Güçlülerin savaşı...

Nevin Altunbaş 2022-03-05 00:14:41

Güçlünün güçsüzü ezdiği, yok ettiği bir dünyada yaşıyoruz.

Bir kez daha savaşla yüzleşiyoruz.

Maalesef Ukrayna'da bugün çocuklar ölüyor, anneler ölüyor, babalar ölüyor.

Yuvalar dağılıyor.

Evler, şehirler doğal afetle değil, insan kararıyla bombalarla yıkılıyor, yakılıyor, yok ediliyor.

İnsanın insana yaptığı zulümü televizyon ekranlarında evimizin içinde izliyoruz.

Üzülüyoruz, isyan ediyoruz. Acılar, hayat hikayeleri karşısında yüreklerimiz dağlanıyor ama sonuç değişmiyor.

'Dün'de müslüman ülkeler coğrafyasında Irak, Suriye, Libya, Afganistan'da yaşanan savaş bugün başka bir inancın yaşadığı topraklarında yapılıyor.

Menfaat, çıkar ilişkisi, para, varlık kazanma hırsı, başka ülkelerin doğal zenginliklerinin üzerine akbaba gibi konma planları barbarca niyet olmakla birlikte ne yazık ki bedelini savunmasız, hiç suçu olmayan çocuklar, anneler, aileler masum halklar ödüyor.

        *

Rusya dünyanın en güçlü ülkelerinden... 

Lideri Vladimir Putin ise en acımasız, duygusuz, tek başına karar veren biri.

Aklından ne geçirdiğini, kime ne zaman ne gerekçeyle saldıracağını kimse kestiremiyor.

Anlıyoruz ki yıllardır ülkesini özgürlüğü ve bağımsız hareket etmeyi seçen Ukrayna'ya saldırmak için hazırlanmış.  Merkez Bankasında söyleyenlere göre 600 milyar dolardan fazla para biriktirmiş. Bir o kadar da altın... 

Silah sanayisi, tarımsal üretimini çok ileri düzeye getirerek kendi kendine yeter ülke olmuş... 

Tarımda üretim fazlasıyla dünyaya başta buğday, arpa, ayçiçeği ihracatı yaparak çok önemli güce ulaşmış.

Doğalgaz ve petrol ile dünyayı kendine bağımlı, muhtaç hale getirmiş.

Nihayetinde kendine göre çok zayıf gördüğü ve stratejik öneme sahip Ukrayna'ya saldırdı.

Günlerdir bombalıyor, yıkıyor, yakıyor öldürüyor.

Onun için yaşadığımız dünyada böylesine kontrolsüz devletler ve liderler için ülke olarak her alanda güçlü ve hazırlıklı olmalıyız.

Saldırılacak pay peş edilecek, yenilecek, yutulacak ülke olmak yerine düşmana korku salan, caydırıcı ülke olmalıyız.

Caydırıcı olmak ise zenginlikle, silahla, sanayideki gücünle, yerli ve milli üretimle olur.

Başın sıkıştığında kimseye el avuç açmadan varlığını ortaya koydun mu karşında süper güçlerde olsa durup düşünür.

Mesela kısa süre önce yaşanan Azerbaycan Ermenistan savaşında, bugün Ukraynada Türk üretimi sihaların vurucu gücü konuşuluyorsa, düşman kaçacak delik arıyorsa kimse gözünüzün üzerinde kaşın var demeye cesaret edemez. 

Ülke olarak eksiklerimizi görüp en kısa zamanda tamamlamalıyız.

Dünün Türkiye'sinde ki gibi, kendi kendimize yeter olduğumuz tarımsal üretimde eski günlere geri dönmeliyiz. Taşı toprağa eksen buğday olup filiz veren bereketli Anadolu topraklarında başta buğday olmak üzere tüm hububat ürünlerinde seferberlik anlayışında üretim yapmalıyız.

En önemli besin kaynağımız buğdayda dışa bağımlılıktan acilen kurtulmalıyız.

Düşman emelleriyle kuşatılmış ülkemiz için diri ve güçlü olmalıyız.

Yoksa en güvendiğin, ittifakım dediğin ülkeyle bir bakmışsın savaşıyor olabilirsin...

Bu yazı toplam 2141 defa okunmuştur

Anasayfa