Bir tatil beldesinde herkesin mutlu mesut gezdiği anlarda; sen doğduğun coğrafyadan kovulmuş bir ailenin bebeği olarak dünyaya gelmenin bedelini ödüyordun...
Hava sıcak, senin üzerinde yırtık kıyafetin annenin kalçasına sıkıştırılmış çelimsiz bedenin...
Bir bebek... Anneni polisler alıp arabaya bindirirken senin çığlık, senin gözyaşların orada bulunanları ve beni derinden etkiledi.
“Ne oluyor orada neden alıyorlar anneyi” dedim... Senin gibi zayıf, kuru annen yalvarıyordu polislere “bırakın” diye...
Sonradan öğrendim ki Suriye’li kadınları çalıştıran onların üzerinden para kazanan şebeke varmış. Önce normal yolunda giden insanlara bebeklerini çarptırıp yere düşürüyorlarmış, yani insanlara tuzak kuruluyor! İnsanlarda gerçekten bebeklere çarpıp düşürdüklerini sanıyorlarmış. Gelsin paralar Allah ne verdiyse!
Korkunç şeyler dinledim orada.
Sonra kadına kızamadım bile, kesinlikle dayakla çalıştırılıyorlardır, bebeğe çok üzüldüm masum bedeni kullanılıyor diye...
Coğrafya kaderdir diye boşuna dememişler.
Esmer bebek; senin kaderinde çok kötüymüş be!
Kafamda binbir soru; bu insanlar nasıl kurtulur diye, çare arayışları içinde çözüm ve çözümlük arasında ...
Ben de işlek bir cadde ortasında gözümde yaşlarla yoluma; o bebek kaderine gitti!
(Ne yazık ki bu günlerde Ordu'da da yoğun olarak bebek ile dilenme ve çocuğu bu konuda istismar etme var. Çocuğun bu tür işlerde kullanılması kanunen suç. Ordu'da ki yetkililer niye seyirci kalıyorlar anlamak mümkün değil."
Bu yazı toplam 2357 defa okunmuştur