ÇANAKKALE GEÇİLMEZ & ŞİDDET

Nevin Altunbaş 2022-03-19 08:16:10

"Bir gün mevzilerde ateş ediyoruz, Arıburnu'nda düşmana doğru... Çekiyorum tetiği... Çekiyorum... Tüfek patlamıyor, ateş etmiyor. Tüfek bozuldu herhalde, diye düşündüm. Bir arkadaş vardı yanımda, ona ‘‘Bak hele benim tüfek bozulmuş, ateşlemiyor’’ dedim. Arkadaş baktı ve bana ‘‘Ne bozulmuşu, senin parmak gitmiş’’ dedi. Ben o zaman acısını duydum işte. Cız etti içim, bir kurşun gelmiş, tetiği çektiğim parmağı almış götürmüş..."

*

Ülkemizin kurtuluş ve kuruluş mücadelesinde bir anıyı köşeme taşıyarak 107 yıllık zaferimizi anmak, kutlamak, şehitlerimizi yâd etmek istedim. Ruhları şad olsun.

ÇANAKKALE GEÇİLEMEDİ,

GEÇİLEMEZ.

107 YILLIK DESTANIMIZ, ZAFERİMİZ BU MİLLETE KUTLU OLSUN. 

Türk milletinin evlatları Atatürk'ümüzün askeri olarak dün olduğu gibi bugünde vatanı için nöbetteler.

Gerektiği zaman parmağını, kolunu, bacağını canını vatan toprağı için verir ama acısını duymaz..

Şiddet...

Ülkemizde şiddet her geçen gün artıyor. Artmaklada kalmıyor çeşitleniyor.

Mesela, hekime şiddet, sağlık çalışanlarına şiddet, kadına şiddet, eşe şiddet, çocuğa şiddet, öğrenciye şiddet, öğretmene şiddet, turiste şiddet, sürücüye şiddet ...

Saymakla bitmez.

Televizyonların ana haber bültenlerini izlediğinizde her akşam çeşit çeşit şiddet haberlerine şahit oluyoruz.

Silahlar, bıçaklar, palalar, baltalar, kılıçlar ne ararsanız var. 

Vatandaşlarımız birbirlerini dövmek, kesmek, yaralamak, öldürmek için kullanmaktan çekinmiyorlar.

Millet adeta sokak savaşında.

Devletimizi idare edenler toplumsal tepkinin seviyesine göre şiddet uygulanan kesime özel koruma tedbir ve yasal düzenlemeler yapmaya çalışıyor.

*Doktorları korumaya özel yasal düzenleme...

*Kadınları korumaya yasal düzenleme...

*Çocukları korumaya yasal düzenleme gibi...

Bu ülke neden bu hale geldi diye kimse sorgulamıyor.

Sonu nereye gidecek diye kimse düşünmüyor.

Her birey cezayı kendisi vermeye, haklıyı haksızı kendi hukukuna göre belirlemeye çalışıyor.

Yöntemide malumunuz; kesmek doğramak, dövmek, vurmak, kırmak, öldürmek...

*

Geçtiğimiz günlerde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü, 14 Mart Tıp Bayramı hekimler gününü kutladık. 

Yine kara bir tabloyla yüzleştik. 2021 yılında 280 kadın, 2022 yılının ilk iki ayında 98 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 217 kadın şüpheli biçimde ölü bulundu. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre 2021'de öldürülen 280 kadının 124'ü evli olduğu erkek, 37'si birlikte olduğu erkek, 24'ü tanıdık bir kişi, 21'i eski kocası, 16'sı akrabası, 13'ü eskiden birlikte olduğu erkek, 13'ü babası, 11'i oğlu, 6'sı kardeşi, 3'ü tanımadığı bir kişi, 1'i de kendisini takip eden erkek tarafından öldürüldü.

2021 yılında 92 doktor ve 59 hemşire şiddet olaylarının mağduru oldu. Mağdurların, 50'si güvenlik görevlisi, 46'sı 112 çalışanı ve 69'u da diğer sağlık çalışanlardan oluşuyor.

Genel şiddet olaylarının istatistiği tutulsa  her alanda böylesi sonuçlara ulaşılır.

Sorun temelde çözülmeli.

Çare eğitim olmalı.

Önce toplumda şiddetin nedenleri bulunup ona göre reçete uygulanmalı.

Sosyologlar, eğitimciler, psikologlar, ekonomistler, güvenlikçiler, üniversiteliler, siyasetçiler bir araya gelip çareyi devletin çatısı altında kalıcı, caydırıcı çözüm ile üretmelidir.

Gelişmiş, eğitim seviyesi yüksek, halkın refah düzeyi iyi olan ülkelerde örneğine rastlanmayan şiddetin bizim ülkemizde yaşanıyor olması üzüntü ve utanç verici...

Sorun saklamakla, görmezlikten gelmekle, ötelemekle yok olmaz. Bir an önce çare bulunmalı.

Bu yazı toplam 2222 defa okunmuştur

Anasayfa