Nevin Altunbaş

Marmara Denizi ve Müsilaj

19 Haziran 2021 Cumartesi

"Yüz ölçümü 11 bin 350 km² olan Marmara, Türkiye’deki en küçük denizdir. Bir iç deniz olan Marmara, Türkiye’nin Asya ve Avrupa'yı  birbirinden ayırır.

Marmara Denizi'nin en derin yeri bin 238 m’dir. Kıta sahanlığı geniştir. İstanbul Boğazı ile Karadeniz’e, Çanakkale Boğazı ile de Ege Denizi’ne bağlanır. Marmara kıyılarının uzunluğu bin 275 km’dir. Balıkçılık ve liman etkinliklerinden dolayı önemli bir yere sahiptir.

Marmara Denizi ile Boğazlar alt ve üst akıntılar bakımından önemlidir. Fazla yağış alan ve çok sayıda akarsuyun döküldüğü Karadeniz’in seviyesi Marmara’ya göre 40 cm fazladır. Bu fazla sular, İstanbul Boğazı’ndan Marmara’ya oradan da Çanakkale Boğazı üzerinden Ege Denizi’ne akmaktadır.

İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir, Çanakkale İllerinin yanında, Marmara Denizi'ne, Tekirdağ İli'nin de kıyısı vardır."

*

Yukarıda anlatılan ansiklopedik bilgiden sonra konumuza geçelim.

*

Google'da araştırdığınızda ülkemizin bir iç denizi olan Marmara Denizi'nden daha küçük Dünya üzerinde 84 ülkenin var olduğunu görürsünüz.

Mesela, Kıbrıs 9 bin 251, Lüksemburg 2 bin 586, Filistin 6 bin 220, Lübnan 10 bin 452, Kosova 10 bin 887, son yıllarda ülkemizde sıkça ismi geçen Katar 11 bin 586 km² alana sahip ülkelerden bazıları.

*

84 ülkenin yüzölçümünden daha büyük Marmara Denizi'ni sonunda kirletmeyi, masmavi sularını tanınamayacak hale getirmeyi başardık!

Pes doğrusu!

Hele de"Temizlik imanın yarısıdır" inancına sahip bir millet olarak böylesine büyük bir çevreyi nasıl, neyle, kaç yılda tanınmaz hale getirdik, buyursun birileri açıklasın.

*

Yüzlerce canlıların yaşam alanlarını insanoğlu olarak yok ediyoruz.

Martı denize konamıyor. Karbatak dalamıyor. Balıkları kendi evinde sardık sarmaladık yüzemez, nefes alamaz yaptık. Yengeçler son tutundukları taşın üzerinde  kaldı. Doğrusu ucu bucağı görünmeyen denizi  nasıl bu hale getidik inanın anlamakta, yorumlamakta havsalam almıyor.

Bilim çevrelerinde"Müsilaj" adıyla ifade edilen bu kirlilik maalesef 11 bin 350 km² Marmara Denizi'ni yüzeyden ve dipten kaplarken bu kabusun, çevre felaketinin sorumlusu yok!

*

Dünya'nın oluşumu bilim kaynaklarına göre 4 milyar yıl öncesine gitmektedir. Belki 4 milyarı burada kolayca yazar, ifade edebiliriz. Ancak bir insan ömrünün 70, 80 yıl olduğunu hesap edersek 4 milyar yılın yanına koyduğumuzda  ne kadar çok uzun bir süre olduğu farkedilecektir.

Demek oluyor ki yaşadığımız topraklarda 4 milyar yıldır canlılar vardı. İnsanlar geldi gitti...

Kirletmeden, yok etmeden bugünlere getirdiler bizlere bıraktılar. Bizden öncekiler bu coğrafyayı bizler gibi kullanıyor olsalardı bugün nasıl bir Dünya'da olacağımızı tahmin bile edilemez.

*

Ülkemizin bir tek Marmara Denizi'nde değil, her köşesinde çevre adına iyi haberler almıyoruz.

İnsanımızın çevreyi koruma, zarar vermeme noktasında eğitimi, bilgisi, kültürü, inancı maalesef yeterli düzeyde değil. 

Evimizin uzağına döktüğümüz çöpün kendimize zararı olmayacağını sanıyoruz.

Ama gerçek inandığımızdan çok farklı.

O çöpün içerisinde ve tam merkezindeyiz.

Deve kuşu misali kafayı kuma gömmek gerçeklerle yüzleşmeyi engellemiyor.

Bu durumu acilen düzeltmeliyiz.

Evde ailede, okulda öğretmenle, sokakta devletle yürütülecek çevre bilinci eğitim seferberliği başlatarak bir sonuca varabiliriz.

Zararın neresinden dönersek kârdır...

Bilinmeli ki yaşadığımız, nefes aldığımız dünyanın her köşesi evimizin içidir.