Şimdi sizlere aktaracağım bu ağacın hikayesini duyduğunuzu zannetmiyorum.
Sizin aklınızın bir köşesinde bulunması için aktarıyorum.
‘Hazreti İbrahim’in Nemrut’un putlarını
kırdığı ve halkı doğru yola davet etmiş olduğu hepimizin bilmiş olduğu bir vakadır.
Urfa ilindeki meşhur Balıklı Göl bunun en güzel göstergesidir. Hazreti İbrahim ile ilgili başka bir hikaye daha vardır ki diğeri kadar anlatılmaz Bununla beraber iğde ağacının bugünkü şeklini alışının da hikayesi olan bu efsanelenmiş şöyledir;
Nemrut, Hazreti İbrahim’i ateşe ateşe atmaya karar verir. Büyük bir ateş yaktıracak ve İbrahim’i içine atarak diri diri yakacaktır.
Nemrut’un adamları ateşin yakılabilmesi için ağaç toplamaya başlarlar. Fakat bir çok ağaç böyle uğursuz bir ateş için yanmaya razı olmazlar.
Ateşin büyük olması için odun toplayıcılar uzun ve muntazam ağaçları tercih ederler; O zamanla uzun ve pürüzsüz olan iğde ağacı ise gözükür olur.
Çevredeki iğde ağaçlarını keserler ve ateşe atarlar. Bir ara ateş o kadar büyürki,
Hazreti İbrahim’i ateşe atmak için yanaşamazlar. Derhal bir mancınık hazırlanıp İbrahim’i onun vasıtası ile ateşe atarlar.
İbrahim’in düşmüş olduğu yerin güzel bir bahçe ateşin göl ve odunların balıklar olduğunu hepimiz biliyoruz.
Fakat ya iğde ağaçları ... Evet o günden sonra iğde ağaçlarının ne düzgünlüğü nede dikensizliği...
Bugün iğde ağaçları eğri büyrü ve dikenlidir. Bu yüzden yakılmak için tercih edilmez.