Kızım Sana Söylüyorum, İdareciler Asıl Siz Duyun…!

Ahmet Yenin 2022-05-25 00:16:27

Sorumluluk duygusuyla yaşayan akıl sağlığı yerinde okumuş, öğrenmiş, ilim bilim sanat tahsil etmiş iyi ve güzel ahlaklı vicdanlı örnek insanlarımızdan ve idarecilerimizden biri olan yazarımız Naciye Yılmaz hanımefendi, kendinden ve bir avuç yandaşından başkasını düşünmeyen, kendinden ve bir avuç yandaşından başkasına huzur ve güven içerisinde insanca yaşama hakkı tanımayan bencil idareciler ve bencil idarecileri seçerek görev ve yetki veren bencil, kendinden başkasını düşünmeyen sözde seçmenlerin şiddet ve nefret söylemleri yüzünden en ufak siyasi meseleyi, hakkın, hukukun ve adaletin, arkadaşlığın, kapı komşuluğun en önemlisi insanlığın yok edildiğini tartışırken biri birine düşman muamelesi yapılır hale geldiği ülke, Ünye ve insanların geçmişe olan özlemlerini samimiyetlerini iyi arkadaşlıklarını, iyi komşuluklarını kızım sana söylüyorum ama gelinim yani ülkeyi ve insanları illet ve zillet, senden, benden diye ikiye ayıran bencil idarecilere ve bencil idarecilerin seçilmesine vesile olan bencil seçmenlere ithaf eden makalesini halen daha yaşadıklarından ders almamış yada alamamış insanlarımızın ve idarecilerimizin okumalarına, öğrenmelerine düşünerek kendilerine gelmelerine karınca kararınca katkımız olsun istediğimiz için paylaşalım istedik.

Buyurun okuyun kararınızı siz okuyup öğrenenler olarak kendiniz verin

İki kız kardeşiz anneme sık sık soruyoruz...

“Anne siz daha önce nasıl yaşadınız?

Teknoloji yok

İnternet yok

Bilgisayar yok

TV de bir şey yok

Klima yok

Cep telefonu yok”...

Annem cevap veriyor

"Çok güzel yaşadık sizin neslin bugün yaşadığı gibi değil, aslını yaşadık"

Biz, 1950-1980 arasında doğan insanlar Tanrının sevgili kullarıyız... Çünkü biz;

Okuldan sonra akşama kadar sokakta oynardık. Sokaklar güvenliydi. Hiç televizyon izlemezdik. Okullar yarım gündü ve herkes devlet okuluna giderdi. Şimdiki gibi ödevlere boğulmazdık. Oyun için bolca vaktimiz olurdu.

İnternet arkadaşlarıyla değil gerçek arkadaşlarla oynardık..Susadığımız zaman, şişelenmiş su değil, musluk suyu içerdik.Aynı bardağı dört arkadaşla paylaştığımız halde hastalanmazdık. Her gün çok pilav -makarna vs. yediğimiz halde hiçbir zaman kilo almadık. Meyveyi de ağaçtan yerdikAnnemiz ve babamız bizi sağlıklı tutmak için hiçbir zaman ek gıda takviyeleri, vitaminler vermezlerdi. Zaten pek hasta da olmazdık. Kendi oyuncaklarımızı kendimiz yaratır ve onlarla oynardık. Çünkü çok fazla oyuncağımız yoktu ama gazoz kapağı ve çakıl taşlarıyla oynamak şimdiki pahalı teknolojik oyuncaklarla oynamaktan daha zevkliydi. Kıymet bilmeyi de böyle öğrendik.

Ailemiz zengin değildi. Bize mal mülk değil, sevgi verdiler. Cep telefonlarımız, DVD'lerimiz, oyun istasyonumuz, XBox'ımız, video oyunlarımız, kişisel bilgisayarlarımız, internet sohbetimiz olmadı - ama bizim" gerçek "arkadaşlarımız vardı. Arkadaşımızın evini davet olmadan istediğimizde ziyaret eder ve onlarla birlikte eğlenerek yemek yerdik. Senin dünyandan çok farklı olarak bütün akrabalarla iç içe yaşar, aramızda sıkı bağlar olurdu. Çektiğimiz fotoğraflar siyah beyazdı ama renkli anılarla dolu idi.

Biz kendine has, anlayışlı bir nesiliz, çünkü biz ebeveynlerinin söylediğini dinleyen son nesiliz. Ayrıca, çocuklarını dinleyen ve dikkate alan ilk nesiliz. Ve sizler yaşındayken asla var olmayan bir teknolojiyi nasıl kullanacağınız konusunda size yardımcı olabilecek kadar zeki olan da biziz. SINIRLI sayıda üretildik... Bu yüzden;

Bizden keyif alın,

Bizden öğrenin,

Hazine biziz,

Dünyadan yok olmadan önce ...

Her şeyi ve herkesi sevin..Ve en önemlisi sevgiyle kalın diyor,saygılar sunuyorum.

Bu yazı toplam 536 defa okunmuştur

Anasayfa