Karadeniz'in en güzel, en doğal şehirlerinden birinde, sahil yolunu yıkıp otoyol geçirmek istemişler.
O efsane, sahil parçalara, ayrılarak denizden uzaklaşacak insanların mutlu mutlu gezdiği yerler, denize girdiği kumsallar yok edilecekti.
30 yıl önce şehrin ileri gelenleri toplanıp karar alırlar. Bu yoldan otoban geçirilmeyecek ve sahillerine dokundurmayacaklardı...
Bütün STK ları harekete geçirdiler. Tek tek tüm kapıları çaldılar, destek istediler..
Gazeteciler yayın üzerine yayınlar yaptılar. İmza kampanyaları başlattılar...
Ulusal basında küçük de olsa yer bulmaya çalıştılar..
Ve büyük direniş gününe çok az, kalmıştı. Heyecan doruktaydı ya istedikleri gibi katılım sağlanmazsa...
O gün geldi iskele bahçede cılız bir insan topluluğu vardı. Ses getirecek direniş için hayal kırıklığı bir topluluk var derken...
Tepelerden, insanlar akın akın inmeye başladılar. Yollardan binlerce insan, ellerinde flamaları, dillerinde marşlarla gelmeye başladılar..
Onbinlerce geliyordu, inanılır gibi değildi.. Çoluk çocuk demeden, genci yaşlısı..
İşte bu an kırılma noktası olmuştu...
Direniş amacına ulaşacaktı..
Ve başarmışlardı işte..
Bir şehir, 30 yıl önce direnerek sahiline sahip çıkmıştı. Çevre yolunu geçirmemişti..
Ordu şehri destanını yazmıştı...
Orada olan insanların hepsi bu hikayenin baş kahramanı olmuşlardı..
Yönetmenimiz ibrahim Dizman ; yeniden gösterim düzenleyerek, bizlere bu destanı tekrar izletti, yaşattı..
Gözlerimiz nemli nemli kahramanlarımızı seyrettik..
Ülkemde ki ilk çevre direnişidir bu ...
Kenetlenince , birlikte neler başarabileceğimizin hikayesidir..
Ve bu yola gelmeyenlerin destanıdır..
Bu yazı toplam 45 defa okunmuştur