İğnenin ucu kendine dokununca feryat edenlerin kendi işine gelen durumlarda susmasının doğurduğu bir sonuçla karşı karşıyayız..
AK Parti Elazığ İl Başkanı Şerafettin Yıldırım, Kanal Fırat isimli televizyon kanalında sunucunun işe alımlarda ‘’Referanslı insanlar girdi, referanslı olmayanlar girebildi mi Özel İdareye?’’ şeklindeki sorusunu "Mutlaka referansı olanlar girmiştir’’ cevaplamış ve devamında "Bir ilçede, herhangi bir kuruma işe alım olduğu zaman ben inisiyatifi ilçe başkanlarına bırakırım. Çünkü o yörenin insanları orada çalışacak’’ ifadelerini kullanmış.
Program sunucusu Zeki Akbıyık’ın "O zaman da bir haksızlık, adaletsizlik olmuyor mu?" şeklindeki eleştiri içeren sorusuna da "Bu kadar da olacak canım’’ şeklinde pişkin bir cevap vermiş...
Tabi bu cümlelerin sosyal medyada paylaşılmasının üzerine de rakip parti, CHP Elazığ İl Başkanı Av. Onur Özkan, da "Bu ifadeler, iş gücü piyasasında kayırmacılık ve adaletsizliğin normalleştirilmeye çalışıldığını gösteriyor" diyerek onu eleştirmiş..
Sanki CHP'li yönetimlerde durum farklıymış gibi.. Kel, köre cırt demiş.
Muhalefet ederken hak, hukuk, demokrasi, adalet, liyakat gibi ezilenlerin kulağına hoş gelen söylemler savuran politikacıların yönetimde olduklarında bu ifadelerin tam tersini uyguladıklarını biliyoruz ve artık normal gören bir toplumda yaşıyoruz..
İğnenin ucu kendine dokununca feryat edenlerin kendi işine gelen durumlarda susmasının doğurduğu bir sonuçla karşı karşıyayız..
Mesela KPSS mülakatının ardından da benzer tartışmalara şahit olduk. Hakkı yenen bazı mağdurlar tepkilerini file getirmiş ve tabi muhalefet partileri de onların bu mağduriyetinden siyasi nemalanmak üzre arkalarında saf tutmuş..
Mağdurların dışında da neredeyse hiç kimse "Böyle haksızlıklar olmamalı" diyememiş.. veya dememiş. Çünkü olay kendilerine dokunmamış, çünkü kendileri veya yakınları KPSS'ye girmemiş, haksızlığa maruz kalmamış, itilmemiş, kakılmamış.. yani yılan kendilerine dokunmamış..
Aslında AK Partililer de CHP'liler de, haksızlığa karşı susan bütün dilsiz şeytanlar da adaletin bir gün kendilerine de lazım olacağı gerçeğini unutuyorlar..
Giderek yayılan adaletsiz uygulamaların doğal olduğu anlayışı geleceğimizi tehdit ediyor ve biz bunu bile bile önlem almıyoruz.. Sorun ne AK Parti iktidarında ne CHP ve benzeri muhalefettedir, sorun bizzat bizlerin kendi anlayışımızdadır.. Mesele ben, sen, o, bu, şu gibi tekil şahıslarda değil, biz, siz, onlardadır, yani çoğuldur, toplumsaldır.. Çözüm ise tam tersi tekildir, bizler şahsen yani fertler olarak bu adaletsizliklere karşı net tavır almadıkça düzelmez.. Çünkü çoğunluk dediğimiz şey fertlerden oluşmaktadır.
Çiftçilerimiz ürün, esnaflarımız mal satarken hakkı olandan yüksek fiyat istedikçe ekonomimiz düzelemez.. Yetkisini uygulayan yöneticiler liyakat kavramına öncelik vermezse de sistemdeki arıza giderilemez.. Hesap her zaman iki kere ikinin dört olması sonucunu verir.