Karanlıkların Aydınlanacağına Dair Umudumuz Cumhuriyettir

Ahmet Yenin 2022-01-22 00:06:04

Sorumluluk duygusuyla yaşayan  insanlar,   ve okurlar bugün sizlerle mesleki yaşamını İstanbul’da sürdüren Allah dostu Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şaban şimşek kardeşimizin sayfasında RAA tarafından kaleme alınarak 17.01.2021 tarihinde yayınlanmış olan ve okuduğumuzda umutlarımızı yeniden yeşerten makalesini paylaşarak, ülkenin gidişatından daralan ve bunalan ülke insan ve insan dostu iyi ve güzel ahlaklı vicdanlı insanlarımızın kendilerine gelmelerine yaşama heyecanlarının tavan yapmasına karınca kararınca katkımız olsun istedik.

“Kara önlüklerimizin beyaz yakaları ”başlığı altında kaleme alınmış makaleyi okuyun,okuyup akıl sağlığı yerinde insanlara vermek istediği heyecanı fazlasıyla verip umutları yeşerten bu özel ve güzel makaleyi anlayarak okuyanlar olarak inanıyoruz, sizlerde bizim gibi düşünerek son yıllarda ülkemizde yaşananlara bakıp da yaşama heyecanı büyük ölçüde yitirmekle kalmayıp karamsarlığa kapılan insanlar olarak ülkemize ve insanlarımıza daha çok bağlanıp hayat mücadelemize kaldığımız yerden aynı azimle ve kararlılıkla devam edeceğiz.

Bugünkü gibi envai çeşit cihazlarımız yoktu, önlüklerimiz de karaydı ama

Karanlıkları aydınlatan beyaz yakalarımız gibi umutlarımız, mutlu günlerimiz, gülen yüzlerimiz vardı.

Kitaplarımızı, defterlerimizi itinayla kaplar, 0,5 uçlu olmayan kalemlerimizle düz, eğik, süslü, italik, okunaklı yazılar yazar, üstüne kendi oyuncuklarımızı yapacak kadar yaratıcı, yetenekli, paylaşımcı, öz güvenli çocuklardık.

Andımızı, Gençlik Marşımızı söyler, Ömer Seyfettin, Dede Korkut hikâyelerini,

Kafdağı arkasına uzanan masallarımızı, Battalgazi, Köroğlu Destanlarını okurduk, hatta dinlerdik kış gecelerinde.

Biz anne-baba sözü dinlerdik, mahallede ki ağabeylerimizi izlerdi

Sevmesini de sevilmesini de bilir; şarkılarda sever, şarkılarda ayrılırdık.

Ama artık her şey gerilerde kaldı;

Tadı tuzu kaçarken her şeyin, bizde genç olduk, derken anne-baba, çoğumuz da dede-nine bile olduk.

Çok badireler de atlattık, yıkılanımız da oldu, ayakta kalanımız da…

Artık yaşadığımız kadar yaşayamayacağımızı, bir bu kadar daha ömrümüzün olmadığını da biliyoruz.

Ama olsun, iyi ki o yılları gördük, iyi ki o hayatları yaşadık diyebiliyoruz.

Elbette o yılları; çocukluğumu, gençliğimi, hatta olgunluğumun başlarını özlüyorum.

İster miydim acaba aynı hayatları yeni baştan yaşamayı diye düşündüğümde!

Hepsini değil ama çoğunu büyük bir keyifle yaşamak isterdim elbette...

Ama hep derim, aynı dönemde kalmak marifet değil, Marifet, her yeni 365 günü yaşayarak kat etmekte.

Şükür, acılarıyla daha çok da tatlı yanlarıyla geride bıraktık yılları, beyaz yakalarımız olmasa da bu karanlıkların da aydınlanacağına dair umudumuzu koruyoruz. Evet, topyekûn millet olarak son yıllarda istemesek de yaşadığımız umutsuzluklara rağmen karanlıkların da aydınlanacağına dair umudumuzu dünya lideri gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının temelini çok sağlam olarak atıp gençliğe emanet ettiği güçlü cumhuriyetimiz sayesinde koruyoruz diyor, saygılar sunuyorum.

Bu yazı toplam 527 defa okunmuştur

Anasayfa