Ahmet Yenin

Unutma, Bilim İle Gidilmeyen Her Yol Karanlıktır…

29 Ocak 2024 Pazartesi Saat: 09:42

Kıt aklınca bana yazan Ümmetçi kardeşim dinle bak, sana ne diyeceğim!.. Üniversite Lisans ve master (yüksek Lisans’ımı başarıyla tamamladığımı belirtmeyeceğim, haftada 2 kitap bitirdiğimi, günlük 10 tane gazete, dergi takip ettiğimi ve en az 20 yazarın köşe yazılarını okuduğumu, 50 ülke gezdiğimi, 3 dil bildiğimi, 4 kitap yazdığımı, saz çaldığımı söylemeyeceğim. 

Herkesi hepimizi ve alemi yaratan yüce Allah akıl verip yarattığı tüm insanlara insanlığın en büyük baş belası cehalet cahillik cahil insanlar ve idarecilerdir buyuruyor. Cehaletten cahillikten okuyup öğrenerek ilim bilim sanat tahsil ederek kendinizi kurtarmakla kalmayın birlikte yaşamak zorunda olduğunuz tüm insanlarında okuyup öğrenerek kendinizi kurtardığınız gibi cahillikten kurtulmalarına huzur ve güven içerisinde insanca yaşamalarına katkı sağlayın buyuruyor. 

Saygıdeğer yazar kardeşimiz Şah Ali Yaşar insanlığın en büyük düşmanının cahillik olduğunu bildiği için tüm insanların ve insan dostu canlıların cahil insanlar ve cahil idareciler yüzünden yaşamları boyunca çile çektiklerini bildiği için, huzur ve güven içerisinde insanca yaşamak isteyen insanlara atfen herkesi hepimizi yakından ilgilendiren bu makaleyi kaleme almış.

Herkese hepimize yeten ve Sultan Süleyman’a kalmayan ölümlü fani dünya size, bize hiç kimseye kalmayacak. Okuyun, okutun insanlığın en büyük baş belası cahillikten topyekûn ülke ve insanlar olarak kurtulup hep birlikte huzur ve güven içerisinde insanca yaşayalım ve birlikte yaşadıklarımızı aynı minval üzere yaşatalım. 

Fani dünyaya gözünü açtığında cahilsin, hem de kör kütük cahilsin, bunu senin, sizin gibi ölümlü fani olan ben demiyorum. Herkesi hepimizi ve âlemi yaratan yüce Allah diyor, bu yüzdende cehaletten cahillikten kurtulmak için oku ey kulum oku öğren, ilim bilim sanat tahsil et, önce kendini değiştir, dolayısıyla yaşamın boyu sana yetecek Allah’ın bahşettiği aklını geliştir, düşünerek taşınarak sorarak sorgulayarak huzur ve güven içerisinde yaşa ve beraber yaşadığın tüm insanları da kendin gibi huzur ve güven içinde yaşat diyorum alınıyorsun, yeterince okumamış ve araştırmamışsın diyorum kabul etmiyorsun, görmemişsin ve yaşamamışsın diyorum güceniyorsun… 

Cahil olmana değil, cahillikte diretmene kızıyorum. Yine de seni doğrudan doğruya suçlamıyorum, sen ve senin gibi saf insanları, iyi niyetli arkadaşları ve Türk Halkını hususi cahil bırakanları, karanlığa sürükleyenleri ve sonrasında amaçları doğrultusunda bir maşa gibi kullananları lanetliyorum.

Resimdeki yer, Riyad/Suudi Arabistan, uluslararası iş dünyası ve yatırım ajansları toplantısındayım. Biliyorum, sen kutsal toprak dediğin buraları hiç görmedin, belki umre ve hacca gidenlerden dinlemişsindir. 

Dünyanın tüm Arap ülkelerini dolaştım, her seviyede Araplar ile tanıştım, mevcut dini yapı ve inanç sistemlerini inceledim, kültür ve hayat şartlarını görerek ve yaşayarak öğrendim. 

Vardığım sonuç; her ne arayacaksan kendinde aramalı, her ne istiyorsan özünde bulmalısın.

Kim ki; Arab’ın şahsına, Arab’ın diline, Arab’ın kültürüne, Arab’ın giyim ve yaşam biçimine kutsiyet atfediyorsa, bil ki ya cahildir, kandırılmıştır, ya menfaat karşılığı satılmıştır.

Dikkat buyur; din demiyorum, din ortak bir kavramdır ve genel olarak Türkler de Müslümandır. (Kaldı ki Müslüman olmayan Türkler ve Türk boyları kardeşlerimiz de vardır, hepsine sevgimiz ve saygımız sonsuzdur) Müslüman olup da Arap veya Türk olmayan farklı milletler ve ülkeler de mevcuttur.

Bu durumda, İslam dini; hiç bir ülkenin, milletin, hiç bir cemaat ve grubun tekelinde değildir.

Arap iyi Müslüman da, Türk kötü Müslüman mı? Bu hayranlık, sempatizanlık, özentilik neden?

Dünyadaki tüm Müslüman milletler, Arap gibi giymek, Arap gibi yemek, Arap gibi konuşmak, Arap gibi okumak, Arap gibi yaşamak zorunda mıdır? Kaynak nedir? Ölçü nedir? Doğru nedir?

Kaynak “Kur’an” dediğini duyuyorum. Ama kaynağı da iyi okumuyorsun, okusan da anlamıyorsun, kelimelerin manasını bilmiyorsun. Kaynağın da, anlayacağın dilde, Türkçe olarak okunmasını, duaların Türkçe edilmesini istemiyorsun. Çünkü, sana öyle diyorlar, öyle öğretiyorlar, öyle aşılıyorlar. 

Hiç sordun mu, araştırdın mı? Diğer dinler ve kitaplar nasıl? Mesela İncil neden öyle değil. Avrupa ülkelerini gezince göreceksin ki, her ülke kendi dilinde dualarını okuyor, ibadetini yapıyor.

Ortodokslar mesela, Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Yunanistan vs. hepsini gezdim, kiliselerine gittim, din adamlarıyla konuştum, gördüm ki hepsi kendi dillerinde, kendi kültürlerinde inançlarını harmanlayarak dinlerini yaşıyorlar. 

Ayrıca… Müslüman ülkelerde Arap kültürünü hâkim kılmak için yıllık ne kadar bütçe ve finansal kaynak ayrıldığını biliyor musun?

İsimleri ve faaliyet alanları farklı görünse de, ortak amaç ve zihniyetleri “Arabizm” olan dernek, cemiyet, parti, vakıf, cemaat, tarikat vs. yapıların, sadece bayramdan bayrama topladıkları kurban derileriyle mi giderlerini karşıladıklarını sanıyorsun? 

Bir tek bağışlarla mı geçiniyorlar? Yalnız aidatlarla mı ayakta duruyorlar? Kimler destekliyor? Hangi Arap ülkelerinin diasporası var bu oluşumların arkasında? Harcanan bu devasa sermaye, nasıl geri dönüştürülüyor?

Sen daha neyin orucu bozup-bozmadığını öğrenemedin ki, bunları nerden bileceksin? Günde 10 bin defa tesbih çekmeyi, 20 bin defa tekbir getirmeyi ders mi, ilim mi sanıyorsun?

Demem o ki Ümmetçi kardeşim, aklını kullan, hipnoz olma, kimseye biat etme, gözlerini aç!. Din kullanılarak dünya geneline yayılan Arap Emperyalizmini gör, Selefi Arapçılığı fark et !..

Bir Türk vatandaşı olarak, bütün insanlara, dinlere, dillere ve kültürlere elbette saygı duyuyorum ama kimsenin de Türk dilini, dinini, töresini ve kültürünü Araplaştırmasına, yozlaştırmasına, tahrip etmesine iyi gözle bakmıyorum ve kayıtsız kalamıyorum.

Çünkü ben Ümmetçi değil, özü ve sözüyle bir Türk Milliyetçisiyim, Vatansever, Devrimci, Halkçı, Cumhuriyetçi, Laik, Yurtseverim. Senin hiç sevmediğin Atatürk, benim hayat liderimdir. Senin hoşlanmadığın Cumhuriyet, Laiklik ve Demokrasi, benim vazgeçilmezimdir. Özgürlük ruhum, bağımsızlık karakterimdir. Yükselmek, gelişmek, ilerlemek hedefimdir.

Gayem insanlık, yüküm sevgi, ölçüm vicdandır.

Kalben yolum Hak-Muhammed-Ali, ocağım Ahmet Yesevi, Pirim Hacı Bektaşi Veli’dir. Ulu Ozanlar ile nefeslenirim; Nesimi okur, Şah Hatayi dinler, Pir Sultan Abdal söylerim. Öğüdü Edebali’den, hoşgörüyü Yunus Emre’den, cesareti Battal Gazi’den alırım.

Unutma, bilim ile gidilmeyen her yol karanlıktır.

Düşünce karanlığına ışık tutanlara selam olsun.