İskoçya'nın Glasgow kentinde geçen Pazar günü başlayan 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı devam ediyor.
12 Kasım tarihine kadar sürecek.
Dünya liderleri iklimlerin değişikliğinde neden oldukları sorunlara çözüm arıyorlar.
Bir kentin doğasına, havasına iklimine zarar vererek!
Uçan saraylardan 400 uçak Ordu ilimiz ölçeğinde bir kente giderek hava trafiğini bizim şehrin araç trafiğine çevirmişler!
Kentin havalimanında gelen uçaklara park edecek yer bulamayınca havada turlar atarak aşağıda park yeri açılmasını beklemişler. Tertemiz gökyüzüne bıraktıkları karbon gazı ve kirlilik bizim bir atasözümüzü hatırlattı.
Ülkelerinde yıl içerisinde meydana gelen orman yangınlarını önleseler bir şekilde yanan orman arazilerini hiçbir şart altında imara açmayacaklarının yasal düzenlemesini yapsalar tek kalemde daha faydalı iş yapmış olurlar....
*
Dünya liderleri kendi aralarında konuşa dursun, iklimimizin değişmesinin önüne geçecek haber Fatsa ilçemizden geldi. Aylardır yöre halkının ve Ordulu'ların şikayetlerine neden olan siyanürle altın arayan Fatsa dağlarını köstebek gibi delik deşik eden şirketin genişleme isteklerine mahkeme kararıyla "dur" denildi.
Açılan davaya ilgili mahkeme şikayetlere esas (siyanürle altın arama) şirketin ruhsatının iptaline ilişkin talepleri reddetmesede yürütmeyi durdurma kararı vermiş olması Fatsamız, Ordumuz ve çevre adına büyük bir kazanımdır.
Sevindik ve mutlu olduk.
Dileriz arkası gelir ve doğamızı ve insanımızı göz göre göre zehirleyen, börtü böceği öldüren, sularımızı içilmez yapan yabancı-yerli altın arayıcıları tasını tarağını toplar Fatsamızdan geri gelmemek üzere giderler.
*
Dünyada insan eliyle değiştirilen iklimi bizler Orduda birebir yaşıyoruz.
Mesela çok uzaklara gitmeye gerek yok. 30, 40 yıl öncesinde Ordumuzun iklimi daha bir başkaydı.
Yazı yazda yaşar, kışı kar altında geçirilirdi.
Genelde Aralık ayı sonlarında, yılbaşına yakın başlayan kar yağışı baharın ilk ayı Mart ortalarına kadar devam ederdi.
Bahçede fındık dallarımızla birlikte soğuklanmayı mevsiminde görürdük.
İlkbaharın tam ortasında Nisan'da kar yağmaz, don olmaz, uzmanlar çiftçilere zirai don uyarısında bulunmazlardı.
*
Şimdilerde böyle mi?
4 mevsim ikiye düştü.
Kış ayları daha ılıman geçmeye başladı.
Kar yüksek rakımlı yaylalara, dağlara tepelere yağıyor.
O da yağarsa...
*
Gerçek şu ki; malesef küresel ısınma, kirlilik derken dünyanın iklimi değişti.
Kutuplardaki buzulların erimesinden dolayı parçalanarak okyanusa düşen buz dağları sonumuzun yavaş yavaş geldiğinin haberini veriyor ama kimsenin umurunda değil.
*
Ülkemizde ciddi bir kuraklık yaşanıyor.
Yüzlerce göl kurudu.
Onlarcası kurumak üzere.
Yanan, yakılan ormanların üzerine milyon rakamlarıyla ağaç diktiklerini söyleyen yetkililer "inanmayan gitsin saysın" diyerek
halkı sahalara davet ediyorlar!
Tek tek dikilen ağacı sayamayan gözler kuruyan gölleri, dereleri, ırmakları, nehirleri suyu eksilen barajları, çölleşen toprakları, suları hoyratça çekilen yer altının yer üstüne gönderdiği obrukların büyüklüğü ve derinliği ile görebiliyorlar.
Demek ki dikildiği söylenen ağaç fidanlarının birileri sayarak istatistiğini tutuyor!
*
İklimler değişiyor.
Ülkemde, Ordu'da bu değişimi görüyor ve yaşıyoruz.
Dünyamızın sonunu getiren felaket yavaş yavaş sessiz geliyor.
Geri göndermek için geç kalmış sayılmayız.
Her birimiz doğaya bilerek veya bilemeden verdiği zararın ve zarar verenlerin bilincine varırsa işin üstesinden geliriz.