4 Kasım 2023 Cumartesi Saat: 14:47
Hükümetler iyi ya da kötü olabilirler. Ancak kötü hükümetten daha da kötüsü tiran ya da despottur diyen Atatürk mensubu olduğu aziz Türk Milletine yakıştırdığı ve layık gördüğü Türkiye Cumhuriyeti devletini kurarak emanet etti.
Atatürk hem yedi düvele karşı savaştı, hem de savaş sonunda ben biz uğruna canımızla kanımızla mücadele verdiğimiz aziz Türk Milletimize nasıl bir devlet modeli bırakalım ki halk kendi kendini yönetsin diyerek savaş meydanlarında okuduğu kitaplardan esinlenerek onlarca idare şeklinden en özeli ve en önemlisi olarak milletine layık gördüğü milletin kendi kendini idare ettiği Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdu.
Öyle söylendiği gibi kolay kurmadı Atatürk Türkiye’si cennet vatan ülke Türkiye cumhuriyeti devletini. Dışarıdan yapılan muhalefete göğüs germek ayrı bir dert, birde kendi içinde birlikte varlık yokluk mücadelesi verdiğin silah arkadaşlarının yaptığı muhalefete dert anlatmak ayrı bir dert. Atatürk büyük bir sabır göstererek Cumhuriyet idaresini kabul ettirmeyi başarmıştır.
İşte Atatürk’ün yedi düvele karşı mücadele ederek cephede savaşırken cephede okuduğu kitaplardan biridir bugün sizlerin de okuyup anlayarak yorumlamanıza ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin ne zor şartlarda kurulup günümüze kadar ne şartlarda nasıl geldiğini anlayıp Atatürk’e öyle bakmanıza karınca kararınca katkımız olsun istedik.
Atatürkün okuduğu kitaplardan biridir.
1. Demokrasi: “Önce, egemen varlık yönetim görevini bütün halka ya da halkın büyük bir bölüğüne bırakabilir: Öyle ki, yönetici yurttaşların sayısı öbür yurttaşların sayısını aşar. Bu çeşit yönetime demokrasi denir.”
2. Aristokrasi: “Ya da egemen varlık, yönetim işini bir azınlığın eline bırakır. Öyle ki, yurttaş sayısı yönetici sayısından çok olur. Bu türlü yönetime de aristokrasi adı verilir.”
3. Monarşi: “Son olarak, egemen varlık yönetimi tek bir yöneticinin eline bırakır. Bütün öbür görevliler yetkilerini ondan alırlar. Bu üçüncü biçim en yaygın yönetim biçimidir. Bunun adına da monarşi ya da krallık yönetimi denir.”
Hükümetler iyi veya kötü olabilirler.
Ancak kötü hükümetten daha da kötüsü tiran ya da despottur.
Tiran, halk dilinde, hakka ve yasalara aldırış etmeksizin zorbaca yöneten bir krala denir. Tiran, yasalara göre yönetme hakkını yasalara aykırı olarak kendine mal eden kimsedir.
Despot ise, kendini yasaların üstüne çıkaran kişidir.
Jean Jacques Rousseau - Toplum Sözleşmesi