Radyo dinlerken...

Nevin Altunbaş 2022-07-16 07:51:28

Eskilerde evlerin olmazsa olmazı, tek eğlence aracı radyo idi.

Radyo bugünün iletişim araçlarının yanında ne kadar kendine yer bulur, programları ne denli takip edilir bir ölçümü olmadığı için bilinmiyor olsa bile TRT radyosunu dinlemek iyi geliyor.

Radyoyu açıp iş yaparken bir kulağımızın orada olması, halk müziğimizi, geleneklerimizi, kültürümüzü, kısa kısa da olsa güncel haberlerden haberdar olmak apayrı bir keyif. 

       *

Bizim nesil televizyonla büyüdü.

Çocukluk yıllarımız 1980'ler ve 2000 yıllara kadar, hele de tek kanallı TRT TV dönemi dizileri, Türk filmleri, eğlenceli hafta sonu programları, çizgi filmleri, spor yayınlarıyla bugünün çok kanallı televizyonlarından kat be kat üstündü.

        *

Esasında radyo tüm iletişim araçlarından daha huzur veren, dinlendiren bir ortam sağlıyor.

Bugün ekranlarda gördüğümüz kavga, kan, vahşet, vurmalar, kırmalar, şiddet radyoda yok. Ahlaki değerlerimizin rafa kaldırılmış programlarını duyamazsınız.

          *

Son yıllarda o kadar iletişim araçlarının yanında radyo dinleniyor olması,  programları dinlerken gelen mesaj ve yorumlardan, istek ve taleplerden anlıyoruz.

Radyo popüler günlerine geri dönüyor desek, yorumunuz havada kalmaz...

        *

Hafta içinde radyomu açtım, dinliyorum.

TRT kanalı yayında.

Spiker ve konuğu ülkemizde sürekli artan kadın cinayetlerini, kadına şiddeti, tacizi ve yasalarda cezalardaki yetersizliği, haksız ceza indirimlerini konuşuyorlar.

Programın yarısında katıldığım için öncesini kaçırmışım. Konuşmacı konuk kadına şiddetin ülkemizde her yıl misli misline artış gösterdiğini, uygulanan cezaların yetersizliğine vurgu yapıp ceza indirimlerine tepkisini dile getiriyor.

Ardından şiddete maruz kalacağını bilen, tehdidi altında olan kadının evinde, dışarıda alması gereken tedbirleri sıralıyor.

Sanki sıradan bir yaşamı anlatır gibi.

Ne acı...!

Kadınlarımız adına üzüntü veren aşağılayıcı bir durum.

Kadının, çocuğun, ailenin göreceği, yaşayacağı kesinmiş gibi anlatılan şiddet tedbirlerini konuşmak yerine bu toplum neden bu hale geldiği konuşulsa...

        *

Kadına, çocuğa veya herhangi birine uygulanan şiddete karşı bizler de duyarlı olmalıyız.

Gördüğümüz, duyduğumuz şiddet olaylarına karşı kayıtsız kalmayalım.

Böylesine ilkel bir sorunun üstesinden milletce birlikte gelebiliriz.

Şiddeti 112 acil yardım telefonuna bildirelim.

Bu yönde yapılan ihbarları yapanlar gizli tutuluyor. Kimse korkmamalı ihbarı yapan kişinin kimlik bilgileri görevlilerce saklanıyor.

Son 10 yılda ülkemizde kayıtları tutulan ve resmi tutanaklara geçen 3 bin 185 kadın hayattan koparılmış.

Bu sayıya 2020, 2021 ve içinde bulunduğumuz yılın 6 aylık süresi dahil değil.

Nereden bakarsanız bakın kayıt dışında kalanlarla 4 veya 5 bin kadın..

Rakamla ifade ettiğimiz bu sayı küçük, kolay telaffuz ediliyor gibi olsa bile ülkemizdeki birçok ilçede yaşayan toplam nüfustan fazla.

ALINTI BİLGİ:

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) verilerine göre 2008'de 80, 2009'da 109, 2010'da 180, 2011'de 121, 2012'de 210, 2013'te 237, 2014'te 294, 2015'te 303, 2016'da 328, 2017'de 409, 2018'de 440, 2019'da 474 olmak üzere 2008-2019 yılları arasında toplam 3.185 kadın öldürülmüştür.

         *

2020, 2021 ve yaşadığımız 2022 yılının 6 aylık dilimi bu tabloda yok.

Ne kadar sayıyı artırır bilemem ama tablo Türk halkına ve insanı yaşatmakla sorumluluğu olan devletimiz yöneticilerine hiç yakışmıyor.

İstatistik tutmaktansa kadınlarımızı yaşatmak asıl görev olmalı...

Bu yazı toplam 1963 defa okunmuştur

Anasayfa