KADİR ,KIYMET BİLMEK

Hüseyin Deniz - İlahiyatçı/Yazar 2024-10-08 08:57:05

Kadir kıymet bilmek, takdir edebilmek bir üstünlük ve ayrıcalıktır.,vede bu herkesi mahsus bir şey değildir erdem’li insanlara mahsus bir şeydir.

Günlük hayatta en çok kullandığımız kelimelerden birisidir takdir etmek. Takdir, bir şeyin miktarını bilmek, hakkını vermek, doğruya en yakın tahminde bulunmaktır.

İnsanları takdir edebilmek çok önemli bir erdem ve ayrıcalıktır. Bir insanın değerinin ne olduğunu ölçebilmek, sahip olduğu erdemleri görebilmek, çalışarak kazandığı güzellikleri görüp anlamak ve dile getirmek bir ayrıcalıktır. Bunun zıddı körlüktür, nankörlüktür.

Dostlarım; Hayatı yaşanmaz hale getiren körlükler ve nankörlükler değil midir?

Var olanı görmedim diyemezsin, yapılan her iyiliği ve güzelliği de görmekten gelip nankörlük edemezsin.

Kadir kıymet bilmek” yarın kaybetsek çok üzüleceğimiz şeylerin değerini bugünden bilmek, haklarını bugünden vermek,” ön görüşlülüktür, bir zeka türüdür.” inceliktir, hayat hem güzelleştirir ve kolaylaştırır.

Her şeyi bilen değil, kadir kıymet bilen insanlar olsun hayatımızda.

Gönül evine kimin ne zaman gireceğini  bilemezsin, Allah.. sizleri ve bizleri kıymet bilenlere yar etsin.

Hayat kıymet bilenlerle yaşak kadar güzel..

Vefasızlar için, heba edilmeyecek kadar değerlidir.

Bunlardan bazıları, anne babalarının kıymetini bilmez, kimisi de kıymet bilecek anne baba bulamazlar.

Kıymet; Varken bilendir, değer görendir.

Nasıl yani !

Anlamadınız değil mi ?

O zaman bunu bir yaşanmış olayla sizlere  anlatmaya çalışayım.

Günlerden bir gün anne gecenin geç saati üç sularında oğlunu arar.

Oğlu bakar ki, telefonda arayan annedir.

Allah Allah der..

Annem bu saatte beni neden arar acaba,kötü bir şeymi  var acaba diyerek hemen geri döner ve anneye cevap verir.

Ne oldu anne kötü bir yaramazlık mı oldu der.

Anne yol oğlum sesini duymak istedim der.

Anne oğlunun sesini duyar ve ona nasılsın canım evladım der.

Tabii ki der demesine de..

Oğlu iyiyim diye anne diye cevap verir.

Ve bir an ortalık sessizliğe bürünür

Bu sefer Annesi sorar?

Ne oldu yavrum der?

Oğlu cevap verir.

Ya…Anne  madem bir yaramazlık yoktur,bula bula gecenin bu saatinimi buldun beni almak için,

gün içinde neden aramadın?

Günleri gündüzleri arasaydın günler çuvala mı girdi sanki der.

Anne oğluna  cevap verir.

Oğlum bugün senin yaş günün,yani doğum günündür.

Tam tamına gecenin bu saatinde seni doğurmuştum.

“Yaş günün kutlu olsun evladım der.

Anne bu söze çok alınmış ve  gücenmiş oğluna şu cevabı verir.

Canım evladım!

Benim seni gecenin bu saatinde  rahatsız ettiğimi düşünüyorsan?

Bak evladım;Ben seni bebektin

küçüktün,altını ıslattın ağlamıştın, yine karnın acıktığında  ağlamıştın

uykun kaçtığında yine ağlamıştın gece gündüz hiç erinmedin çekinmeden, uykularımın an tatlı anlarında,gecenin geç saatleri  demeden sabahlara kadar beşini sallayan annen seni tam bu saatte doğurmuştu.

Peki sen bir evlat olarak bunları bana nasıl söylersin evladım der?

Tabi ki iş,işten geçer ve artık yapılacak hiçbir şey yoktur evladın annesine karşı yapmış olduğu nankörlüğü sayesinde annenin gönlü kırılmış paramparça olmuştur.

Bir annenin takdir edileceği yerde onun yerilmesi, Ona nankörlük edilmesi ne kadar acı bir durumdur.

Bir evlat olarak akdir edebilmek, görebilmek, anlayabilmek ve değerini verebilmektir, anne babanın bunca yaptığı iyiliğin karşılığında ayaklarına turap  olmak bu anlamda bir üstünlüktür, güzel bir erdemdir, anne babanın hakkını bir evlat olarak onlara iade etmektir

Takdir edilmek,mutluluktur, seviştir, umuttur,sizi anlayan ve değerinizi bilen birilerinin olması hayatı yaşamaya değer kılan bir güzelliktir.

Hangimiz istemeyiz yaptıklarımızın tam olarak karşılığını görmeyi?

Hangimiz istemeyiz sahip olduğumuz değerleri gören, bilen ve değerlendiren birilerinin olmasını?

Binbir emekle yetiştirdiğimiz evlatlarımız tarafından hürmet görmek ve el üstünde tutulmayı kim istemez ki ?

Gerçekten hayatı yaşanmaz hale getiren körlükler, nankörlükler değil midir?

Bütün bunları göz önüne getirerek Allah Teala ile olan ilişkimizi düşünelim.

Birçok ayet-i kerimede “Onlar Allah’ı hakkıyla takdir etmediler” buyurulur.

Ya Kur’an-ı Kerim de yüce Allah anne babaya karşı bir evladın her ne olursa olsun,öf bile demesini yasaklamıyor mu ?

Son zamanlarda çocukların annesinin hürmeten anne yerine ANİŞŞŞ..

Babasınada BABİŞŞŞ Diye hitap etmektedirler, bu ne büyük saygısızlık ve aymazlıktır.

Hele bir evlat babasının ve annesinin ihtiyarlamasını fırsat bilerek, onları sığınma evlerini terk etmeleri ayıp ve günahtır.

Bazı evlatlar da yanında kalan anne babalarına karşı tutum ve davranışlarında ,hattı aşarak çok saygısız davranmaktadırlar.

Şu ayağımızın altından çekil git Allahın belası, geri zekalı, beyni sulanmış, koca kafalı gibi kelimeleride kullananlar yok değiller.

Bir anne baba, beş evladını, her türlü fedakarlık yaparak,saçını okşayarak bir evin içerisine sığdırıp büyüttüğü evlatlarının, yanına ihtiyarladığında neden sığmammaktadır onlara sokağa sahipsizliğe terk etmektedirler, çok yazık ve günah değil midir?

Gerçekten günümüzde bu durum yürekleri burkan, işler acısı bir olaydır.

Bir insanın hayatı boyunca en mutlu olduğu an, anne baba ve kardeşleri yaşadığı andır.

Onların kıymetini bilin, Allah’tan başka bir şey istemeyin yeter.

Hayırlı bir evlat için,        Annenin duası, babanın gölgesi yeter.

Bu yazı toplam 122 defa okunmuştur

Anasayfa