i kerimeleri niye Peygamber efendimize sual ettiler?
Bunları madde madde açıklayalım:
1- yüce Allah (Kur’anı açıklamak bize aittir) ifadesinin, (Onun muhtevasındaki helâlleri ve haramları açıklamak bize aittir) demektedir. (Kur’an-ı kerimde yer alan vaatleri ve tehditleri açıklayıp, gerçekleştirmek bize aittir) anlamına geldiği ve Resulullah’a hitaben, (Senin dilinle açıklamak, bize aittir) demek olduğunu bildirilmiştir.
Resulullah’ın (sav) Efendimizin beyan etmesi, onun diliyle Kur’anın açıklanması demektir. (Kur’anı insanlara beyan edesin diye sana indirdik) mealindeki âyette geçen beyan etmek, âyetleri, başka kelimelerle ve başka sûretle anlatmak demektir. Âlimler de, âyetleri beyan edebilselerdi, kapalı olanları açıklayabilselerdi ve Kur’an-ı kerimden hüküm çıkarabilselerdi, Allahü teâlâ Peygamberine “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Sadece sana vahiy olunanları tebliğ et!) derdi. Ayrıca beyan etmesini emretmezdi. İmam-ı Kurtubî hazretleri de buyuruyor ki: Resulullah’ın beyanı iki türlüdür:
a) Kitapta mücmel [özet, kısa, kapalı] olarak gelen ifadeleri açıklamaktır. Beş vakit namaz, vakitleri, secdeleri, rükûları, bozanları, mekruhları ve diğer hükümleri; zekâtın miktarı, vakti, hangi mallardan alınacağı; haccın nasıl yapılacağı gibi hususların açıklamasını Resulullah (sav) efendimiz yapmışlardır. İki hadis-i şerif şöyledir: (Haccın nasıl yapılacağını benden öğrenin!) [Müslim, Ebu Davud] (Namazı benim kıldığım gibi kılın!) [Buharî]
b) Resulullah'ın ikinci beyan şekli, Allah’ın kitabının hükmünden başka hüküm ortaya koymaktır. Bir kadının halası ve teyzesiyle birlikte nikâhlanmasının haram kılınması, evcil eşeklerin ve parçalayıcı azı dişi olan yırtıcı hayvanların yenmesinin haram kılınması gibi hükümler buna örnektir.
Kur'an-ı kerimin birçok yerinde (Resulüme uyun!) buyuruluyor. (Yalnız Kur'an) diyenler samimi olsaydı, Allah'ın emrine uyup Resulünün emirlerini de esas alırlar, (Yalnız Kur'an) demezlerdi. Efendim Kur’an‘da eksik mi yazıyor da peygamber tamamlıyor gibi saçma sapanifadeleri beyan etmezlerdi.
2- Resulullah efendimiz, Allahü teâlânın (Resulüme uyan, bana uymuş olur) emrine uyarak, âyet-i kerimeleri açıklamış, Kur'an-ı kerimde bulamadığımız binlerce hüküm bildirmiştir.
3- Peygamber efendimiz, hâşâ Allahü teâlânın emrine aykırı iş yapmaz. (Yapar) denirse, bu, Allah'ı suçlamak olur. Allahü teâlâya itaat etmeyen peygamber olur mu? Hâşâ Resulü yanlış iş yapar da, Allahü teâlâ düzeltmez mi?
4- Resulü de, Allahü teâlânın bildirdiğini bildireceği için (Resulüme uyun!) buyuruyor.
5- Elbette Kur’an-ı kerimi anlayamadıkları için sual ettiler. Anlayabilselerdi niye soracaklardı 
Resulullah (sav) efendimiz, Herkese istidadına göre, Kur'an-ı kerimin manevî sırlarını açıklardı. [(Buharî)deki] hadis-i şerifte, (Herkese aklına, anlayışına göre söyleyin, [dinin hükmünü] inkâr ettirecek şekilde söylemeyin ki, Allah’ı ve Resulünü yalanlamasınlar)

Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi Hz. peygamber efendimiz

Kur’an’ın ince Marifetini Hz  Ebu Bekir’in Ömer’in Osman’ın anlayacağı bir şekilde sözlerine devam etmiştir

Her üçü de, bu derece üstün olduğu ve Arapçayı çok iyi bildiği hâlde, Kur'an-ı kerimi değil, tefsirini bile anlayamadılar. Çünkü Resulullah (sav) herkesin seviyesine göre konuşurdu. Eshab-ı kiramın ileri gelenlerinden ve Cennetle müjdelenen on kişiden biri olan Hazret-i Ali "radıyallahü anh" gibi ilim deryası büyük bir zatın anlayamadığı tefsiri günümüzün mezhepsizleri nasıl anlayacak ki? O hâlde, Resulullah efendimizin açıkladığından farklı bir şekilde Kur'ana mânâ vermek yanlıştır. Kur'anı herkes anlarmış
Hâşâ (Hadisler çöpe atılmalı) diyen günümüz sapıklarından birkaç tanesi çıkıyor Kur’an herkes anlar diyor hadisler çöpe atılmalıdır diyorlar. Hatta kuran eksik mi de hadis unutamam diyor diyenler de yok değil,

Madem herkes Kur'anı anlayabiliyordu, niye herkes yanlış tercüme ediyor? Demek ki anlaşılamıyor ki öyle farklılıklar oluyor. Bu kadar farklı gruplar olduğuna göre, bu kadar farklı anlayanlar vardır. Buna rağmen hâlâ, (Kur'anı herkes anlayabilir) iddiasında bulunan günümüz sapıklarını gerçekten anlamak mümkün değil onlar alim değil gerçekten kupkuru cahil kimselerdir.

Kur'an-ı kerimi en iyi anlayan elbette Peygamber efendimizdir. Onun hadis-i şeriflerini de en iyi anlayan Onun vârisleri olan Ehl-i sünnet âlimleridir. Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uyan, Kur'an-ı kerimi en iyi anlamış olur.

Peygamber efendimiz, nasıl açıklamışsa, muhaddisler ve müfessirler, nasıl bildirmişse doğrusu odur. Bizim gibilerin âyetlere mânâ vermesi kesinlikle caiz olmaz.

Bu yazı toplam 446 defa okunmuştur

Anasayfa