6 Eylül 2023 Çarşamba Saat: 08:58
6 Şubat 2023, Pazar günü meydana gelen yüzyılların en büyük hasarlı depreminin yaraları sarılmaya devam ediyor.
İktidarın temsilcisi olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Bakanlar ve tüm kamu görevlilerinin yanı sıra tüm siyasi partiler, stk ve gönüllülerin gayretini inkâr etmemek gerekir.
Bunca pozitif ayrıma ve gayrete rağmen depremde ağır alan vatandaşların sorunlarının yakın zamanda çözülemeyeceği de ortada...
Bölgedeki yıkımı yaşayan depremzedelerden biriyim, çevremden edindiğim sorunları mümkün olduğunca yapıcı dille yazıyorum, yazmaya devam edeceğim.
Bizim en büyük sorunumuz aylar geçmesine rağmen halen kriz çözümünde yetersiz kalınmasıdır. Bunun sebebi de "sanki sorunu rapor eder veya dile getirirse ceza alacakmış" gibi korkarak gizleyen işgüzarlardır.
Memurlardan başlayarak en üst bürokrata kadar neredeyse herkes "sorunları çözmek için ne gerekiyorsa yapıyoruz" dese de işlemler beklenen düzeyde, kalitede ve zamanda yapılmıyor.
Sorunun çözümünü bir müteahhit veya taşerona ihale etmek sadece işin ilk adımıdır, o işi alan kişi veya firmanın istenen işi en sağlıklı, kaliteli ve zamanında yapmasını sağlamak ise sonraki aşamasıdır.
Ara sıra iş yapılan yerlere gidip bilgi almak ve fotoğraf çekip medyaya servis etmekle ikiyüz günümüz geçti. Şantiyelerde görüşülen işveren veya temsilcisinin gelen herkese aynı cümlelerle brifing vermesi işi tam yaptığı anlamına gelmez. İş takibi ve kontroller ani ve önceden bildirilmeyen zamanlarda gerçeklestirilecek denetimlerle yapılmalıdır.
Yaz bitti sayılır ve halen konteynerlere yerleştirilmede sorun yaşanıyor, çadırdan bir an önce çıkması gerek afrtzedeler konteyner işgalcilerinden kurtulamayan bürokratların farkında olmadan mağduru oldular. Neredeyse kışa giriyoruz ama halen klima sorunu yaşanıyor, içme suyu ayrı bir dert, bulaşık ve banyo suyu başka..
Depremde zarar gören mülk sahiplerine verilmek üzere yapılan kalıcı konutların bir kısmı bitmek üzere ama daha onbinlercesinin temeli atılmayı bekliyor.
"Deprem günü ve öncesi kiracı olup da eşyalarını kaybeden kiracıların akıbeti ne olacak" sorusu henüz cevaplanmadı. Mülk sahiplerine verilen "hibeli düşük faizli ve uzun vadeli kredi"lerden kiracılarında faydalandırılması onlara büyük destek verecektir. Bu aynı zamanda özellikle yerinde dönüşüme hız kazandıracak ve afetzedelerin sağdan-soldan biraraya getirdiği birikimlerini de ekonomiye kazandıracaktır.
Devletin bir jest yaparak ev ve işyerinde kullanılan eşyalarını kaybedenlere yeniden edinebilmesi için toplu bir ödeme hazırlığı yaptığını biliyorum, hasar durumuna göre (örneğin yıkılan veya ağır hasarlı evler için hane başına ortalama 200 bin lira kadar) bir hibe verilmesi çok ince düşünülmüş jesttir. Umarım bu destek de en kısa zamanda dağıtılır. Zira depremden bu yana yaşanan ekonomik krizde verilmesi planlanan rakamın alım gücü düşmeye devam ediyor. Yine umarım ki bu jest için seçim meydanlarına çıkmayı beklemezler, zaten "kimin bize nasıl bir gözle baktığını" gören seçmenleriz, böylesi politik bir manevraya gerek yok.
Diğer bir sorun da soğuklar başlamadan konteynerdeki kışa yönelik adımların gecikmesi endişemizdir.
Son olarak siyasilerden bir ricam daha var, her fırsatta yazıyor ve söylüyorum, afetzedeler üzerinden politikadan lütfen uzak durun. Bırakın "iktidar-muhalefet" ayrımını "devlet-millet" el-ele yardımlaşmada dünyaya örnek olalım. Bu konuda en büyük yük iktidara düşüyor, muhalefetin verdiği çözüm katkısına teşekkür edip, devamı için motive edici ifadelerle teşvik etmesi de çözüme hız kazandıracaktır.