Karadeniz-Akdeniz Yolunun Önemi..

Mehmet Emin Danış 2024-08-26 19:51:21

Geçtiğimiz günlerde Türkiye için önemli bir adım tamamlanmış oldu; tabir edilen yolun Ordu ili etabının bitmiş olmasıydı. Konuyla ilgili Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler'in de açıklaması olmuştu..

Bildiğimiz gibi geçtiğimiz günlerde Türkiye için önemli bir adım tamamlanmış oldu; Bahsettiğim adım  Karadeniz'le Akdeniz arasında bağlantıyı kuracak ve projede Karadeniz-Akdeniz yolu olarak da tabir edilen yolun Ordu ili etabının bitmiş olmasıydı.

Konuyla ilgili Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler'in de "Osmanlı döneminde ilk kez gündeme gelen, II. Abdülhamid Han zamanında projelendiren asrın projesi Karadeniz-Akdeniz Yolu, Karadeniz, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Akdeniz'i birbirine bağlayarak büyük bir ticaret limanı oluşturacak. Karadeniz Bölgesi ve Anadolu'nun ekonomisini olumlu yönde etkileyecek bu proje, aynı zamanda Doğu Akdeniz'in enerji kaynaklarının taşınması açısından da stratejik bir önem taşıyor. 6 ili direkt, 50 ili de dolaylı yollardan ilgilendiren proje Sivas ve Kayseri'yi adeta sahil kenti yapıyor, Ordu'muzun marka değeri artıyor. Ordu'nun geleceğe bakan vizyonuna ve Türkiye Yüzyılı'na altın harflerle kazınacak bu büyük projeye hep birlikte tanıklık edelim" cümleleriyle yaptığı detaylı bu açıklamadan yola çıkarak size söz konusu adımın ne kadar önemli ve değerli olduğunu bir kez de ben buradan hatırlatmak istiyorum.

Aslında konuyla ilgili geçen yıl, Eylül ayının 21'inde Gazetemiz de yayınlanan "ÜNYE SİVAS DEMİRYOLU ÖNERİSİ..." başlıklı köşe yazımda oldukça büyük ayrıntılara değinerek hatırlatma yapmıştım..

Bu söz konusu yol Osmanlı için ve daha sonraki aşamada kurulan Türkiye Cumhuriyeti için stratejik ve askeri bir güzergahı olarak dikkat çekmektedir.

Son yıllarda, özellikle Ortadoğu'da ve Rusya'da yaşanan krizler, savaşlar ve diğer siyasi çekişmelerden dolayı yolun öneminin daha da arttığını düşünüyorum. 

Osmanlı döneminde Karadeniz ve Akdeniz'i birleştirerek muhtemel bir gelişmede alternatif yol olması düşünülerek yapılan bu proje daha sonraki yıllarda özellikle (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) SSCB'nin dünya genelindeki etkisi nedeniyle engellenmiştir.

Fakat sonradan yapılan araştırmalar ve yaşanan gelişmeler nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu projeyi yeniden hayata geçirmek için harekete geçti ve önemli bir bölümü olan Ordu hattı tamamlandı. Geri kalan aşamaların da bir an önce aşılmasını umut ediyorum ve diliyorum.

Ben bu projenin sadece karayolu olarak kalmasını yeterli görmüyorum. Zira demiryolu da özellikle nakliyede çok büyük bir önem arz etmektedir. 

Karadeniz'e bağlı ülkeleri ihracat açısından Ortadoğu'ya ve hatta Asya'ya kolay ulaşım amacıyla bağlayacak çok hassas bir noktada bahsediyorum. 

Bölgenin Ünye ilçesinden başlayarak Sivas demiryoluna bağlanması büyük bir kolaylık sağlayacağından (Karadeniz'de komşu olan ülkelerin ihracat için ekonomik olacağı düşüncesiyle) tercih edecekleri bir yol olduğunu düşünüyorum. 

Bu nedenle projeye demiryolu bağlantısının da eklenmesinde ısrar ediyorum ve bu konuyu yeniden gündeme getirerek eski yazımı sizlere yeniden sunuyorum:

ÜNYE SİVAS DEMİRYOLU ÖNERİSİ...

(Mehmet Emin Danış / 21.09.2023) 

Size Ünye Sivas bağlantılı demiryolu ağı kurulmasına yönelik önerimin sebebi ve dayanağını belirtmeden önce üç ayrı açıklama ve rapordan alıntı sunmakta fayda görüyorum:

NOT: 1- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisadi Gelişme ve Uluslararası İktisat Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dündar Murat Demiröz, 2020 yılında AA’ya yaptığı bir açıklamada, “Çin'e hareket eden ilk ihracat treniyle kadim İpek Yolu'nun yeniden faaliyete geçtiğini belirterek, bu gelişmenin 17. yüzyıldan beri devam eden dünya düzeninin tersine dönmesi anlamına geldiğini söyledi.”

Açıklamasının devamında, Türkiye'den Gürcistan'a oradan Azerbaycan'a, Hazar Denizi'ni feribotla geçip Türkmenistan'a, oradan da bütün Orta Asya'yı aşarak Çin'e ulaşan Trans Kafkasya demir yolu hattının en kritik ayağını Türkiye ve Kafkasya'nın teşkil ettiğini kaydeden Demiröz; "Bu hat, okyanus taşımacılığının önüne geçip tarihi baharat yollarının yeniden stratejik önem kazanmasına yol açacaktır" dedi.

NOT: 2- “Hicaz bölgesine demiryolu inşasına dair en kapsamlı teklif 1891'de Ahmed İzzet Efendi'den geldi. O sırada Cidde Evkaf Müdürü olan İzzet Efendi sunduğu raporda, Şam'dan başlayarak Medine'ye kadar getirilecek bir demiryolunun Hicaz'a yönelecek dış saldırılarla bölgede çıkabilecek isyanlara karşı önemli bir savunma vasıtası oluşturacağını, aynı zamanda hac yolculuklarını da büyük ölçüde kolaylaştıracağını yazmaktaydı. Rapor ve öneriyi okuyan Sultan 2. Abdülhamid’in emriyle, 1900 yılında başlayan demiryolu Almanlarla yapılan hızlı bir çalışmayla 1908 yılında tamamlanmıştı.”

NOT: 3- “Karadeniz Bölgesi: Karadeniz, Balkanlar, Kırım, Kafkasya ve Hazar Denizi, Türk Boğazları, Anadolu’yu kapsayan ve etki derecesi Orta Asya, Orta Doğu, Avrupa, Akdeniz sahalarına ulaşan ve dünya politikasına etki eden stratejik önemi paha biçilmez bir jeopolitik bölgedir.” “İlyas Dağlı, 2006, İstanbul Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü, Karadeniz’in Artan Stratejik Önemi ve Geleceği, Yüksek Lisans tezi)

Aslında strateji konusunda tecrübeli olan kişiler bu üç notu okuduğunda demek istediklerimi anlamış olacaklardır ama yine de genel bir detaylandırma da yapmakta fayda var.

Malumunuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı “Türkiye Yüzyılı” projesinin ana hedefi 2023’ten sonraki yıllarda Türkiye’nin süper devletler arasında hak ettiği yeri almasıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “şahlanış dönemi” adını verdiği “Türkiye Yüzyılı”nın temelleri, aslında Milli Görüş’ün Lideri merhum Necmettin Erbakan'ın “Yeniden Büyük Türkiye” projelerinden doğmuştur...

Ülkücü Hareket’in Lideri merhum Alparslan Türkeş’in de “Turan Ülküsü” adını verdiği diğer bir projeden de fikir ve destek alınarak bütünleştirilmiş bir proje olan “Türkiye Yüzyılı” projesi nihayetinde Türkiye sevdalısı herkes için “er veya geç gerçekleşmesi” arzulanan bir büyük bir adımdır.

İşte, bu noktada projenin dünya Türkleri için önemini kabul eden Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye'nin üye; Macaristan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkmenistan'ın gözlemci statüsünde yer aldığı Türk devletlerinden oluşan Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) veya eski adıyla Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) de Türkiye önderliğinde faaliyetlerini hızlandırarak sürdürüyor.

Bu projenin başarısı için elbette hayatın her alanında kararlı, planlı ve isabetli çalışmalar gerekmektedir.

Ve bu çalışmalara dahil edilmesini umduğum Ünye Sivas Demiryolu Önerim de “Türkiye Yüzyılı” adımlarından birisine ekonomik ve stratejik açıdan büyük fayda sağlayacaktır.

Çünkü, ülkemizin gelişmeye müsait limanlarından birisi Ordu’nun Ünye ilçesindedir. Bu liman Kafkaslar başta olmak üzere tüm Karadeniz bağlantılı deniz ticareti faaliyetleri için gelecekte kilit nokta konumuna gelecektir, tabi biz bu önemi fark edip, değerlendirirsek.

Şu anda Baharatyolu ve Hicaz Yolu bağlantılı Sivas merkezli demiryolu ile Samsun ilimiz üzerinden taşıma yapabiliyoruz. Halbuki Samsun Sivas yolu 402 kilometre olup demiryoluyla 8 saatlik bir mesafedir. Ünye ile Sivas arasında devam eden karayolu güzergahı çalışması da 261 kilometredir, bu güzergaha eklenecek demiryolu ulaşımı 4 saat sürecektir.

Ulaşımda ve ticarette zamanın önemi inkar edilemezken 4 saatin ne kadar büyük avantaj sunacağını fark etmemiz gerekiyor. Bu 4 saatlik avantajı sunduğumuz tüm bölge ülkeleri Ünye limanına indireceği ürünlerini demiryoluyla Sivas’a ve oradan da Asya ve Ortadoğu’ya ve hatta tüm okyanus bağlantılı noktalara ulaştırma fırsatını kaçırmayacaktır.

Bu nedenle umarım ve dilerim ki Ünye Sivas bağlantılı demiryolu projesini bir an önce hayata geçiririz.

Bu yazı toplam 320 defa okunmuştur

Anasayfa