Sırça köşk kırıldı. Sizin hiç babanız öldü mü benim babam öldü, kör oldum diyor şair. Çocukluğumun kahramanı, Karadeniz de ki beyaz teknede balık tutarken yakın arkadaşım, her türlü protestoda, haksızlık karşısında omuz omuza verdiğim dava arkadaşım,ayrı takımları tutsak da en keyifli futbol tartışmalarını yaşadığım, ne kadar uzak oturursak oturalım sevgisiyle,bilgisiyle bana ışık tutan ilk öğretmenim babam yok artık.
Ömrü boyunca sırça köşkte yaşayan babanın sırça köşkü kırıldı ellerimizde, paramparça oldu yüreğimiz ama kanamadı ellerimiz. Çünkü kırılan sırça köşkten yüzlerce yürek çıktı Karadeniz dalgaları arasından.
Benim babam öğretmendi, öğretendi. Benim babam adam gibi adamdı. Yüreği kocaman…Kırılırken sırça köşk ışıklı kentim ağladı arkasından.Öğrencileri,öğretmenleri,dostları.
Perşembe (Ordu) Öğretmen okulu ilk mezunlarındandı, Milli Eğitim daire başkanlarındandı ve O hep öğretmen olarak yaşadı. Öğretmen evi müdavimlerindendi, 15 yıl her Pazar hiç ara vermeden dostlarıyla balığı, rakıyı, sohbeti, dostluğu buluşturandı.
Gidişine Karadeniz ağladı, öğretmen okulları mezunları şaşırdı fahri başkanlarının gidişine, öğretmen evi sessizleşti öylece, dostları masada yetim kaldı.
O giderken bir şeyler yarım kaldı. Hayır… Yarım kalan ne yeni bir ev, ne bir yazlık, ne bir araba alma telaşıydı. O öğretmendi, öğretendi. Yaşamı güzel bir dünyayı,barışı öğretti öğrencilerine. Yarım kaldı öğretileri. Çünkü O hep öğretmeye devam etti.
Babam yok artık. Ancak kör olmadım ben. Aksine açıldı gözlerim daha fazla. Her öğrencisinin, her dostunun anlattığı bir anı ile kırılan sırça köşkü yeniden oluşturdum yüreğimde. Gururlandım bir kez daha ve bir kez daha anladım ki uzattığı bayrağı taşımalıydık hep beraber.
Benim babam öğretmendi.Benim babam dosttu.Işıklı kentimin değişmeziydi.
Şimdi unutulmazlar arasındaki yerini aldı.
Çünkü Benim babam “ insan gibi insandı”
Bu yazı toplam 2184 defa okunmuştur